19. BÖLÜM > DEVE GÜREŞİ

3.2K 165 36
                                    

   Kısa yolculuktan sonra yerleşim alanımıza dönmüştük. Ben ve Emre pes etmiştik ve Aras ile Sahra atlayışını yapmışlardı. Aras “En Cesaretli Erkek” Sahra ise “En Cesaretli Bayan” ödülünü almıştı. Onlar nerede mi? Onları alıp, ödülünü vereceklerini söylemişlerdi. Sanırım tıka basa doyurup geri getireceklerdi.

   Ama bu tamamen haksızlıktı! Biz açlıktan ölecek miydik yani? Çok saçma!

   Görüş alanıma bir el girmesiyle elin sahibine baktım. Erva bana küçük bir et parçası uzatıyordu. “Al bakalım.”

   “O etlerden kalmış mıydı?”

   “Taze bitti.” dediğine göz devirdim. “Anlayacağın yeni bir av yakındır.”

   “Ah, evet. Çok güzel.” dediğimde yüzümü buruşturdum. “Sana bir sır vereyim mi?” derken doğruldum ve ona doğru eğildim.

   “Evet?”

   “Acayip korkuyorum.”

   Erva ilk başta gülümseyip, yavaşça kahkaha atmaya başladı. “Hangimiz korkmuyor ki?”

   “Görmedin mi, daha sabah erkekleri nasıl da dövdüler. O adamları görünce ödüm kopuyor. Neden böyle bir şey yapıyorlar anlamıyorum. Biz onlara ne yaptık ki?”

   “Bilmiyorum, aklım almıyor Ama şuna eminim ki: Bizi yarışmayı kazandığımız için buraya getirmediler. Tamam, belki kazanmış olabiliriz ama nasıl bir adam ‘Haydi 18 yaşındaki çocuklar arasında bir yarışma düzenleyelim ve kazanan 10 kişiyi en yakınları ile birlikte kamp bahanesi ile vahşi ortamda tek başlarına bırakalım!’ diye düşünebilir ki? Yani, kesinlikle bir çıkarları var.”

   “Ama ne?” diye sorduğumda düşünmeye başladık. Lanet olsun ki aklıma hiçbir şey gelmiyordu.

   “Bana bunu öğrenmenin zamanı değilmiş gibi geliyor.” dediğinde elimdeki et parçasını bitirmiştim.

    “Belki de haklısındır.” Ayağa kalktım ve üstümü silkeledim. “Biraz yüzeceğim.”

   “Peki.”

   Üstümü çıkarıp çadıra koydum ve denize doğru yavaş adımlar atmaya başladım. Su soğuktu, fazlasıyla. Ardından Tumblr’da gördüğüm post aklıma geldi. ‘İlk başta soğuk ama sonra alışıyorsun.’ Belki de bu duruma iyi tarafından bakmalıydım. Huzur dolu(!) bir tatil geçiriyordum. Evet, evet. Böyle düşünmek gayet mantıklıydı. Şehrin gürültüsünden uzak, mutlu bir yaz. Yeni arkadaşlar ediniyorum. Gayet mutluyum.

   Birinin sırtıma atlamasıyla vücudum buz gibi deniz suyuyla bütünleşmişti. Ağırlık üstümden kalktıktan sonra kahkaha sesleri yükseldi. Sinirle arkamı döndüğümde herkesin orada olduğunu fark ettim. Sırtıma atlayan Meltem’di. “Manyak mısın Mel!” derken üşüdüğümden dişlerim birbirine çarpıyordu.

   “Haydi, deve güreşi yapalım!” diye bağırdı Emre. Kıkırdadım. İyi bir fikir olabilirdi.

   “Herkes kendine eş bulsun.” dedi Mehveş.

    Kimle eş olacağımı düşünürken gözlerim bana bakan Aras’a kaydı. “Haydi, gel.” dedi gülerek.

   Koşarak yanına gittim. Meltem-Emre, Sahra-Çağatay, Aras-ben tamamdık. Diğerleri hala eş bulma sürecindeydi.

   “Kural 1: 2 erkek ve 2 kız birlikte olamaz; adil olmaz,” dedi Begüm.

   Begüm-Talha, Sanem-Yekta, Beren-Can, Çınar-Erva, Giray-Pelin, Koray-Mehveş ve Miray-Alper da gruplarını belirlediler. Alper inadına mı Miray’a yakın davranıyordu anlamıyorum. Canımı mı yakmak istiyordu?

   Aras’ın sırtına atlayıp, “Rakibimiz olabilecek varsa çıksın!” dedim şımarıklık yaparak.

   Beren ve Can karşımıza geldiler. Vay canına, ilk kez bu kadar samimiydiler. Gülümseyerek Aras’ın kulağına eğilip planımızı söyledim. Onayladı.

   Beren gözlerini kısıp bana bakıyordu. “Koş!” diye bağırdı bir anda.

