Ceyla: Günaydın.
Ali: Oo günaydın da yazarmış
Ali: Dün yazmadın?
Ceyla: Kerem bizdeydi.
Ali: Tamam gerisini anlatma
Ali: Tamam sus
Ali: Duymak istemiyorum
Ceyla: Tamam.
Ali: Öf tamam biraz ayrıntı ver merak ettim
Ceyla: Goril gibi balkonumdan tırmandı ve balkonda saatlerce oturduk. Talha konusunu anlattı.
Ali: Ne söyledi?
Ceyla: Kahve?
Ali: Kantindeyim.
Ceyla: Ben de.
Ali: Gördüm çok yazıyor kapat
Son mesajı keyifle okuyup telefonu kilitledim ve büyük hırkamın cebine yolladım. "Pantolona dönmeyi düşünmüyor musun?" Hafif gülümsedim. Etekle üçüncü günümdü. "Hayır, yani şu anlık değil." Etek giymek şu sıcak havalarda gerçekten güzel oluyordu.
"Kahve çeşitleri gelmiş." Kahve reyonuna gelip gelen çeşitlere bakmaya başladık. "Im evet. Ne içsek?" Baya düşündükten sonra elime bol çikolatalı kahveyi aldım. Çikolatalı kahve ayrı bir güzel oluyordu. "Harika seçim." dediğinde o da aynısından almıştı.
Kahveler hazır olduğunda karton bardağın üstünden ve altından tutup boş masaya doğru ilerledim. "Harika kokuyor dayanamıyorum." Ali kahvenin kokusunu içine çekerken bir yudum aldım.
Kimseyi tanımadım ben senden güzel.
"Evet anlat."
"Neyi?"
"Detayları iştee." Sondaki harfi uzatınca gülerek ona baktım. Elini masaya dayayıp çenesini yasladı. Ben de aynı şekil yapınca nereden başlamam gerektiğini düşündüm.
"Talha ile olan iddiasını anlattı. Sen de oradaymışsın zaten." dedim kahvemden bir yudum alarak. "Evet sonuçta Talha kazandı." dediğinde ağzımdaki kahveyi masaya doğru püskürttüm.
"İyi misin?" "E-evet sadece sıcak biraz." Keyifle gülümsedi. "Kerem'i affetmen ilginç. Ben sanıyordum ki onu öldürürsün."
"Neden?" Ayaklarım titremeye başlamıştı. Midem, o sanırım iyi değildi.
"Sonuçta seni soyunma odasında dikizledi ve seni arzuluyor." dediğinde kantinden içeri giren Keremle göz göze gelmemiz bir oldu.
Yine inanmıştım.
"Selam gençler." Kerem elini omzuma koyup boş sandalyeyi çekip yanımıza oturduğunda Mert'te dolanıp öteki sandalyeye oturdu.
"Ne konuşuyordunuz?" Kerem kahvemi alıp büyük bir yudumla yarıya indirdi. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum.
"Ali,"
"Efendim."
"Ali beni soyunma odasında nasıl dikizlediğini anlatıyordu." dediğimde gözyaşlarımı tutamadım. Bu gerçekten acı vermeye başlamıştı.
Elindeki kahveyi yavaşça masaya bırakıp Ali'ye döndü. Buradan çekip gitmem gerekiyordu ama hareket edemiyordum. "Ne bakıyorsun abi zaten dün sen anlatmışsın her şeyi..." "Hasiktir." Arkasından gelen küfürle o da olup biteni anlamıştı.
"B-ben, Ceyla."
"Teşekkür ederim Ali." Göz yaşlarımı silip oturduğum yerden kalktım.
"Ceyla dinle." Kolumdan tutup beni kendine çevirdiğinde boşta kalan sol elimi suratına geçirdim. "Senden nefret ediyorum."
#
Kitap mizahlıktan çıktı amk sjdkasjdlksajd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LACİVERT * texting
HumorCeyla: Ben istemiyorum hocam yapamam. Tiyatrocu: İtiraz istemiyorum. Tiyatrocu: Bu sahnenin Juliet'i sensin. Kerem: Ben bunu mu öpücem şimdi? Nihat: Acaba hangisi ilk önce insana dönüşecek. *KÜFÜR İÇERİR*