"Calum Hood ile konuşuyordun, bunu gördüğüme eminim."
Son zamanlarda Lara'nın bütün söylediklerine ve yaptıklarına karşı verdiğim en büyük tepki gözlerimi devirmek oluyordu. Yine anlamsız cümleler kurduğu o boş sohbetler yaptığımız dakikalardan birindeydik. Sütyenimin kopçasını taktıktan sonra kendi üstünde hala üzerinde danteller ve çiçek desenleriyle takım olarak kullandığı toz pembe iç çamaşırlarıyla duruyor olmasını önemsemeden, omzunu yanımdaki dolabın kapağına yasladı.
Gövdemi saran siyah tişörtümü giyerken Lara'ya ters ters baktım. Beni bu şekilde beklenti dolu gözlerle seyrediyor olmasından hoşlanmıyordum. Özellikle söz konusu dedikodu olduğunda, ağzımdan laf almaya çalışmak her şeyden daha önemliymiş gibi davranırdı.
"Bundan nefret ettiğimi biliyorsun."
"Ne?"
"Şundan işte. Nefret ediyorum," kareli ve üstümde fazlasıyla emanet gibi duran gömleğimi giyerken Lara'yı azarlamaya devam ediyordum. "Sana anlatılacak bir şey olmadığını söyledim. Klasik Calum Hood işte, dalga geçecek birini arıyordu. Özellikle beni değil."
"Calum Hood ve Scott Roy arasındaki çatışma sence son zamanlarda artmadı mı?"
"İlgilenmiyorum."
"Hayden." Lara, umursamaz tavırlarıma son vermesine bir yardımı dokunabilecekmiş gibi soyunma odasındaki dolabımın kapağını kapattı. Konuşmamızın saygı çerçevesindeki sahip olması gereken ölçüyü kaçırmaya başladığında bunu ikimizin fark ettiği gibi, o sırada soyunma odasında olan diğer kızlar da fark etmeye başlamıştı. Gözleri ne oluyor? dercesine üzerimizde bir süre dolaştıktan sonra, tekrar kendi işlerini yapmaya devam ettiler.
Lara ise hala konuşmaya devam ediyordu, fakat biraz daha kısık sesliydi.
"Pislik çocuk seni erkek arkadaşına karşı silah olarak kullanmak istiyor. Bunu göremiyor musun sahiden?"
Lara'nın küçücük kafasında kurduğu boyundan büyük senaryoları duyduğumda kaşlarımı çattım. Calum konusunda karakter analizi yapabilecek kadar bilgi sahibi olmamakla birlikte, kendimi son sınıf dramalarından birine yem edecek kadar da aptal değildim. Arkadaşım olarak endişelenerek beni uyarmasını doğal buluyordum. Ancak her şeyin sahip olması gereken bir dozu vardı. Üstelik bunlar bana hiç de Lara'nın sözleriymiş gibi gelmiyordu.
"Scott'a söyle, elini üstümden çeksin."
Çantamı alıp sırtıma takarken Lara önüme geçip beni durdurdu. Gözlerimin içine beklentiyle bakmaya devam ediyordu.
"Seninle arasını toparlamaya çalışıyor. Bunun için onu suçlamayacaksın herhalde değil mi?"
"Sırf Mason'dan hoşlanıyorsun diye lütfen benim ilişkimi bana savunma, tamam mı?"
"Bunun Mason ile zerre alakası yok!"
"Pekala," kollarımı göğsümün altında kavuşturdum. "Öyleyse ne ile alakası olduğunu söyle."
Lara'nın duraksamaya başladığını ve ufak da olsa bir telaşa kapıldığını fark etmemek için aptal olmak lazımdı. Gözlerimin içine bakamıyor, onları sürekli kaçırıp duruyordu. Kahküllerini başını sallayarak arkaya doğru atıp, onu köşede sıkıştırdığımdan dolayı yenik düşmemeye çalışan bir ifadeyle bana baktı.
"Pekala, beni yakaladın."
"Hah!" Gözlerimi devirdim. "Bir de beni haksız çıkartmaya çalışıyordun. Scott sana benimle konuşman için Mason üzerinden rüşvet teklif etti ve sen de aptal aşık olarak bunu kabul ettin değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Will Tear Us Apart || hood
Fanfiction"Sen benim bir daha asla rastlayamayacağım bir düştün."