Yol boyu ikiside hiç konuşmadılar Devran bir kuyumcunun önünde durunca Diyar bakışlarını adama çevirdi.
"Abim uyanınca alsak olmaz mı ?"
"Neden istiyor musun ?"
"Kendimi suçlu hissediyorum o benim yüzümden orada yatıyor ben ise "
"Sen kötü bir şey yapmıyorsun yaşanan hiç bir şey senin suçun değildi"
"Ama "
"Hadi Diyar içeri girelim "deyip kızın kolundan tuttu.Kuyumcuya girince adam en güzel yüzükleri çıkardı.
"Hangisini beğeniyorsan al "
"Bu olsun "deyip yüzüklerden daha zarif olanı istedi.
Bir kafeye oturunca ikiside birbirlerine bakmak yerine başka yönlere bakıyor gözlerini kaçırıyordu.
En sonunda Devran dayanamayıp bakışlarını kıza çevirdi.
"Diyar "
"Efendim "
"Beni tanıyorsun ,başıma gelenleri de biliyorsun "
"E-evet"
"Sana aşk sözü veremem ama severim korurum seni "
"Kırmamaya incitmemeye çalışırım "deyip derin bir nefes aldı.
"Sadece isteğim beklentini aşağıda tut olur mu ?"
"Ben bir kez sevdim bir daha sevebilir miyim bilmiyorum ?"
"Çok zor görünüyor hatta imkansız ama sana sahip çıkarım eksik hissettirmem"deyince Diyar bakışlarını adama dikti.
'Sana aşık olmam diyorsun daha ne kadar eksik hissetilebilirsin Devran ağa demek istedi ama diyemedi.
Adam onu Kemal gibi biriyle evlenmekten kurtarmıştı daha fazlasını istemek yüzsüzlük olur diye düşünüp sustu."Diyeceğin bir şey varsa çekinme söyle"
"Yok sen nasıl dersen öyle olsun "dedi.Devran gelen telefon ile bakışlarını kızdan çekti.
"Alo"
"Nerdesiniz ?"
"Kafedeyiz abi sen konuşun demiştin "
" Miran uyandı yeter bu kadar konuştuğunuz "
"Durumu nasıl Celil abi ?"
"İyi iyi hadi gelin tutturdu kardeşimi göreceğim diye "
"Tamam abi yakınız zaten beş dakikaya oradayız"deyip telefonu kapattı.
Diyar'a bakınca çoktan ayağa kalkıp hazırlandığını gördü.
"İyimiş değil mi durumu ?"
"Ne zaman uyanmış ki ?"
"Konuşmuşlar mı abimler ?"
"Of ne diyecek seninle evlendiğime ? "
"Sakin ol yine tanıdığım eski küçük Diyar oldun "deyip gülerek kızın elinden tuttu.
"Hadi hastaneye gidelim orada bilen birine soralım sorularını bende bu konuda bir şey bilmiyorum"
"Devran şey "
Adam kızın dilinden kendi adını duyunca durdu .
Diyar ise adamın peşinden yürüyordu durduğunu farketmeyince başını göğsüne vurdu.
İkiside nefeslerini tutup birbirlerine bakmaya başladılar.
"Devran "
"Söyle küçük karım "
"Ben hala aynı Diyar'ım çok konuşur başını ağrıtırsam kızmadan söyle tamam mı ?"deyince adam kıza tebessümle baktı.
"Eski Diyar olmana değişmeme sevindim benim senin enerjine neşene çok ihtiyacım var küçük kız"deyip elini tuttu.
İkiside içlerinde ki huzur ile arabaya doğru yürüdüler.
Yol boyu pek konuşmasalarda gelecek günlerde sustukları anların az olacağını bildikleri için dudaklarında tebessümle yola baktılar .Miran sanki aylardır hastanede yattığını hissediyordu.
Gözlerini açınca aklına ilk gelen Gülnihal olurken dilinde kardeşi Diyar'ın adı vardı.
Bilirdi küçüğü kıymetlisi kendini suçlar harap ederdi ama uyandığında kardeşi ve sevdiği kızın yokluğuna şaşırdı.
İkisi de yanında yoktu neden gelmediklerini düşünürken aklına kötü bir şeyler olduğu fikri geldi yoksa ikiside Miran'ı bir başına bırakmazdı.
Ayşe hanımın odaya girişi ile bakışlarını annesinin yorgun ve ağlamaktan kızarmış gözlerine çevirdi.
