Gecenin Umudu -2.11

202 21 38
                                    

Hope Andrea Mikaelson

3 Hafta Sonra

Başımı yastığın ortasında bir sağa, bir sola çeviriyordum. Sürekli zorlanarak nefesler almaya çalışıyordum. Söylediğim gibi çalışıyordum. Nefes alırken çok zorlanıyordum. Başımsan aşağı akan terleri hissedebiliyordum. Bunun dışında ise korkuyu iliklerime kadar hissediyordum.

Korku ve endişeyle etrafıma bakındım. Korku ve endişeyle ilerlemeye devam ettim. İlerlerken bir sürenin ardından durdum. Önümde duran su birikintisinden yansımama baktım. Üzerimde siyah bir elbise, siyah bir bot ve siyah bir ceket vardı. Siyahlara bürünmüştüm. Saçlarım ve yüzüm dağılmış haldeydi. Ben neden bu haldeydim?

Gözlerimi su birikintisinden ayırdım ve ilerlemeye devam ettim. Çamurların üzerinde yavaş yavaş adımlar attım. Dikkatle etrafımı inceledim. Burayı tanıyordum. Hem de çok iyi tanıyordum. Daha önce geldiğimine eminim. Burası bir mezarlık. Burası New Orleans Mezarlığı. Kasvetli bir hava vardı. Rüzgar esiyordu. Usul usul yağmur yağıyordu. Sürekli kulağım da bazı fısıltılar duyuyordum. Bu sanki kuvvetli bir fırtına'nın habercisiydi. Derin bir nefes aldım.

İlerlemeye devam ederken bir anda duraksadım. Karşımda gri, orta boylarda bir mermer duruyordu. Freya ile Davina'ın büyü yaptığı mermer'e benziyordu. Mermer'in etrafına bakındım. Hemen kenarında bir Aile Mezarlığı vardı. Buraya daha önce gelmiştim ama hiç detaylı olarak incelememiştim. New Orleans da doğdum, büyüdüm ve büyümeye devam ediyorum. Ama hayatımın yarısı Mystic Falls da geçti.

Aile Mezarlığına yöneldim. Ve mezarlığı incelemeye başladım. Gördüğüm görüntü ile uzun bir süre atlatamayacağım bir şok geçirdim.

Önümde büyük bir mermer taş vardı. Üzerinde büyük harflerle "MİKAELSON AİLESİ" yazıyordu. Ve Mikaelson Ailesinin acı kayıpları. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Mezarlığın üzerindeki isimleri okudum.

Esther Mikaelson
Ansel Adams
Jackson Kenner
Camille O'Connell
Hayley Marshall - Kenner
Niklaus Mikaelson

Gözümden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Ama, Cami? O yaşıyordu. Annem ile Babam? Boğazımdan bir hıçkırık kaçtı. Dizlerimin bağı çözüldü ve yere çöktüm.

Hope : Hayır, hayır!!

Çığlık çığlığa çırpınmaya başladım.

Hope : Anne!! Baba!!
Hayır!! Olamaz!!
Bu mümkün değil!!

Hıçkırıklarım ve gözyaşlarım arasından zoraki bir şekilde nefes aldım. Konuşmuyordum. Sadece ağlıyordum. Tam o anda omzumda bir el hissettim. Başımı kaldırınca yüzüme bir tebessüm yayıldı. Babam bana elini uzatıyordu.

Doğaüstü Serisi {Miraslar}Karanlığın MiraslarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin