Sev, Bag
30 Ağustos, 2020
꧁꧂
Hayatımın en uzun ve güzel uykusu bu kadar kötü hissettirmemeliydi. Sanki gözlerim kapalıyken kaçırdıklarım vardı. Bu yüzden uyandığım gibi etrafı kolaçan etmiştim, her şey olması gerektiği gibi ilerliyordu. Her zaman bir sorun vardı tabiki ama bu seferki neydi? Hava herkese mi böyle kasvetliydi yoksa bana mı küsmüştü...
İçimdeki hissi bir kalıba konduramayınca kendimi uzağa attım. Selenophile'ların egemen olduğu uçsuz bucaksız ormanda bir uçurum kenarı vardı, korkunç bir auraya sahipti. Kayalıklar sivri, büyük, ölümcüldü; neredeyse görünmeyen bir vadinin iki yanına çevrelenmişti. Tek başıma, silahsız bir şekilde dolaşmam tehlikeli olabilirdi çünkü eskisi gibi davranmamış, herkese yüzümü göstermiştim. Tek bildiğim içimdekini rahatlatmak istediğim ve insanların burada gelmeyeceği gerçeğiydi. Selenophile'larla da Armando Behemoth anlaşmalı olduğu için dolaylı yoldan ben de öyle sayılırdım; beni atmaya hiç tenezzül etmemişlerdi.
Ayaklarım çıplak ve üzerimde olabildiğince az kumaşla uçuruma ufalanmaya başlamış kayanın üzerinde durdum. Derin bir nefes alarak başımı kaldırdım, aynı zamanda sol ayağımı da yukarı çektim. Burası cıvıl cıvıl, yemyeşil ve huzurluydu. Drayad'ların ormanlarındaki hatalar yoktu.
Sağ parmak ucuma yükselerek ince bir denge sağladım ve rüzgarın benimle oynamasına müsade etmeden durarak gözlerimi kapattım. Tüm güzellikler kulaklarıma ve burnuma dolduğunda gülümsedim. Her şeyin böyle güzel olmasını o kadar çok isterdim ki. Ama denge, doğduğumda bile bozuktu. Bunu, benden önce gelen birileri yapmıştı.
"Seni duyabiliyorum." dedim, arkan yaklaşan kişiyi hissederek. Atın eyerini ağaca bağladığını derinin çıkardığı cırtlak sesten duydum.
"İlginç, buraya gelene kadar kimse fark etmedi."
Yavaşça ayağımın üzerine indim, diğerini de kayaya basarak arkamı döndüm. Darian Salvador, hayaletimmiş gibi beni takip ediyordu. Üstüne üstlük, yeşil desteği yoktu. Buraya kadar kendi çabasıyla gelmişti; kaldı ki saraya oldukça uzaktaydım. En az bana tehlikeli olduğu kadar ona da öyleydi. Daha önce de ölmemi isteyen ama yüzümü bilmediği için kimi öldüreceğinden habersiz olan birçok kişi vardı.
"Bu ormanda herkes fark edilir, göz yummuşlardır." diye mırıldandım, ardından da sesimi daha gür tutarak sordum: "Lütfen bana, neden geldiğini açıkla."
"İstemediğin sürece sana ulaşmak imkansız. Lunor arıyordu." Etrafı inceleyerek birkaç adım daha attı. Zırhı ve silahları üzerindeydi, her zamanki gibi tüm ihtimallere karşılık hazırlanmıştı. "Endişeliydi. Seninle konuşması gerektiğini söyledi ve takip eden o olacaktı. Fakat... Acilen gitmesi gerekti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALANZO BALAAM
Fantasy'Wattys 2019 Fantastik kategorisi kazananı' (Baş Şeytan Serisi'nin ilk hikayesidir.) Şeytanlar, doğumlarından önce belki diğer tarafı seçerler diye içlerine erişmiş küçük iyilikle bazı zamanlar merhamet ederlerdi ama bu eylemleri ateşle sırtlarına k...