"Annem ağladın mı sen turp gibiyim niye üzdün harap ettin kendini?"
"Çok korktum Miran bana bu acıyı bir daha yaşatma nolur"deyip oğlunun elini tuttu.
"Merak etme sultanım benim postum kıymetlidir bir daha deldirmem "deyip göz kırptı.
"Nerede benim kıymetlim niye hala gelmedi ?"
"Gelirler evladım birazdan "deyip sustu.
Pot kırdığını farketmişti Hasan bey şimdilik bilmesin tepkisi ne olur bilemeyiz deyip herkesi tembihlemişti ama Ayşe hanım dilene sahip olamamıştı.
"Gülnihal ile mi gelecekler ?"
"Oğlum şey "diye lafı gevelerken içeriye Diyar ve Devran birlikte girdi.
Miran ağlayan kardeşine mahçup duran arkadaşının yüzünden bir şeyler anlamaya çalışıyordu ama çözmek mümkün değildi.
"Ağlama şist sümüklü çok çirkin oluyorsun"
"Abim çok şükür uyandım "deyip ellerini tuttu.
Miran o an kardeşinin parmağındaki yüzüğü gördü.
Bu her hangi bir yüzük değildi alyanstı .
Kaç gün olmuştu da kardeşi bu sürede nişanlanmıştı.
Bakışlarını yüzükten kaldırıp Devran'a baktı.
"Neler olduğunu sen anlat kimse doğruyu bana anlatmıyor anlatmayacakta sanırım" deyip arkadaşına baktı.
Ayşe hanım kızını yanına alarak iki adamı baş başa bıraktı.
"Abim çok üzülecek anne onsuz evlendim yüzük taktım beni hiç affetmeyecek "deyip iç çekti.
Ayşe hanım kızını kollarına alıp saçlarını okşadı .
"Abin senin kalbini bilir isteyerek yapmadığını mecbur olduğunu bilir üzme kendini "deyip saçlarını öptü.Devran arkadaşının yakınındaki sandalyeye oturdu.
"Geçmiş olsun kardeşim çok şükür uyandın "
"Sağol Devran bu seferde ölmedim"deyip gülümsedi.
"Deme öyle şeyler sen bize lazımsın sensiz olmaz "dedi.
Miran arkadaşının parmağındaki alyansı görünce şaşırdı.
"Yokluğumda sende kardeşimde alyans takar olmuşsunuz bilmesen tanımasam"deyip sustu.
Aklına gelen ile Miran sinirli bakışlarını arkadaşına dikti.
"Anlatacağım ama nolur sakin ol "
"En önemlisi senin sağlığın "deyip Diyar ile evlenmesine sebep olan yaşadığı her şeyi tek tek anlattı.
Miran duydukları ile sinirlense de artık bunun için bile geç kaldığının farkındaydı.
"Şimdi ne olacak peki ?"
"Akşama ağalar toplanacak büyük ihtimal ile berdel olacak "
"Emre okuyor Devran seninde kardeşlerin okuyor"
"Onlar evlenmeyecek zaten Miran "
"Kim evlenecek o zaman bizim ailede başka bekar erkek yok "
"Konuşuruz akşam karar bir kesinleşsin ,senin emanetine ömrümün sonuna kadar sahip çıkar korurum"
"Bunun karşılığında benimde sana bir emanetim olacak "dediği anda kapı birden açıldı.
Devran karşısında gördüğü kız ile şok oldu.
Bunun burada ne işi vardı hangi yüzle ne sıfatla hala geliyordu.
"Miran uyandın Allah'ım sana şükürler olsun "
"Nasıl geldim buraya anlatamam "
"Gülnihal ağlama güzelim iyiyim ben "
"Çok korktum sana bir şey olacak diye çok korktum"dediği anda Devran tek kaşı havada kıza baktı.
Hangi yüzle buraya gelmiş birde yalanlar söylüyordu bu nasıl bir kızdı aklı mantığı almadı.
Hiç bir şey söyleyemeden odadan çıktı.
Ne yapıp edecek kardeşi Elvan ile Miran'ın evlenmesini sağlayacaktı.
Yıllardır tanıdıkları Gülnihal'in belli ki Leyla'dan hiç bir farkı yoktu.Amacı güç ve paradan başka bir şey değildi .Miran yokluğunda kızın yaptığını bir öğrense katil olurdu bu yüzden söylemeden bu meseleyi halletmeliydi ama nasıl ?