   Ne olduğunu anlamadan Aras’ın da koştuğunu fark ettim. Beren’in tam arkasındaydım. Kolundan tutup kendime doğru çekmeye başladım. Ben onu yere düşürene kadar bize doğru döndüler ve Beren saçımı tuttu. “Hey, saç yok!” diye atladı Meltem.

   “Evet saç yok” diye katıldım ona. Saçımı bıraktığı anda bikinisinin ipinden tutup onu yere düşürdüm.

   Kazandığımızda sevinç çığlıkları atmaya başladım. Aras gülerek beni yere indirdi. “Tebrikler, bayan.” dedi gülerek. Kıkırdadım.

   Beren ve Can elenmişti. Sıradaki karşılaşma Meltem-Emre ve Çınar-Erva arasındaydı. “Kusura bakma bebeğim, acımak yok.” dedi Mel Erva’ya.

   Erva gülümseyerek, “Ben de öyle düşünüyordum.” dedi.

   Başlama talimatını verdiğimde Meltem’nın Erva’yı alt etmesi zor olmamıştı. Erva ve Çınar da elenince Aras gülerek benim yanımdan ayrılıp Çınar’ın yanına gitti. Anlını onun anlına koyup. “Senin için yeneceğim kardeşim.” dedi.

   Çınar gülerek “Göster kendini.” dedi ve Aras’ın sırtını sıvazlayıp elenenlerin olduğu yere geçti. Herkes birbirini eleyince kalan son 5 takım, Sahra ile Çağatay, Meltem ile Emre, Miray ile Alper, Begüm ile Talha ve Aras ile ben olmuştu. “Sıra kimde?” diye sordum.

   Meltem gülüp, “Bu seferki eşimizi sen seç hayatım.” diyerek sözü Emre’ye bıraktı.

   “Alper, kardeşim.” dedi gülerek Emre. Alper omuzlarına Miray’ı aldı ve onlara doğru yürüdü.

   İki çift karşı karşıya savaşırken içimi Miray’ı dövme isteği sardı. İçin için onun omuzlarında Miray’ın değil benim olmam gerektiğini düşünüyordum.

   Oyun sonunda Meltem ve Emre kazanmıştı. 4 grup kalmıştık. Aras’ın sırtına atlayıp rakibimizi bekledik. Hasiktir! Sahra ve Çağatay. Çağatay hepimizden iriceydi ve çok büyük ağırlıklar kaldırıyordu. Yani Sahra’yı düşürmesi çok zordu. Bu durumda iş bana kalıyordu ki, Sahra’ya karşı iyi bir atak yapmalıydım.

   Gerildiğimi gören Aras gülüp “Sakin ol.” diye fısıldadı

   Başlama komutu gelince Aras hızla onların arkasından dolandı ve işaretimle durdu. Sıra bendeydi. Can alıcı hamlemi yapmam gerekiyordu. Belinden tutup tüm gücümle çektim. Ama öyle sarılmıştı ki, sadece sarsıldı. Aras’ın geri geri gitmesiyle Sahra’nın belini daha sıkı kavradım ve çekmeye başladım. Sonunda Sahra yere düştü ve biz yendik. Sevinçle Aras denize doğru koştu ve beni denize attı. Evet, tabii ki de korktum ama tepkim sadece gülmek oldu.

   Sonunda Meltem ve Emre, Begüm ve Talha’yı yenmiş, bizimle karşı karşıya gelmişlerdi. Karşımda duran Meltem’2 bakıyordum. “Ah, ikiniz de kardeşimsiniz. Üzgünüm bebeklerim.” dedi Meltem.

   Aras kahkaha atarken. “Buna gülüyor muyuz?” dediğimde herkes gülmeye başladı.

   “Bence gül. Çünkü son gülüşünüz olacak.” dedi Emre. “Birazdan biz size güleceğiz.”

   Aras yine kocaman bir kahkaha koparıp, “İşte buna gülerim.” dedi.

   Ardından ben de gülmeye başladım ve beklemediğimiz bir anda başlama işareti verdiler.

   Olayın şokunu atlatamadan Meltem boynumu tutup ittirmeye başlayınca kolunu tuttum ve çevirdim. Ah, Aras’ın beni düşürmesine az kalmıştı. Bacaklarım belinden kayıyordu. “Uzaklaş.” diye fısıldadığımda sakin bir yere geçti ve sırtındaki pozisyonumu düzeltti. Şu an daha rahattım. Hızla bize doğru ilerleyen Meltem-Emre ikilisinin yanına gittik. Meltem’i elimden gelen en güçlü ve sert hareketle ittirdim ve bam! Biz kazandık.

   Onlar düştüğünde sevinç çığlıkları atmaya başlamıştım. Aras beni sırtından gövdesine doğru çevirdi ve yüzlerimiz aynı hizaya geldi. Ben onun gözlerine sevinçle bakarken o benimkilere ciddiyetle bakıyordu. Yüzümüz arasında sadece 1 santimlik havadan oluşan bir tabaka vardı. Öyle sıkı sarıldı ki o an...

KAMPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin