"Mavi mi mor mu?" diyen arkadaşıma baktım. Alt tarafı dışarı çıkıp bir şeyler yiyip içecektik. "Mavi," dedim sıkıntıyla. Kerem bugün hiç mesaj atmamıştı.
"Sence gerçekten Kerem mi?"
"Dün masada sadece ikisi telefon oynuyordu." dedim düz bir sesle.
"Tahmin etmiştik aslında ama yine de şaşırdım." Ada'ya göz ucuyla baktım. Biraz morali bozuk gibiydi. "Öyle," diyebildim zorla yutkunurken.
"Elif neden gelmiyor?" Gözlerimi kapatıp hala hazırlanamayan Gülnaz'ı öldürmemek içi sabır diledim. "Yüz kere anlattık Gülnaz, özel dersi varmış."
"Tamam kızma şimdi bak sarı mı mavi mi?" Bunu zaten daha önce de sormuştun. Bakışlarımı devirip elimi Ada'ya doğru uzattım. Hafif gülümseyip düşünür gibi yaptı. Mavi diyeceğimizi bile bile sürekli kıyafet değiştiriyordu.
"Mavi bebeğim gerçekten yakıştı Gülnaz sikeceğim biraz daha kombin yaparsan." İyi başlayan cümlenin sonu alevli bitmişti. Kaşlarımı kaldırıp ona katılan bir hareketle Ada'yı destekledim.
"Aman iyi be ben de maviyi sevdim zaten." Gerçekten elimizde kalacaktı.
"Aşağı inelim de rahat giyinsin." Ada'nın sözüyle itiraz etmeden yataktan kalkıp onu takip ettim. Gülnaz'ın gözleri hala dolapta geziniyordu. Kapıyı çekip ardından ilerlerken son kez telefona baktım. Ada'nın durduğunu görmemiştim, sırtına tosladığımda bir adım geri çekilip ona baktım.
"Kerem olması seni mutlu ediyor mu?" Sorusu beni şaşırtmamıştı. Kerem olduğunu varsaydığımdan beri yüzü asık gezmeye başlamıştı.
"Ondan hoşlanıyor musun? Hala." diye ekledim. Yüzü şekilden şekle girerken başını iki yana salladı.
"Sorun ne Ada?"
"Ya Kerem değilse?"
"Kim olsa üzülürdün?" diye sordum.
"Mete." Kaşlarımı kaldırıp mahcup tavırlarını seyrettim. "Dün onu kurtaran kişi ben olmalıydım. Benim yüzümden o listedesin." Başını yere eğmişti.
"Eğer kahveyi alan kişi Keremse zaten listesindeydim demektir Ada. Bu yüzden üzülme." Dudağını büzerek başını havaya kaldırdı.
"Evet, mantıklı bu aklıma gelmemişti." Aşk insanı böyle yapıyordu demek. Ada'da böyle şeyler duymak kulağa ilginç geliyordu.
0545 676 ** **: Kerem değilim.
Gelen mesajla telefonu cebimden çıkarıp kilidini açtım.
Ceyla: İspatla.
0545 676 ** **: Kenara sıkıştırma beni Ceyla.
Ceyla: Kanıtlayana kadar sana Kerem diyeceğim.
0545 676 ** **: Ona aşık olma, bu istediğim en son şey.
Gelen mesajı yok sayıp telefonu tekrar cebime koydum. Sabahtan beri ondan mesaj bekliyordum. Kerem kendi numarasından beni ya silmişti ya da engellemişti. Buradan yazmasını beklemek saçmaydı ama oyunuma devam edecektim.
"Kerem mi?" Ağzımdan onaylayıcı bir ses çıkarırken Gülnaz sonunda aşağı inmişti. Hızla ayakkabı kombinini de yapıp dışarıya çıkabildik.
"Gerçekten günümün yarısını dolabınla geçirdiğime inanamıyorum Gülnaz."
"Ben de." dedim çatallaşan sesimle.
"Abartmayın yarım saat oldu."
"Saat 10 da geldik ve şu an saat 3."
"Oha o kadar oldu mu?"
Ada eliyle taksi çevirdiğinde cebimde titreyen telefonu çıkarıp ekrandaki isme baktım. Ali instagramdan görüntülü arıyordu. Reddedip mesaj bölümüne geri döndüm.
ceyla00: On dakikaya oradayız?
aliatabak: Oradayız?
ceyla00: Tek geleceğimi kim söyledi?
Taksinin arka koltuğuna üçümüz sığmıştık. Ada kafenin adresini verirken telefonu ön cebine yerleştirmeye çalışıyordum. Telefon tekrardan titrediğinde gözlerimi devirip sinirle mesaj kısmını açtım.
0545 676 ** **: Orada olacağım.
0545 676 ** **: İlk defa karşılıklı oturacağız.
İtiraf etmeliyim ki heyecanlanmıştım. Kim olduğunu görmek istiyordum elbette. Kerem ya da değil diğerleri içinde kendimi hazırlamıştım. Tek kişi için dua ediyordum, umarım Mete olmaz.
Kafenin sokağına girdiğimizde taksiden inip ortaklaşa ücreti ödedik. Elif yanımızda olmadığı için içimizde biraz da olsa burukluk vardı.
"Heyecanlı gibisin." Titrediğimi yeni fark ettim. "O burada olacak."
"Kim?" diye heyecanla sordu Gülnaz.
"Ya Kerem ya da diğerlerinden biri." Haberleştiğimiz kafeden içeri girdik. Gerçekten heyecanıma son vermem gerekiyordu, beni her kimse böyle görmesine izin vermemeliydim. Ellerimi birbirine kenetleyip kızların arkasından yürümeye devam ettim.
"Imm Ceyla sence hangisi gelmiştir?" Gülnaz'ın sorusuyla durup arkadan onlara bakmaya başladım.
"Bilmiyorum kızlar."
"Sanırım liste hala 8 kişi." İkisi de birbirinden ayrılıp kenarlara çekilince karşıdaki kalabalık masaya baktım. Ali grubun hepsiyle gelmişti. Bu başladığımız yere geri döndük demek oluyordu. Gözlerimi kısıp beni görünce ayağa kalkan Ali'ye baktım. Aramızda fazla mesafe yoktu.
"Ee yalnız geleceğimi kim söyledi?" Alayına soktuğum.
#
Ali'ye sövün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LACİVERT * texting
HumorCeyla: Ben istemiyorum hocam yapamam. Tiyatrocu: İtiraz istemiyorum. Tiyatrocu: Bu sahnenin Juliet'i sensin. Kerem: Ben bunu mu öpücem şimdi? Nihat: Acaba hangisi ilk önce insana dönüşecek. *KÜFÜR İÇERİR*