*70*

16.2K 850 145
                                    

"Kerem'i bir gün böyle göreceğim hiç aklıma gelmezdi Ceyla." Ada iğneleyici sözlerine devam ederken hepimiz ona hak veriyorduk. Kerem onu tanıdığımızdan daha farklıydı. Böyle olması hoşuma gidiyordu. 

"Sonunda geldin." Sitemle oturduğu yerden kalkıp elindeki sarı papatyaları bana uzattığında düşünmeden aldım. Koklayıp içinden bir tane dal çıkardım. Sapını kısaltıp kulağımın arkasına geçirdiğimde Kerem gülerek bana bakıyordu.

"Çok yakıştı." Gülümseyip boş kalan elimle koluna girdim. Son provamızdı ve yaz tatilini bitirmeye de az kalmıştı. Yazı boş işlerle geçirmekten hepimiz üzgün olsak da Keremle geçmesi beni bir yerde mutlu ediyordu.

"Hoş geldiniz çocuklar Ali'yi gören var mı?" Tiyatrocuya kafamızla selam verip ortalıktaki kalabalığa bakınmaya başladık. Ali'yi birkaç gündür görmemiştim.

"Ben görmedim." Dedim kendimi öne atarak. Elimi Kerem'in kolundan çekmiştim. Kerem benden de endişeli gözüküyordu.

"Kerem!" Arkamızdan gelen haykırışla hepimiz aynı anda arkamıza doğru döndük. Ali nefes nefese kalmış koştuğu için saçları ve elbiseleri ter içinde kalmıştı. Kaşlarımı çatıp Ali'ye doğru adımladım. Kerem koşarak yanına gidip Mert'in attığı suyun kapağını açıp Ali'ye uzattığında soluksuz yarısına kadar içti.

"Ne oluyor?" Ali duvarın çıkıntısına oturup elindeki suyu Kerem'e verdi ve dizlerine dayandı. Hala nefes nefeseydi. "Bunu görmeniz gerekiyor." Terleyen saçları alnına yapışmıştı. Kafasını kaldırıp bi Kerem'e bi bana baktı. Oturduğu yerden kalkıp geldiğinin aksine daha yavaş adımlarla yürümeye başlayınca arkasından ilerledik.

Okul kapalı olmasına rağmen provayı izlemeye gelen öğrencilerin hepsi duyuru panosunun önünde toplanmıştı. Kerem hepsinin arasından geçip panoya ulaşınca onu takip edip panonun önüne kadar geldim.

Koca panoda boy boy fotoğraflarımız asılıydı. Birinde ben Kerem'i balkon demirinden çekerken. Diğerinde eğildiğim için elektrik ışığından yansıyan ışıkla açılan göğsümün gözükmesi. Bir ötekinde Kerem'in sıyrılan tşörtü sanki çıkarılıyormuş gibi çekilmiş aslında gözüktüğü gibi olmayan iğrenç fotoğraflar.

Kerem bana yanaşıp güven vermek istercesine elimi sıktı. Arkamızdan fısıltılar geliyordu ama ikimizinde onları taktığını söyleyemem. Eğer o gün Kerem'i ve Ali'yi dinleyip Beril'in şantajını ciddiye alsaydım belki de bugün bu duruma düşmezdik. 

Başımı fotoğraflardan çekip Kerem'e çevirdim. Alt dudağını yerken bir çözüm yolu bulmaya çalışıyordu. Hiç beklemeden arkamı dönüp elini tersten tuttum. Herkes bana iğrençmişim gibi bakıyordu.

"Ne var?" Kerem ne yapmaya çalıştığımı anlamak için çatılan kaşlarıyla beni izliyordu. "Sizin sevgiliniz yok mu?" "Ne yapıyorsun sen?" Sesini sadece ben duymuştum.

"Sen Sibel sevgilinle yattığını herkes biliyor. Ya sen Emrah geçen sene birini hamile bırakmadın mı? Sen Büşra zarını diktirdi diyorlar doğru mu?" Kerem elimi iyice sıktı.

"Biz sizin aksinize sadece balkonda kahve içtik. Bunun için mi fısıltı halinde arkamızdan konuşuyorsunuz?"

"Seninle alakası yok Ceyla, sadece Kerem'i herkes tanıyor. O okuldaki herkesle beraber oldu." Yönümü Merve'ye çevirdim. "Sen de onlara dahil misin Merve?" Etraftan yükselen sesler ortamı giderek kızıştırıyordu. "Hayır." derken birkaç adım geriledi. "Siz Kerem'i tanıyorsunuz ama sadece bildiğiniz kadarını. Ben onu sizin bilmediğiniz kadar tanıyorum. Tersi olsa yerimde siz olurdunuz herhalde." Takım ve bizim kızlar artık hepimiz bir takım olmuştuk aslında, hepsi aynı anda alkışlayıp bize destek olurken Kerem'in elini bırakmadan kalabalığın arasından sıyrıldım. Kerem halinden oldukça memnun gibiydi. 

"Siz baya oldunuz ha." Şöyle güzel bir anın içinde Nihat'ı gördüğümüz için biz de çok mutluyuz.

"Sen gelene kadar her şey daha olmuştu kanka." Mert duygularımızın sesi olmuştu. Gülnaz gülerek Nihat'ın koluna girdi. Elif zaten Emre ile takılıyordu. Ya Ada? Gözlerim dağılan kalabalıkta Ada'yı ararken köşede İbo'yla konuştuğunu gördüm. 

"Şimdi herkes mutlu sanırım." Kerem ellerimizi ayırıp beni kolunun altına aldığında ne olursa olsun düşünmeden ona daha çok yanaştım. 

"Juliet'imi başkalarının kolunun altında göreceğime ölseydim keşke." Ali'nin sitemli davranışlarına seslice güldüm.

"Evet sayın öğrencilerim hemen tiyatro salonuna! Romeo ve Juliet son provasını gerçekleştirecek!" Anonsla koşar adım tiyatro salonuna doğru ilerlemeye başladık. 

"Son sahnede öpüşme var mı?" Merdivenlerden çıkarken Kerem önüme geçmişti. Ali'de onun önündeydi. "Neden bu seferde ayağını mı öptüreceksin?"

"Hayır başka yerimi öptüreceğim."

"Maalesef kuzen bu sefer sevişme sahnesi var."

"Hazırlan o zaman Ali umarım tıraşlanmışsındır." Yüzümü buruşturup onlara bakmaya devam ediyordum. Ali elindeki kağıtları pantolonunun önüne yaslayıp koşarak sahneye ilerlemeye başladı.

"Gavatlandım." 



#

LACİVERT * textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin