"Herkes yerine!" Tiyatrocunun sesiyle son prova için sahneye doğru adımladım. Tiyatro gösterisi için sadece bir haftamız kalmıştı ve bu herkesin izleyeceği son provaydı. Sonrasında ben, Ali, Ali'nin yardımcısı ve benim yardımcım sadece dördümüz prova yapacaktık. Tabi tiyatrocu da yanımızda kalacaktı.
Olaylar gün yüzüne çıktığından beri hayatımızda hep bir şeyler eksikmiş gibi gelse de grup sayesinde keyifli bir yaz tatili geçiriyorduk.
Nihat ile Gülnaz sonunda birbirlerine açılmışlardı. Sırada Mete ile Ada var derken İbo'nun Ada'ya aşk itirafında bulunmasının üzerinden beş gün geçmişti. Tatili gerçekten boşa geçiriyorduk.
Keremle biz hala aynıydık, yolda gördüğümüz kedi yavrusuna bile hemen isim vermiştik ama bizim hala bir adımız yoktu.
Sahneye çıktığımda kafamı hafif sola eğip Ali'nin yardımcısına baktım. Kerem. Ali'nin yardımcılığını neden üstlendiğini hepimiz tahmin ediyorduk. Ona sorsak hoca zorla seçmişti.
"Ali bu sahne de daha yakın davranmanı istiyorum."
"Hocam ben de kalp var." Kerem yerinden kalkıp Ali'nin replik kağıtlarını yere fırlattı. Tiyatrocu tek kaşını kaldırınca kağıtları alıp tekrar yerine oturdu. "Başlıyoruz."
"Ali bunun çıkışı da var kardeşim."
"Hocam tehdit ediliyorum ama böyle oynayamam kusura bakmayın." Ali tam bir star edasıyla benim arkama dolanırken gülmeye başladım.
"Kerem uslu dur atarım dışarı." Homurdanarak ellerini birbirine geçirdi. Ali karşıma geldiğinde ezberlememiz gereken son sahneyi canlandırmaya başladık.
İzlediğim videolara göre son sahnede Ali'nin beni belimden yatırıp öpmesi gerekiyordu. Kerem bunu bildiği için baya gergindi ve son sahneyi duyan herkes tiyatro salonuna toplanmıştı.
Hey burada sinema oynamıyor!
Ali son repliğini söyleyip kolumdan nazikçe tutup kendine doğru çekti. Benden çokça uzun olması kafamı kaldırıp ona aşağıdan bakmamı sağlıyordu. Baş parmağını belime bastırıp işaretini verdiğinde yavaşça eğilip arkaya doğru yattım. Bir ayağım kendiliğinden yukarı kalkarken hocanın emriyle gözlerimi kapattım. Gerçekten öpecek mi emin değildim.
Saniyeler sonra suratımda hissettiğim nefesle gerilmeye başlamıştım. Dudaklarıma kapanan elle aniden gözlerimi araladım. Kerem Ali'in dibine girmiş sinirle ona bakıyordu. Bakışlarımı Kerem'den ayırıp gözleri kapalı bana yaklaşan Ali'ye baktım. Kerem'in elini öpünce gözlerini araladı. Ellerini üzerimden çekip geriye doğru koştuğunda Kerem olmasa yere yapışacaktım.
"İnanamıyorum ya Kerem'i öptüm."
"Dua et elimi öptün Ali." Ali gözlerini kısarak Kerem'e bakmaya başladı. Gözleri pantolonuna kayıp tekrar gözlerine kaydığında eliyle ağzını sildi.
"Gavatlandım."
**
"Bir an gerçekten öpeceksin sandım." Her zamanki kafede oturuyorduk. Tüm ekip buradaydı, Talha hariç. Talha'yla olaydan sonra hiç görüşmemiştik.
"Öpecektim zaten." Ali bir kolunu Elif'in sandalyesinin arkasına atınca Kerem önündeki sigara paketini ona fırlattı.
"Sağ ol kardeşim valla sigaram bitmişti."
"Götün büzülsün Ali."
"Sus lan gavat." İçinden bir dal çıkarıp ağzına attı ve Elif'in elindeki çakmağı alıp yaktı. Elifle fazla yakın olmaları gözümüzden kaçmamıştı. Sigarasını ağzından çıkarıp Elif'e doğru üfleyince Elif dönüp ona baktı.
"Gavat dedin de Nihat nerede amına koyayım?"
"Gülnazla beraber." Ada elindeki çubuğu atom gibi parçalamaya devam ediyordu. "İyi misin?" Ada masanın bir ucunda İbo diğer ucunda oturuyordu. İbo'ya kısa bakış atıp kafasını salladı. "İyiyim."
"Kalkalım mı?" Çantamı yanımda boş duran sandalyeden alıp ayaklandım. "Nereye?"
"Kız kıza takılırız biraz." Kafamla kızlara işaret yapıp onları da kaldırdım. Kerem kısık gözlerle bana bakıyordu. "Ne?"
"Çantayı elinde taşı."
"Neden?"
"Yürüyünce eteğini topluyor amına koyayım. Adam akıllı şeyler giymiyorsun."
"Bir gün biri gelip Kerem'in kıskandığını söylese götümü veririm kıskanmaz diye iddiaya girerdim amk." Mert'in söylediğine Kerem hariç herkes gülünce Ali'den aldığı sigara paketini bu sefer ona fırlattı.
"Sizin sevgiliniz yok diye kıskanmayın beni varoşlar."
"Ooo siz sevgili mi oldunuz?" Mert haklıydı. Biz sevgili mi olmuştuk? Kafasını kaldırıp bana baktı. "Bence sevgiliyiz." Elimi tutup başına koydu, kıvırcık saçlarının arasında kaybolan parmaklarıma baktım.
"Keşke bana da sorsaydın sevgili olurken." Kafasındaki elimi tutup hızla çektiğinde arkadan dibine kadar girdim. Çektiği kolum sol omzundan başım sağ omzundan geçince yanaklarımız yan yana geldi. Başını çevirip gülümseyen gözlerle bana bakarken yanaşıp dudağımın kenarından öptü.
"Bak sevgiliyiz gördün mü?"
#
Oldu ya bunlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LACİVERT * texting
HumorCeyla: Ben istemiyorum hocam yapamam. Tiyatrocu: İtiraz istemiyorum. Tiyatrocu: Bu sahnenin Juliet'i sensin. Kerem: Ben bunu mu öpücem şimdi? Nihat: Acaba hangisi ilk önce insana dönüşecek. *KÜFÜR İÇERİR*