Cehennemin Kapıları -2.10

176 21 79
                                    

Hope Andrea Mikaelson

Derin bir nefes al. Nefesi etrafına bırak. Ardından düşün. Derin bir nefes al. Nefesi etrafına bırak. Ardından yine düşün. Ve aynı işlemi tekrar tekrar uygula. Gözümün altında biriken yaş damlalarını elimle sildim. Üzerimdeki hırkayı çekiştirdim. Minderin üzerinde ayrı bir rahatlığa kavuştum. Gözlerimi şomine'nin ateşinden bir an olsun bile ayırmadım. Şömine de yanan odunların çatırtısını dinledim. Sadece uzun bir süre. Bu uzun bir sürenin ardından şömine'nin kenarında olan defter ile kalemi elime aldım. Boş bir sayfa açtım ve yazmaya başladım.

Şuanda bu satırlara nasıl başlamam gerekiyor? İnan bana artık onu bile bilmiyorum. 'Sevgili Günlük' diye mi? Herneyse.

Bugün her zamankinden daha berbat birgün. Her geçen gün bir zamanlar benim için sıcacık bir yuva olan bu okulun, karanlık bir hapishane'ye dönüşüne şahitlik ediyorum. Bu okuldaki çocukların her geçen gün tükenişini izliyorum. Ve ne yazık ki o çocuklara ben de dahilim.

Tanrım, onları çok özlüyorum. Annemi, Babamı. Daha onlara çok yeni kavuşmuştum. Aylardır yaşanan bu ayrılık hiç adil değil. Hem de hiç. Freya, Elijah, Bex ve Kol'u da çok özledim. Keelin ve Vincent. Küçük Jesse. Tanrım, onları çok özledim.

Kalbim öylesine kırgın ki. Yüreğim öylesine parçalandı ki. Artık vücudum tüm bu olanları kaldıramıyor. Babamdan aylardır hiç haber yok. Artık beni umursamadığını düşünmeye başlıyorum. Ne yani? Koskoca o herkesin korktuğu Kötü Melez Klaus Mikaelson kızını aptal birnokuldan kurtaramıyor mu? Saçmalık. Belki de artık beni istemiyor. Onlar bir yana. Etrafım beni sevdiğini söyleyerek, beni üzen aptallarla dolu. Declan ve Roman gibi.

Onlar beni öylesine kırdılar ki. Öylesine üzdüler ki. Roman defalarca kez beni sevdiğini söyledi. Hala kabullenemesem de defalarca kez inandım. Ve yine inanıyorum. Bana yalanlar söyledi, ardından beni sevdiğini söyledi. Ve inandım, güvendim. Annemi öldürdü, beni sevdiğini söyledi. Bir aptal gibi inandım. Aileme eziyet etti, beni sevdiğini söyledi. Yine inandım. Kalbimi defalarca kez kırdı, beni sevdigini söyledi. İnandım. Bu sefer de yuvam olan bu evi benim için bir cehennem'e çevirdi. Şimdi de sürekli beni sevdiğini söylüyor. İnanmak istiyorum. Ama hayır. Bu sefer değil. Bu sefer beni kandıramayacak. Bu sefer kanmayacağım onun yalanlarına. Declan ise. Amca-Yiğen aynılar. Birbirlerinden hiçbir farkları yok. İkisi de yalancı ve sahtekar.

Declan benim için bu okulu Dünya da özel bir Cehennem'e çevirmeye başladığı andan itibaren Jacques ortalarda yoktu. Jacques, benim sevgilim. Evet, biliyorum. Bazı sorunları vardı. Ama bhnlar çözülemeyecek sorunlar değildi. Atlatılabilirdi. Tabi ona ulaşabilirsem. Jacques'a her ne oldu bilmiyorum ama bhnun arkasında Roman'nın olduğuna adım gibi eminim.

Eğer şuanda Declan adım adım bu okuku bir Cehennem'e çevirebiliyorsa, bunu Hollow sayesinde yapıyor. Bir zamanlar Hollow yüzünden hayatım.bir kabus'a dönmüştü. Rüyalarımda onun sesiyle adeta Cehennem'i yaşıyordum. Şimdi de belalı bu Hollow denilen canavar evime musallat olmuştu. Hollow'un büyüsü sadece okulun sınırlarını sağlamıyordu. Bütün öğencileri etkiliyordu. Korkularını tetikliyor ve kiçücük öfke psrçalarını, kocaman bir öfke dağına dönüştürüyordu. Yani, en iyi yaptığı şeyi yapıyordu. Ortalığı karıştırıyordu. Declan'a istediğini veriyordu. Korku ve öfke, insanı suç işlemeye iter. Declan içinse daha çok suç, daha çok ölüm ve daha fazla intikam. Bu en çok bizi etkiliyor. Ben, Josie ve Lizzie. Artık buna dayanamıyorum.

Arkadan yaklaşan adım seslerini işittim. Göz ucuyla baktım. Arkadan yaklaşan kişi Roman'dı. Kalem.elimden düştü. Defterin kapağını kapattım. Tamamiyle Roman'a döndüm. Roman sırıtarak bana bakıyordu. Neye sırıtıyordu bu şimdi? Roman elindeki kağıdı salladı. O kağıdı büyü ile ben göndermiştim, buraya gelmesi için. Artık yüzleşme vakti gelmişti, Jacques hakkında.

Doğaüstü Serisi {Miraslar}Karanlığın MiraslarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin