22. BÖLÜM > "TEBRİKLER ALYA BOZKURT, YEKTA ŞAH."

3.3K 175 27
                                    

   YENİ BÖLÜM! UMARIM BEĞENİRSİNİZ, HER ŞEYİN OLMASA DA BİRÇOK ŞEYİN AÇIĞA ÇIKTIĞI BİR BÖLÜM :D

BU ARADA, KAMP OKUYUCULARININ ARTIK BİR İSMİ VAR. CAMPER!

---------------------------------------------------------

   Yeni bir güne gözlerimi açtığımda fazla oksijensiz hissediyordum. Sanki, karbondioksit soluyor gibi.. Sanki 10 kişi aynı yere sıkışmış gibi.

   Gelen bel ve baş ağrısıyla yattığım yerden doğruldum. Doğrulduğum anda gözlerimin fal taşı misali açılması bir olmuştu. Soldan sağa doğru Alper, ben, Emre ve Meltem aynı çadırda gece boyunca kalmıştık!

   Emre ve Meltem sarılıyor, Alper bana dönük yatıyordu. Benden hep nefret edecek, diye düşündüm.

   Bir anda gelen hapşırıkla Alper’in yerinden sıçramasına neden oldum. Nereden çıkarttığını bilmediğim bir odunu havada sallarken, "Nerede?" diye kükredi.

   Şaşkınca suratına bakarken "Kim?" diye bağırdım telaşla. "Kim nerede?"

   Bir an etrafına bakındı ve havada olan elini indirdi. "Ben sandım ki.." derken sözünü kestim.

   "Sen sandın ki, Aras geldi."

   “Evet.” dedi başını kaşırken.

   Emre ve Meltem de kalkmışlardı. "Gelmez. Gelmeyecek." dedim sade bir sesle. Duygularımın yüzümden okunmaması için içten içe dua ettim.

   Başını her iki yana sallayıp odunu sağına bıraktı ve yatmaya yeltendi.

   Uyku tulumumdan çıktığımda dünkü kıyafetlerimin pijamalarımla değiştirilmiş olduğunu görünce aklıma onlarca kötü fikir gelse de hepsini unutmaya çalıştım. Ardından bavuluma doğru emekledim ve içindeki telefonumu aldım.

   Telefonumla uğraşmayı çok özlemiştim ama ne yazık ki telefonlar çekmiyordu. Bir an annemin bana ulaşamayınca nasıl delireceği aklıma geldi. Belki de polise bile gitmişti!

   İçimi anlamsız bir pişmanlık kapladı. Canım, şimdi ne kadar korkuyordur kim bilir!

   Allah’ım, inşallah telefonların adada çekmeyeceği aklına gelmiştir!

   "Sizce." diye konuşmaya başladığımda bana baktılar. "Ailelerimiz bize ulaşamayınca ne yaptılar?"

   Alper  bana boş boş gözlerle bakarken bunu dediğime pişman oldum. İkisi de uzun süredir ailelerini görmüyorlardı ki!

   Bir süre sessizlik oldu. Sonunda Emre, “Bilmiyorum.” dedi ve arkasını dönüp tekrar yattı.

   Yaşadığı şeyleri bildiğimi bilmiyordu ki…

   Meltem’in cevabı "Demir haber vermiştir." oldu ve ihtiyacım olan cevabı verdi.

    Depresyona açık olduğum şu zamanlarda bu konuları düşünmek istemiyordum.

   Gözüm telefonun saatine kaymasıyla gözlerimin yerinden çıkacak gibi olması bir olmuştu. Saat 4'tü! Nasıl bu kadar uyuyabilmiştik? 

   "Saat 4!" dedim bağırarak.

   Emre’nin "Umurumda mı?" gibisinden attığı bakış çenemi kapatmama yetmişti ama bu sessizlik için yeterli olmadı.

   Demir’in hasret kaldığımız(!) sesi nerede olduğunu daha keşfedemediğimiz hoparlörden yankılanmaya başladığında Meltem "Sadece uyumak istiyorum, Allah’ım! Lanet olsun çok şey mi istiyorum?" diye bağırdı.

KAMPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin