*58*

19.5K 1.1K 159
                                    

"Ara veriyoruz Ceyla kendine gel, bugün çok kötüydün." Son zamanlarda yaşadıklarım Juliet'in yaşadıklarından daha kötüyken bunu sahneye yansıtmam bence normaldi. Hiçbir şey demeden sahnenin arkasına doğru ilerledim, burada olmak ne bana ne de etrafımdakilere iyi geliyordu.

"İyi misin?" Dudağımı kıvırdım.

"Düşününce harikayım!"

"Düşünmeyince?" Başımı çevirip Ali'ye baktım. Üzerindeki kostüm elbisesini çıkarırken onunla beraber sıyrılan tişörtünü yavaşça aşağı doğru çekeledi.

"İyiyim."

"İnanmadım." Gözleri benden ayrılıp sahneye döndüğünde çantamı omzuma asıp merdivenleri inmeye başladım.

"Prova bitmedi nereye?" Beni çılgına çeviren o ses kulağıma gelince bir boksör edasıyla dönüp ağzını yüzünü kırmak istiyordum.

"Ceyla." Kolumdan tutup kendine çevirdiğinde hızla geriye doğru adımladım. Eli kolumdan ayrılıp yanına düşünce aldırmadan cebine yerleştirdi.

"Onu rahat bırak." Ali'nin sesi arkamda güven duygumu artırdığında onun sözünün üstüne hiçbir şey demeden kapıya doğru adımladım.

"Sana mı soracağım Ali?"

"Evet bana soracaksın Kerem. Sen kaybettin." Kapıdan çıkarken duyduğum yumruk sesine bakmadan koşar adım okuldan uzaklaşmaya başladım. Salonun içindeki sesler adımlarımı attıkça çoğalıyordu.

"Ceyla bekle." Olduğum yerde durup bana doğru koşan altı ayağa baktım. "İçeride kıyamet kopuyor." Gülnaz nefes nefese kalmıştı.

Ada tam ağzını açacağı sırada salonun kapısından dışarıya fırlayan bedene baktım. Mert, yerde okuldan tanımadığım bir oğlan üstünde yumruklaşıyorlardı. Ardından Nihat dışarı çıkıp arkasından çıkan çocuğu dövmeye başlayınca gözlerimi kısıp olanları izlemeye devam ettim.

Çantamı omzumda sabitlerken kolumdan tutan elle arkamı dönüp hızla yürümeye başladım. Kerem elimden tutup okulun arkasına doğru sürüklemeye devam ediyordu.

"Bırak kolumu."

"İlk önce beni dinleyeceksin. Sonra hangi cehenneme gidersen git."

"Kolumu bırak diyorum!" Kolumu aniden bıraktığında geriye doğru sendeledim. "Olum düzgün davran kıza." Ali okulun gizli kapısından çıkıp bize doğru gelmişti. Kerem'in gözlerinden alev çıkmak üzereydi. "Ceyla onu dinlemen gerekiyor."

"Ne zamandan beri onun tarafındasın?" "Onun tarafında değilim sadece bilmen gereken şeyler var."

"Güzellikle geliyor musun?" Elini bana uzatınca arkamı dönüp ters yöne gitmeye başladım. Kolumdan sertçe tutup kendine çevirdi. Bacaklarım yerden kesildiğinde yere dönen başımı kaldırıp önüme gelen saçlarımı gözümün önünden çektim. "Ne yapıyorsun sen?!" "Bağırma."

"Bırak beni."

"Şişko kızları taşımaktan ben de hoşlanmıyorum. Dinle sonra istediğin yere git."

"Sıkıldım senin oyunlarından."

"Ben de."

"Seni dinlemek istemiyorum. Sabah bana hiçbir şey olmamış gibi davranıp yarım saat sonra Beril'i kolları arasına alan birini dinlemek istemiyorum." Hırsla yere indirip arkaya doğru ittirdi. Demir kapıya çarpan omzum acımıştı.

Öne doğru atılıp omzuna doğru yüklendim. Benim aksime fazla kıpırdamamıştı.

"Öyle olması lazımdı."

"Artık sana inanmıyorum."

"Öyle mi?"

"Öyle."

"İyi git. Bilmeyi hak etmiyorsun."

"Bilmek isteyen kim?"

"İnadınıza sıçayım ama." İkimizde aynı anda Ali'ye döndük.

"Sen karışma."
"Sen karışma."

Ali ellerini havaya kaldırıp bir adım geriye gittiğinde bakışlarımı Kerem'e çevirdim. Burnundan soluyordu, Ali'deki bakışını yere indirip gözlerini kapattı.

"Beril Kerem'i tehdit ediyor." Beril ve tehdit?

"Beril çatalı zeytine batmadığı için ağlayan kız. Tehdit onun neyine?" Ali gözlerini açıp dudağını büzdü.

"Mantıklı, bizde şok içerisindeyiz."

Kerem elini burnuna koyup yavaşça sıktı. Kızaran yüzünde beliren damarlar olayları hiç iyiye götürmüyordu. "Senin balkonuna çıkarken fotoğrafımızı çekmiş." Kaşlarım çatılırken yaslandığım demirden ayrılıp Kerem'e doğru bir adım attım. "Ee?"

"Kan kokusu alıyorum."

"Eesi beni yukarı çekerken aşağı eğildiğinden göğüslerin gözüküyor."

"Geceydi?"

"Shopla aydınlatmış."

"Tehditi bana neden yapmıyor?"

"Bu kız bugün çok zeki." Kerem kaşlarını çatıp ellerini cebine yerleştirdi. "Bunu ben de düşünmedim."

"Ben söyleyeyim, çünkü ben böyle bir şeyi sallamazdım." Koluma düşen çantamı omzuma asıp geldiğimiz yöne doğru ilerlemeye başladım.

"Nereye?"

"Cehennemin dibine."

"Doğru yoldasın."

"...kalbim için."


#

Telefondan bölüm yazmak ne kadarr sıkıcıııııı.

LACİVERT * textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin