Otuz Sekizinci Bölüm: Kış Geceleri

1.4K 156 89
                                    

Calum hiç düşünmeden yumruğunu Scott'ın suratına geçirdi.

Bunun olacağını bildiğim için şaşırmadım bile. Asher Lara ve Scott'ın kapımızın önünde olduğunu görmüştü ama böyle bir manzarayla karşılaşmayı beklemediğinden kaşlarını çatıp, durumu algılamaya çalışıyordu. Matt ise Calum'u dizginlemeyi beceremediği için kendine ağır bir küfür savurdu ve başını iki yana salladı.

Olduğum yerde, yanımda Lara ile birlikte duruyordum. Ne olduğunu anlamıştım elbetteki ama üzerimde öyle büyük bir durgunluk vardı ki dışarıdan bakıldığında anlamamışım gibi görünüyordu. Lara kadar korkmuşum gibi durduğundan da emindim ama aslında korkmuyordum da. Ne hissettiğimi ben de anlayabilmiş değildim. Orada öylecek duruyordum.

"Hadi ama, yine mi?" diye söylendi Matt. Onu bizzat kavga ederken hiç görmemiştim ama bunu söylediğimde Calum, görmek istemeyeceğimi söyleyerek beni yanıtlamıştı. Matt genelde kavgayı ayıran ya da dahil olmaması gereken kişileri kolunun ısırılması pahasına uzakta tutan kişiydi ancak kavga ettiğinde, Calum'dan bile beter oluyormuş.

Bu grubun Scott ve arkadaşlarıyla çok kez kavga ettiğini görmüştüm. Ama Matt onlara elini bile sürmüyordu. Bir keresinde Matt'in sadece tek bir yumrukla Mason'ın burnunu kırdığını duymuştum ama sadece duymuştum. Bunu Matt'e doğrulatmam gereği duymamıştım.

Scott, Calum'un çenesine yumruğunu geçirdi. Lara'nın çığlığını duydum ama umrumda olan kişi Lara değildi. Bütün mahalle evinden dışarı çıkmaya başlamıştı ve teyzem de dışarıya çıktı, tabii ki. Polar sabahlığının kuşağını beline bağlarken gördüğü manzarayı bizim evimizin bahçesinden gelebilme ihtimalini ummadığından adımın Hayden olduğu kadar emindim.

Calum, Scott'ın yumruğundan zerre etkilenmedi. Sinirden tembel bir şekilde güldü ve nasıl çabuk bir hamleyle bunu yaptığını anlamamıştım ama, dirseğini Scott'ın burnuna resmen yapıştırdı. Geçen sefer burnu kırılmamıştı ama bu kez kırıldığından emindim. Sadece ben değil, hepimiz emindik. Çünkü bir kemiğin kırılma sesini yumruk gürültülerinin arasından duyduk ve abimin buna karşılık olarak yüzünü buruşturduğunu gördüm.

Üstümdeki aptal donukluğu attım. Bu kavga, ikisinden biri diğerini gebertene kadar bitmeyecek gibi görünüyordu ve ben bunu seyretmeye nasıl dayandığımı bile anlamıyordum. Scott'ın burnundan oluk oluk, koyu renkli bir kan sızıntısı dökülmeye başladığını gördüğümde Matt ve Asher'ın arasından sıvışıp Calum'un koluna yapıştım.

Asher, öldüreceğini bildiğinden Calum'un Scott'a bıraktığı yumruklarından sonra mahvolan kanlar içindeki ellerinden Scott'ı çekti. Onu korumak gibi bir içgüdüyle yapmadığının farkındaydım. Sadece insanlara daha fazla eğlencelik malzeme vermek ve elbetteki Roy ailesinin sahip olduğu geniş çevrenin yapabileceklerinden Calum'un da, bizim de zarar görmemizi istemiyordu.

Abim Scott'ın o arbedenin içinden kurtulmasını sağladı. Onu kapüşonlusunun şapkasından tutup hiç de kibar olmayan bir üslupla Calum'un ellerinden kurtarırken, teyzem ve Lara köşede şok olmuş gibi bunları izliyorlardı. Ben ve Matt de, Calum'u tutuyorduk.

"Kesin şunu!" diye bağırdı Asher. "Siz iki geri zekalı ne bok yediğinizin farkında mısınız? Bıraksak birbirinizi öldürürsünüz!"

Scott, elinin tersiyle burnundaki kan sızıntısını silerken nefes nefese "Yapmak istediğim tek şey bu," diye Calum'a bakarak tısladı.

Calum hiçbir şey söylemedi. Söyleyecek bir şeyi olmadığından değildi, Scott'a bunları yapan bir insanın onun tehditleri karşısında sessiz kalmasının söz konusu olacağını hiç zannetmiyordum. Bence yalnızca abime olan saygısından susuyordu. Bir yandan da nefeslerini toplamaya çalışıyordu.

Love Will Tear Us Apart || hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin