Miran gelen telefonla odadan bir hışımla çıkıp Dağhan konağının yolunu tuttu.
Duydukları gerçek olamayacak kadar saçma şeylerdi.
Devran'ın bu yaptığına anlam veremedi .
Hadi Elvan ve beni bir araya getirdi iyide yaptın ama kardeşim ne alaka Leyla ne alaka diye sinirle konağın önünde durdu.
Miran konağa girerken Emre hala şoka girmiş bir şekilde olduğu yerde put gibi duruyordu.
Ağzını açıp tek kelime dahi edemedi onun yerine Devran Yusuf ile konuşmaya adamı ikna etmeye çalıştı.
"Ne diyorsun Devran ağa ! Kardeşimi hiç tanımadığı bu adamamı vereceksin !"
Devran dudağının kenarı ile gülüp Yusuf'a küçümseyen bir bakış attı.
"Bunu sen mi diyorsun Yusuf ! Kızı döven sen değil miydin şimdi mi kıymetli mi oldu kardeşin ! Ömer ağa sana ne teklif etti de Leyla'yı tanımadığı Emre'ye vermek istemezsin."Devran'ın Ömer'den bahsetmesi ile Gülnihal'in ağzı açık bir şekilde ağlayan Leyla'ya sinirle baktı.
Kimdi ki Leyla herkes peşine pervane olmuş sırf onu korumak için Emre Hazar ateşlere atılıyordu.
Sinirle soludu adamların konuşmasını böldü.
"Ben bu Leyla mevzusundan sıkıldım ben ne olacağım . Geri kalan hayatımı bu avluda sizi izleyerek geçirmem inşallah Devran ağam ." Dedi cilveli bir sesle.Diyar kadına sinirle bakarken Devran ya sabır çekiyordu.
Avluya Miran'ında girişi ile ortalık iyice karışacak gibi görünüyordu.
Diyar abisinin alnındaki damarı görünce Leyla'nın koluna girdi.
"Biz gidelim en iyisi burada savaş çıkacak ."deyip ayağa kaldırdı.
"Sende bizimle gel Gülnihal kalacağın odayı göstereyim."Gülnihal Miran'ın heybetli gelişi ile iç çekti adamı kaybettiğine o kadar pişmandı ki ama bazı hataların geri dönüşü olmadığını artık o da biliyordu.
Ona yazılan kadere şimdilik boyun eğip Diyar'ın peşinden yürüdü.Miran sinirle Devran'ın karşısında durdu .
"Ne evlenmesi lan ne diyorsun sen ?"
"Miran bir sakin ol çalışma odasına gidelim ya da Hüseyin abinin mekana gidelim rahatça konuşalım . Bir dinle sende bana hak vereceksin "
Arkadaşının koluna dokunup yürümeye başladılar.
Emre ise hala aynı yerde durmuş bekliyordu.
Miran kardeşinin şaşkın halini görünce sinirine rağmen güldü adamın omzuna sertçe vurdu.
"Hadi gidiyoruz damat bey düğün bitti"
"Abi ne diyorsunuz siz ben kimseyle evlenmem !"
"Emre hadi kardeşim şu konaktan bir çıkalım Devran abine o zaman birlikte hesap sorarız."deyip ağzı halen açık olan Emre'nin koluna girip konaktan çıkıp arabalarına bindiler.
Hüseyin bey'in lokantasına gelince hepsi bir sandalye çekip yüzleri asık bir şekilde oturdu.
"Anlat bakalım Devran efendi sendeki bu Hazar erkeklerine kız bulma merakı nereden geliyor ?"
Devran tek kaşını kaldırarak arkadaşına küçümseyen bir bakış attı.
"Geleceği görüyorum diyelim Miran ağa yoksa evliliğinden pişman mısın ?"
"Lan ben onu mu dedim niye kendi başına iş çeviriyorsun ? Hadi Elvan ile bizde dört ayak üstüne düştün çok şükür biz mutluyuz ."deyip derin bir nefes aldı.
Karısının son bakışları aklına gelince içi titredi.
Elvan'ın çaresizliğini neden o tepkiyi verdiğini kafasında tartıp düşünüyor kızı her seferinde haklı bulunuyordu.
Şimdiden özlemişti karısı ile şakalaşmayı,laf yarışına girmeyi kokusunu gülüşünü sanki ayrılalı aylar yıllar olmuş hasret kalmış gibi hissedip dalıp gitti.
"Abi benim mevzuyu konuşuyorduk .Abi ! Allah'ım ya birisi kafasına göre bana kız bulur diğeri dalar gider başıma mecnun oldu."
Devran Emre' nin haline güldü kendini tutamayıp bir de üstüne şaka yaptı.
"Yok kardeşim Mecnun inşallah sen olacaksın .Abin şimdilik kalas mertebesine yükseldi."
Devran kendi yaptığı soğuk şakaya kahkahalarla gülerken Miran ikisinide duymayıp yerinden bir hışımla kalktı.
"Abi konuşacaktık !"
"Devran abin doğrusunu bilir benim acil bir işim var "
Emre kurbanlık koyun gibi bir abisine bir Devran'a baktı.
