*39*

26.8K 1.3K 311
                                    

"Dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe, sırf sana benziyor diye usulca sokulup merhaba dedim." 

"İyi bok yemişsin." Tek kulağıma takılı olan kulaklığı çıkarıp sinirle bakan Kerem'e döndüm. Kime dediğine bakmak için kafamı çevirip bahçeye doğru baktım, okulda kimse kalmamıştı.

"Sana dedim."

"Durduk yere bana neden bok diyorsun?"

"Kim o gece birde gece görmüş amına koyayım."

"Kim o gavat?" diye devam ettiğinde sesli gülmeye başladım. Suratıma mal gibi bakınca kulaklığı uzanıp kulağına geçirdim. Sözleri dinleyip bakışlarını düzeltti. Diğer kulaklığı sarkan yerden alıp dağılan saçımın arasından kulağıma yavaşça taktığında nakarat çalıyordu. Kolunu omzuma arttı ve beni de yanında sürükleyerek yürümeye başladı.

Böyle şey gibi gözüküyorduk.

"Sevgili," Kaşlarımı kaldırıp ona döndüm.

"Yani öyle gibi olduk." dediğinde şaşkınlığımı saklayıp başımı yavaşça salladım.

Şarkı milyonuncu kere çalarken fark etmeden sahile inmiştik. Gözlerimi denize çevirip derince içime çektim. Yaklaşık on beş dakikadır yürüyorduk ve kolum Kerem'e sarılmamak için arkada asılı duruyordu. Kerem diğer elini arkaya getirip elimi tuttuğunda ona doğru biraz daha yanaştım.

Pekala fazla sıcak olmuştu. 

Elimi beline koyup kendi elini cebine yerleştirdi. Birden durunca tekrar denize çevirdiğim bakışımı benden ayrılıp yere eğilen Kerem'e çevirdim. Önündeki büyük beyaz tüyleri görünce dayanamayıp bende dizimin üzerine çöktüm. Kerem saniyesinde yukarıda kalan dizime elini bastırıp onuda yere çöktürürken gerilen yüzüyle bana bakmaya devam ediyordu.

Etek kısaydı ve bu duruma hala alışamamıştım. Bir elimi dizime koyup diğeriyle tüy yumağını sevmeye başladığımda resmen yerde oturuyordum. Gıdığını okşadıkça dilini dışarı çıkarıyor bana şebekce hareketler yapıyordu. 

Arkasına çömelen erkeğe bakıp tebessüm edercesine gülümsedim. "Adı ne?" "Yumak." 

"Seni götüreyim kendime hırka yapayım ben ya." dediğimde Kerem şizofrenmişim gibi bana bakmaya başlamıştı. Gülümsememi kesmeden ona bakınca o da gülmeye başladı.

"Çok şeker değil mi?"

"Benim gibi." Gülümsemesi genişledi.

"Şeker dedim şerefsiz değil." Şimdi de ben gülüyordum. "Her eve lazım." "Şerefsiz mi?" "Şeker." dedim göz devirerek. 

"Evet ama annem aldırmıyor." dediğinde keyifle sırıttım. "Bir eve iki tane çok gelir, haklı." Oturduğum yerden kalkıp Yumak'ın tüylerini bulaşan elimden çırparak temizledim. Yumak sahibiyle beraber bizden uzaklaşırken Kerem hala oturuyordu. Başını havaya kaldırınca yüzüne gelen güneşi engellemek için elini gözlerine gerdirdi.

"Sen bana köpek mi dedin?" Oturduğu yerden kalkıp yanımda ilerlemeye başladığında kafedeki sözünü hatırlattım. Beni omzumdan tutup kendine doğru çektiğinde gülümsememi kesmiş sadece yürümeye başlamıştım.

"Ceyla,"

"Efendim?" Kafamı çevirip ona baktım. Kolum artık alışkanlıkla beline gitmişti. Alnını alnıma dayayıp gözlerini kapattı. Kirpikleri alt kirpiklerine kenetlenmişti.

"Ihm, ne oldu?"

"Özür dilerim."

"Ne için?"

"Duymadın mı?" Olduğum yerde durup onu da durdurdum. "Neyi Kerem?" "Sadece gazım geldi ve saldım, hepsi bu." Dudağını büzüp yavaş adımlarla yürümeye devam etti.

Sana inanamıyorum ya.

Çantamın düşen askısını omzuma asıp arkamı döndüm ve ters yönde yürümeye devam ettim. 

"Orası kokuya gidiyor, kalbim için arkanı dönmelisin." Gözlerimi devirip ellerimi kulaklarıma bastırdım, sesi sızdıran parmaklarımdan keyifli kahkahasını duyuyordum.



#

LACİVERT * textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin