*9*

36.5K 2K 625
                                    

*Kerem*

ROMEO JULIET PROVA grubu

Ceyla gruptan ayrıldı.

"Ne oldu birden keyfin kaçtı gibi?" Mert'in soran bakışlarıyla kendime geldim. Dudağımı hafif büzerek önümde duran, güya kutlamak için geldik, biramı ağzıma götürüp sonuna kadar nefessiz mideme indirdim.

İşte bu kendimi daha iyi hissettiriyordu.

"Sen ne zamandır alkol alıyorsun?"

"Umutların bile aldattığını öğrendiğimden beri." dedim, sanırım sesim kaba çıkmıştı ama kimin umurundaydı?

"Bebeğim yavaş, daha geceye çok var." Kolumun altına giren Beril'e baktım. Onu sevmiyorum, onu sevmem için bir sebepte yok.

Şimdiye kadar kimseyi sevmedim, sadece gönül eğlendirirdik.

Beril'in de böyle düşündüğünü Hasan'ın bacağına ayağını sürttüğü günden beri biliyordum. Benim kolumun altındayken başka erkeklerle oynaşması kulaklara aşağılayıcı gibi gelse de buna alışmıştım. Bundan kimsenin haberi yoktu zaten.

"Juliet gitti demek." Mert'in telefonumu karıştırdığını fark etmemiştim. Telefonu elinden hızla alırken yavaşça başımı salladım. Mert en yakın arkadaşımdı, birbirimizin sırrını kimseye söylemezdik. Bu yüzden her şeyimi bilirdi. Benim hakkımda ona söylemediğim halde  öğrendiği şeyleri bana bile söylemezdi.

"Artık ben olacağım yanında." Beril sulu dudağını benimkine bastırdığında ona doğru dönüp küçük bir öpücük verdim. Hasan'ın bakışları ikimizde takılı kalmıştı. İnadına eğilip Beril'in ağzını benimkinin içine doğru çektim. Kafasını boynundan geçirdiğim koluma yasladığında elimi saçına geçirip geriye doğru çektim.

Gömleğinin düğmesi bedenlerin birbirine temasından dolayı arada kalıp çözülmüştü. Masadaki tüm gözlerin Beril'in göğüslerine olduğunu biliyordum. Dilimi ağzının içine ittiğimde ağzının içinde çıkan inleme sesiyle üzerinden ayrılıp saçını bıraktım.

"Hayır devam et lütfen." demesi çoktan sarhoş olduğunu gösteriyordu. Birileri bana bunun için yalvardığı zaman istemsizce ona yüzümü buruşturup bakıyordum. Gerçekten çok acınası gözüküyordu.

Kolumu boynunun altından alıp Hasan'a baktım. Mert içkimi tazelemiş daha sert bir şeyler ateşlemişti. Elimdeki bardağı Hasan'a doğru uzatıp hafif gülümsedim. Beril yanımda inildemeye devam ediyordu. Elini bacağıma koyduğunda oluşan sıcaklıktan dolayıp bardağı kafama dikip sertçe masaya koydum.

Kafasını kaldırıp bana baktı. Elini geri çekerken kaskımı alıp telefonu cebime koydum.

"Nereye?"

"Yetti bana girmem gerekiyor."

"Şu replik zırvalıkları mı?" Yavaşça kafamı sallayıp zaten bildiğim replikleri ezberlemek için mekandan ayrıldım. Motora bindiğimde aklımda yeniden ezberlemem gereken replikler şerit halinde geçiyordu.


#

LACİVERT * textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin