Kraliçe'nin Merhameti -1.8

278 26 24
                                    

Hope Andrea Mikaelson

Ben zafer dolu gülüşümle Declan ile arkasındaki acınası ordusuna bakarken, Declan öfkeyle bana bakıyordu. Gözlerini bir an bile üzerimden ayırmamıştı.

Açıkçası geriye kalanlarıyla gitmesini bekliyordum. Ben gidecek değildim ya. Girmesi gereken onlar. Burası benim bölgem. Ben Kraliçeyim.

Declan bir anda hareketlendi ve vampir hızıyla önümde belirdi. Annem ile Babam hemen beni koruma tarafına geçip, beni arkaya attılar ve önüme geçtiler. Declan ile karşı karşıya, ebeveynlerim. Hadi ama. Bu savaş bana ait değil miydi?

Bir anda Annem ile Babam acıyla yee e yığıldılar. Dinleyerek, acı çekiyorlardı. Bu bir büyü. Etrafa bakındım. Bu büyüyü Ivy yapıyordu. Elimi Ivy'e doğru uzattım ve birşeyler fısıldadım.

Hope : Ad Somom...

Ivy, Annem ile Babam üzerinde yaptığı büyüye son verdi ve acıyla yere diz çöktü. Gülümsedim. Bir Mikaelson'a bulaşmanın bedeli. Gerçi bu hafif bir bedel oldu.

Ben zaferinin tadını çıkarırken, Declan'ın üzerime doğru geldiğini fark etmemiştim. Declan bir anda üstüme atladı ve birlikte yere düştük.

Declan : Savaş henüz bitmedi, Evlat!!

Daha kendime gelemeden Declan kolundan tuttu ve beni ilerideki duvara fırlattı. Bu canımı yakmıştı, ama pes etmeni sağlayamazdı.

Etrafıma bakındım. Ivy Annem ile Babam'ın üstünde yaptığı büyüye devam ediyordu. Vincent elinden geldiğince Ivy'e karşı savaşıyordu. Ama pek başarılı olduğu söylenemezdi. Ortalık savaş alanına dönmüştü, ciddi anlamda. Herkes birbirine saldırıyordu. Olması gerektiği gibi.

Ben etrafıma öylece bakarken yine aynı hatayı yaparak üstüme atlayan Declan'ı fark etmemiştim. Öfkeyle Declan'a baktım.

Hope : Declan!!

Declan gülerek bana baktı.

Declan : Seni öldüreceğim!!

Derin bir nefes aldım. Bir ses Declan'a olan öfkeli bakışlarımı bozdu. Roman'ın sesi. İlk aşkımın sesi. Roman sökük soluğa yanımıza doğru koşuyordu.

Roman : Declan!!
Declan sakın yapma!!
Hope!!

Declan ile bir süre Roman'a baktık. Ondan sonra tekrar nefret dolu bakışlarımıza döndğk. Roman bize yaklaşmaya başlayınca koşmayı bıraktı.

Roman : Onu sakın öldürme, Declan!!
Ah, Roman. Ne kadar da şirin. Gülümseyerek Declan'a baktım. Roman hala bize doğru ilerliyordu.

Hope : Gerçekten; beni öldürecek misin, Declan?

Hiç beklemediğimiz bir şekilde Declan boğazıma yapıştı ve sıkmaya başladı.

Declan : Seni o gün öldürmeliydim, Evlat!!

Roman ise yine koşmaya başlamıştı. Beni kurtarmak için. Ah, Roman. Ama beni kurtaramazsın. Sen kurtaramazsın. O kişi sen değilsin. Sen olmamalısın.

FlashBack

8 Ay Önce

Koşar adımlarla hızlı bir şekilde ilerledikçe. Evin yakınlarındaki Rousseaus'un önünde durdum kapılar kapalıydı. Ellerimi havaya kaldırdım ve birşeyler fısıldadım.

Hope : Dissera Portus!!

Kapılar sonuna kadar açıldı. Hiç beklemeden içeriye girdim. Bir süre koşuşturma içinde içeriye bakındım. Etraf dağınık, her yer her yerdeydi. Bir kapı açıldı. Orta yere Declan çıktı. Beni gördüğüne şaşırmıştı. Ya da yine rol yapıyordu.

Doğaüstü Serisi {Miraslar}Karanlığın MiraslarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin