*79*

15K 821 117
                                    

"Sürpriz!" Kafeden içeri girdiğimizde kafamdan aşağı uçuşan kağıtlarla irkilip geriye doğru sıçradım. Kerem önüme doğru atlayıp elindeki laciverte boyanmış gül yapraklarını üzerime doğru fırlattığında ona baktım. Yaprakların bir kısmı saçıma takılırken diğerlerini ellerimi açıp tutmaya çalışıyordum.

"Mutlu yıllar sana!" Elif elinde pastayla bize yaklaşırken diğerleri de birleştirdikleri büyük masanın yanından ayrılıp yanımıza gelmeye başladı.

"Çocuklar."

"Susun doğum günü kızı konuşacak, konuş prensesim."

"Benim doğum günüm değil ki." dediğimde Ada ellerini birbirine vurup "Ben size demiştim." dedi. 

"Nasıl ya? Nüfus kartında öyle yazıyor ama." Elif bir hayliyle şaşırmıştı.

"Siz nasıl arkadaşsınız be utanın."

"Gitti üç bin lira." Nihat yanında duran duvara yaslandığında Kerem'e baktım. Elinde kalan tek gülü çaresizce bana uzattı. 

"Teşekkür ederim." Uzanıp yanağına ufak bir öpücük kondurdum. "Madem uğraştınız bugün kutlayalım bizde." Kısa sürede tekrar gülmeye başladı. Kıvırcık saçları tıpkı makineden yeni çıkmış gibiydi. İşaret parmağımı alnına düşen buklenin içine geçirdim. Kafasını sağa sola salladığında bukleler adeta dans ediyordu.

"Beğendin mi ben hazırladım?" Otuz iki diş gülmek diye buna derim işte. Arkadan uyarıcı bir öksürük gelince gözlerini devirdi.

"Tamam şunlarda biraz yardım etti." Eliyle geride kalan orduyu gösterdiğinde kısa süre arkaya baktım hepsi Kerem'e öldürecekmiş gibi bakıyordu.

"Geçelim o zaman pasta yeriz en azından." 

"Her zaman açsın biliyorsun değil mi?" Elif, Emre'nin koluna hafif vurup gülümsedi.

"Bir sana bir de pastaya dayanamıyorum ne yapayım?" Kolunu Elif'in omzuna atıp masaya doğru ilerlemeye başladılar.

"Bunlar da iyi ki sevgili vıcık vıcık hareketler."

"Gör işte millette ne sevgililer var bir de sana bak gerçekten dünyaya gelme amacın ne Nihat? Dünyadaki öküz eksiğini seninle kapatıyorlar sanırım." Dudağımı büzüp Gülnaz'ın sinirle masaya gidişine baktım. 

"Olay yine bana patladı amk." Kahkaha atmaya başlarken Kerem elini belime dolayıp hafif kendine çekti.

"Lacivert çok yakışmış." Gülüp elimi gömleğinin yakasında gezdirdim. "Sana da." Masaya doğru ilerlemeye başlamıştık.

"Kızımız olursa adını Lacivert koyalım diyorum ne dersin?"

"Ya erkek olursa?"

"Kıvırcık saçlı, uzun boylu, seksi oğlumuz mu?" Başımı döndürüp ona baktım. "Aa pardon kendimden bahsetmişim." 

"Egoist." Kahkahası dolu sayılan kafeyi doldurmuştu. Çok saçma bir durumdu ama o gülünce ben de gülüyordum.

"Ali ve Beril neredeler?" dediğimde kimse eksikliklerini fark etmemiş gibi etrafına bakındı. "Sahi onlar nerede?"

"Buradayız!" Arkamızdan gelen çığlıkla dönüp karşımızda duran manzaraya keyifle bakmaya başladık. Beril Ali'nin koluna girmiş elinde tuttuğu kurdeleli kağıtla bize gülüyordu. Ali ise...

Dokunsak ağlamak üzereydi. Beril'i kolundan çıkarıp elini saçlarına geçirdi. "İnanamayacaksınız." Elindeki kağıdı kaldırıp salladığında Ali bayık bakışlarıyla ona bakmaya başlamıştı. 

"Ali pek inanamamış demek o kadar gerçek."

"Ne o?"

"İstanbul'un en iyi tiyatro salonunun müdürü bugün bizi izlemeye geldi provada. Bizim oyunu salonunda oynatmak istiyor!" diye bağırdığında kafede birden her şey uçuşmaya başlamıştı. 

Herkes olduğu yerde zıplıyor birbirine sarılıyordu. Kerem kolunu omzuma atıp beni daha çok kendine geçtiğinde beline sarılıp kendimi onun sevincine bıraktım.

"Sen neden mutlu değilsin?"

"Bugün tam on kere öpüştük." Beril'in dediğiyle yüzünü buruşturup elinin tersiyle dudağını sildi. 

"Bunu kutlamalıyız gelin hemen." Elif pastaya mumları geri batırıp hepsini tek tek yaktı. Hepimiz masanın etrafına dizilip yanan mumlara baktık. Kerem elimi tuttuğunda yanımda duran Ali'nin elini tuttum, o Beril'in elini tutarken Beril de yanında duran Ada'nın elini tutmuştu. Herkes birbirinin elini tuttuğunda masa etrafında çember olmuştuk. 

"1,"

"2,"

"3!" Elif bağırınca herkes olduğu yerde eğilip masanın ortasında duran pastanın mumlarını üfledi. 

"Daha mutlu günlere!" Kalan konfetiler etrafımızı süslerken Kerem yavaşça saçımı öptü. 

"Daha senli günlere."


#

LACİVERT * textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin