Vediâ: on

14K 1.3K 455
                                        

Brevis, Pray

26 Kasım, 2018

26 Kasım, 2018

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

꧁꧂

Yaptığım birçok şeyin yanlış olduğunu kabul edebilirdim. Ama bir şeytan bana yanlışı anlatamazdı, gözlerinde hataların tüm kıvrak izlerini taşıyorken. Anlarsınız, buradaki şeytan Balaam'dı.

Şansım varken ondan daha çok nefret etmeliydim ve her seferinde yüzüne vurmalıydım. Bir daha onu uzun süre görecek fırsatım olur muydu, bilmiyordum. Çünkü işaretlendiğimi söyledikten sonra birden evime dönmüştüm. Söyledikleri, aklımda oluşturduğu cevapsız çalkantıyla kalmıştı.

"Görünürde iz yok." dedi Troy, ciddiyetle. Üzerime doğru eğildi, tekrar baktı. Ona yaşananları, çoğunu atlayarak, anlattığımdan beri üzerimde bir tür bağlılık izi görmeye çalışıyordu. "Sadece... Biraz farklı kokuyorsun."

Onu ittirerek sınıfa yürümeye devam ettim, derin ama huzursuz nefes alarak beni takip etti. Vücudumda değişen hiçbir şey olmadığının elbette farkındaydım ama Balaam'ın yalan söylediğini sanmıyordum.

Balaam'a hesap sormak için iki gün beklemiştim. Eğer dersine girerse, bittiğinde elimden kurtulamayacaktı.

Arkaya yerleştiğimde yanıma oturan Troy, öfkeli yüz ifadesine sahipti. "Sana söyledim. Onu ne olursa olsun öpmemen gerekirdi."

Ensemden kıpırtılı bir rüzgar geçti. "Şundan bahsetmeyi kes."

Ne dediğini duymadım çünkü o sırada zihnim uğultularla doldu, kulaklarım sesleri boğuklaştırdı. Birkaç saniye geçtiğinde başım hızla kalktı, gözlerim kapıya çevrildi. Bekledim. Vücudum tetikteydi.

Balaam, dakikalar sonra içeri girdiğinde kaslarım gevşedi.

Varlığını önceden hissettiğimden dolayı kaşlarım derinden çatıldı. Vücudum garip tepkiler verdi, parmak uçlarım sopsoğuk kesildi. Gözlerim keskinleşti, üzerinde dolaştı. Daha önce onu hiç bu kadar net görebildiğimi sanmıyordum. Yakınına ulaşmış olmama rağmen çilleri ilk defa dikkatimi çekiyordu. Ateşten koparak yüzüne değmiş birkaç yangın artçısı gibiydi. Saçları ışık vurduğunda koyu turununcu olduğunu belli ediyordu, düzene boyun eğmiş sakalları ise bakışlarımın çehresine kilitlenmesini sağlıyordu.

Troy, parmağını sert bir şekilde koluma bastırdı. Başımı hareket ettirmeden gözlerimi sağa çevirdim, az önce dalıp gittiğimin farkına vardım. Kıpırdanarak doğruldum.

"Size, yeryüzü tanrıçası Gaia ile gökyüzü tanrısı Uranos'tan kısaca bahsettiğimi hatırlıyorum." Balaam, masasının önüne gelerek kalçasını yasladı ve avuçlarını masaya dayadı. "Nasıl dengede durduklarını biliyor musunuz?"

ALANZO BALAAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin