Temel cebir dersliğine girmeden önce çantamın içinde bir şeyler arıyormuş gibi yapmak tek kurtarıcımdı. Gerçekten, Lara'nın renginden pek çok zaman şikayet ettiği turuncu sırt çantamın içinde bir dinozor saklıyormuşçasına göz atıyordum. Bunu yapmamın en büyük nedeni; bu dersi Calum'la ortak olarak alıyor oluşumuzdu.
Ve en son onu evimde görmüştüm. Aramızdaki konuşmalar hakkında bir sıralama yapılacak olsa tuhaflıkta belki de bir numara sayılabilecek türden bir konuşma geçmişti. Nedense artık değil onunla aynı sınıfta bir ders almak, göz göze gelmek bile beni fazlasıyla yoruyordu. Yaşadığım gerilimden bahsetmek bile istemiyordum.
Eh, bunun için ne Calum'u ne de ders programımızı hazırlayan rehberlik servisini suçlayabilirdim. Temel cebirdi adı üstünde. Herkesin bu dersi alması zorunluydu.
Ki zorunlu denilince bu ne dersi ne de öğretmenimiz Bayan Micella'yı daha çekilir kılıyordu.İçeriye girdiğimde Calum henüz sınıfta değildi. Bu yüzden rahatlıkla bir nefes alıp verdim. Kendim için boş bir sıra bulup oturdum. Çantamda bir şeyler arıyormuş gibi yapma çabalarım tam olarak boşa gitmiş sayılmazdı, bunu hemen yan tarafımdaki orta sırada arka arkaya oturan Scott ve Lara'yı gördüğümde fark etmiştim.
Yerime oturduğum zaman onların varlığını fark etmiş olmak benim için biraz komikti. Çelişkili olduğunu düşüneceğim kadar komikti hatta. Calum'un ne yaptığını çözemediğim için onu umursamamam gerektiğini, Lara ve Scott'ın dertlerinin ise tam olarak ne olduğuna yoğunlaşmamın daha önemli olduğunu bir an için düşünmeye başlamıştım ama sınıfa girdiğimde kontrol ettiğim ilk kişi Calum'du.
Bu yüzden de yaptığım şey komikti.
Lara, saçlarını iki yandan fazla sıkı olmayan bir şekilde örmüştü. Dışarıdan herkes tarafından sevilen o uslu, şeker kız gibi görünürken bir an için bende çok büyük bir antipati kazanmıştı. Sebebi belki Calum hakkında bilip bilmeden o kadar ileri geri konuşmuş olması, belki de Scott'ta işbirliği içinde olmuş olmasıydı bilmiyordum ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyordu. Sebebi ne olursa olsun Lara'da daha farklı bir şeyler olduğunu sezebiliyordum ve bu beni son derece rahatsız ediyordu.
Yanıma altın sarısı kıvırcık saçları ve kemik gözlüğü olan, çelimsiz bir çocuk oturdu. Onu buralarda ilk kez görüyordum. Muhtemelen okuldaki ilk günüydü. Neredeyse alt dönemler de dahil olmak üzere herkes Scott yüzünden istemsizce beni de tanıyordu, doğal olarak ben de çoğu kişinin yüzünün aşinasıydım ama bu çocuk diğer öğrencilere göre fazla ürkekti.
Yanıma oturduğunda avucunun içinde buruşturup buruşturup geri düzelttiği ders programının yazılı olduğu kağıdı gördüm.
Yeniydi.
Ona elimi uzattım. Başını kucağına eğmiş, sadece kağıdı buruşturup düzeltmeye odaklanmış olduğu için biraz geç fark etmişti. Farkına vardığında ise mahçup olmuş bir tavırla, epey de kibar bir yaklaşımla elini uzattı. Gözleri parlak yeşildi ve yüzü son derece pürüzsüzdü. Onu bu derslikte görmeseydim muhtemelen onuncu sınıf olduğunu düşünürdüm, hiç de son sınıf gibi görünmüyordu.
"Hayden," dedim uzattığı kemikli parmaklarının elimin etrafına sarılışını hissederken.
"Felix, Felix Anderson," diye mırıldandı yavaşça. "Buralarda yeniyim— gerçi zaten anlaşılıyordur ama."
Çok tatlı bir çocuktu. Telaşına karşı gülümsemeden edemedim. El sıkışmayı bırakırken başımı salladım. Gözlerimi önümdeki sıraya çevirecekken Scott ile göz göze geldim. Bayağı bayağı arkasını dönmüş, az önce tanıştığım Felix'i öldürücü bakışları arasından süzerken Lara da bu kız ne yapıyor? diyen anlamsız gözlerle bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Will Tear Us Apart || hood
Fanfiction"Sen benim bir daha asla rastlayamayacağım bir düştün."