Annesinin kollarında ağlayan Diyar'a bakıp iç çekti.
'Bizi bir araya Miran'ın bir sözü getirdi onları da ben bir araya getireceğim 'diyerek ağır adımlarla kızın yanına geldi.
Elini uzattınca Diyar tereddüt etmeden tutup ayağa kalktı.
"Ağlama artık seni ağlarken görmek istemiyorum güçlü ol sen Hazar kızı Dağhan gelinisin hakkını ver "deyip anlından öptü.
"Dikkat et kendine "deyip kızın yanından ayrılıp hastaneden çıktı.
Konağa gelince kardeşi Elvan'ı ağlarken buldu.
"Elvan odama gel çabuk "
"Tamam abi"diyerek Elvan adamın peşinden odaya girdi.
"Niye ağlıyorsun ne oldu ?"
"Boşver abi önemsiz bir şey "
"Elvan söyle ne seni bu kadar üzdü "
"Hadi anlat güzelim ben sana anlatıyorum sırlarımı değil mi ?"
"Abi bu çok zor ben onu sevmiyordum ama yinede içim acıyor"
"Elvan anlamıyorum sakin olup anlat güzelim "
"İbrahim "
"Beni aldatıyormuş abi "
"Kim söyledi sana bunu ?"
"Leyla söyledi ona mesajlar atmış" deyip adama sımsıkı sarıldı.
"Anlaşıldı Leyla benden ona yar olmayacağını görünce rotayı İbrahim'e çevirmiş "
"Elvan ,Miran ile evlenmek ister misin ?"
"Olmaz abi o Gülnihal'i seviyor mutsuz oluruz "deyince Devran kardeşinin yüzünü ellerinin arasına aldı.
"Benim saf arkadaşım senin şu gözlerinin içine bir baksın mutsuz falan olmazsınız "deyip saçlarından öptü.
Devran artık verdiği karardan iyice emin olmuştu.Babası Recep ağanın çalışma odasının önünde durdu.
Kapıyı tereddütle çalıp gir sesini duymadan girdi.
"Sonunda babanla konuşmak aklına geldi demek "
"Aşiret toplantısı olmasa yediğin haltı öğrenemeyeceğim "deyip sinirle konuştu.
"Neye sinirleniyorsun sekiz yıldır istediğin oldu evlendim hemde ağa kızıyla "dedi.
"Doğru sonunda akıllı bir iş yaptın "deyip arkasına yaslandı.
"Berdel olursa Elvan'ı vereceğiz Kudret kızlarını vermek istemiyor "dedi.
"Bir anlasam ,ne başının eğriliği var ki Kudret hanım sana her istediğini yaptırıyor "
"Orası seni ilgilendirmez "
"Berdel olma ihtimali düşük Hasan ağa ortamı ılımlı hale getirmiş yinede bil diye söylüyorum "
"İbrahim ile söz atıldı Elvan artık bekardır"dedi.
Devran babasına cevap bile vermeden odadan çıktı.Akşam olmuş ağalar karar için bir odada toplanmıştı.
Bir çok aşiretin ağası sorunda bir araya gelir hep birlikte karar alırlardı.
Miran hastanede olduğu için onun yerine Celil toplantıya katılacaktı.
Devran Celil'in yanına gidip koluna girdi.
"Ağalar bizim duruma karşı çok anlayışlı "
"Öyle çok şükür berdel olmayacak ucuz kurtardın Devran ağa "deyip adama gülümsedi.
Devran Celil'i balkona çekti .
"Abi bana güveniyorsun değil mi ?"
"Elbette oğlum en kıymetlimizi ,tek bacımızı sana emanet ettik "
" O zaman bedel iste abi "
"Miran ile Elvan'ın evlenmesini şart koş "deyince Celil adama şaşkınlıkla baktı.
"Neden ?""Sorma abi bana güveniyorsan yap bunu " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çalı Dikeni ✔️
Ficção GeralMiran ağa öleceğini düşünürken bir karar verdi kardeşi Diyar'ı en yakın arkadaşına emanet etti . İnsan'ın öleceği gün alnına yazılıdır ve bizim şer gördüğümüz kazalar belki de hayıra vesile olur . Peki Miran'ın yaşadıkları ve verdiği karar sonucu ne...