Devran pis pis gülerek Emre'nin omzuna vurdu.
"Korkma kardeşim korkma evlilik bu sonunda keramet var korkma ." Diye kahkahalar atarken Emre koşarak giden Miran'ın arkasından "Abi !" demekle yetindi.Miran arabasına bindi hızla sürmeye başladı . Karısına gitmek onunla barışmak için acele ediyordu.
Yolunu bir araba kesince aniden frene basmak zorunda kaldı.
"Noluyor lan ! "
"Oo Miran ağam sonunda karşılaştık ya gözüm yollarda kalmıştı biliyor musun ?"
"Defol git karşımdan Kemal Diyar'a yaptıklarını biliyorum elimde kalırsın !"
"Bende tam bu mesele yüzünden konuşmak istiyordum . İsmail'in selamı var haftaya tahliye olacakmış bilmen iyi olur diye düşündüm ."
Miran sinirle kendisini tehdit eden adamın üzerine atladı.
"Lan it sen kimsin ,İsmail kim ki beni tehdit ediyorsunuz !"
Kemal'e yumruk attı adamı üzerine yürüyüp tekme atmaya başladı.
"Ailemin ,kardeşimin bir metre yakınında seni o İsmail itini görürsem bu sefer acımam lan" diye öfkeyle adama vurmaya devam etti.
Tam Kemal'e vurmayı bırakıp arkasını döndüğü an Kemal cebinden çıkardığı silah'ı Miran'a doğrulttu.
Miran arkasını dönmüş arabasına yürürken Kemal adamın arkasıdan üç el ateş etti.Elvan uykudan sıçrayarak uyandı etrafına baktığında havanın karardığını gördü.
Miran ile yaşadıkları aklına gelince iç çekip derin bir nefes aldı yavaşça yataktan kalktı.
Kendilerince Gülnihal aralarına girmesin diye uğraşmış çabalamışlardı ama yine onun yüzünden aralarının bozulmasına katlanamıyordu.
Yatakta oturup ayaklarını yere doğru uzattı yüzünü ellerinin arasına alıp ofladı.
Kalbi kocasının aşkından da sevgisinden de emindi ne diye saçma sapan kavga etmişlerdi ki ...
Komidinin üzerinde duran telefonu eline aldı Miran'ı aramak söylediği her şeyi bir sinirle söylediğini pişman olduğunu onu çok sevdiğini söylemek istedi fakat eli bir türlü arama tuşuna gitmedi. Telefonu yatağın üzerine fırlatıp ayağa kalktı. Usulca banyoya girdi aynadaki kızaran gözlerine bakıp başını sağ sola olumsuz anlamda salladı.
Odadan çıkıp aşağı avluya inince Yasemin elinden tutup sedire adeta sürükledi.
"İyi misin ? Çok merak ettim seni ama rahatsız etmek istemedim ."
"İyi miyim bilmiyorum Miran nerede ?"
"Bilmem bir hışımla evden çıktı gideli saatler oldu ama ."
"Biz çok kötü kavga ettik ben sanırım her şeyi mahvettim."
Yasemin başını yere eğen kızın haline kıyamayıp kollarına çekti.
Miran'a nasıl tutulduğunu nasıl aşık olduğunu bildiği kızın şimdi bu halde olmasına üzüldü ama onların arasında kısa zamanda oluşan bağın kopmayacağının da farkındaydı.
"Bazen kavga etmek gerekli Elvan . Siz hiç yüzleşmediniz geçmişi arkanızda bırakmanız için gerekirse bağırarak konuşmanız tartışmanız gerekir ."
"Ben ona haksızlıklı yaptım abla . Çabasını ,aşkımızı kıskançlık uğruna heba ettim . "Deyince Yasemin elini sıktı.
"Şist heba olan hiç bir şey yok ,sakın böyle şeyler düşünme !Miran şu kapıdan gelecek gözlerinin içine bakıp sana gelmeni söyleyecek .Sende koşarak yanına gidip kocana sımsıkı sarılacaksın."
"İnşallah abla şu kapıdan bir girsin özür bile dilerim."
Yasemin kızın son söylediği ile gülmeye başladı.
"Bak sen Elvan hanıma kız nasıl aşk bu kendinden geçmişsin."
"Çok seviyorum abla . Ben hep onu sevdim başka hiç bir erkeğe ona baktığım gibi bakmadım beğenmedim. O benim ilk aşkım , kahramanım ,kocam ,ailem her şeyim ."deyip birden ayağa kalktı.
"Ben onu aramalıyım gelsin artık ."
Koşarak odaya çıktı yatağın üzerinde ki telafonu eline alıp arama tuşuna bastı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çalı Dikeni ✔️
General FictionMiran ağa öleceğini düşünürken bir karar verdi kardeşi Diyar'ı en yakın arkadaşına emanet etti . İnsan'ın öleceği gün alnına yazılıdır ve bizim şer gördüğümüz kazalar belki de hayıra vesile olur . Peki Miran'ın yaşadıkları ve verdiği karar sonucu ne...