Hope Andrea Mikaelson
3 Hafta Sonra
Gözlerimi isteksizce aralamaya mecbur kaldım. Bıkkınlıkla derin bir nefes alarak, yatağın içinde dik bir pozisyon aldım. Bir süre öylece boş boş duvara bakındım. Ardından boş boş başka yerlere bakındım. Bu işin sonu yok gibiydi. Etrafıma boş boş bakınırken, sağ tarafımdaki komodinin üzerindeki Annem ile resmimiz gözüme takıldı. Sırf ağlamamak için gözlerimi kaçırdım.
Dakikalar içinde komodinin üzerindeki telefonumu elime aldım.
Herhangi birşey var mı diye baktım. Ne bileyim, işte... Bir arama, bir mesaj, bir mail. Annem ya da sevgilimden gelebilecek herhangi bir haber.Ama hayran mesajlarından başka hiçbir şey yoktu. Anlamıyorum ki. Bunlar benim numaramı nereden buluyorlar? Aslında öğrenciler arasında numaramı Lizzie'nin dağıttığına neredeyse eminim, ama ne yazık ki, kanıtlayamam. Bir kanıtlayabilsem, ben ona yapacağımı çok iyi biliyorum da, neyse.
Telefonu yerine koyup, tekrar yatağın içine gömüldüm. Dakikalar ve saniyeler boyunca yatağın içinde süzülüp durdum. Saatler ilerliyordu ama ne uykum geliyordu, ne de yatağın içinden çıkasım geliyordu. Birisi arka arkaya birkaç kez kapıyı tıklattı. Ben daha komut vermeden, içeriye daldı. Babam'ın pek kapı çalma adeti olduğu söylenemez. Bu yüzden, neredeyse Babam olduğuna eminim. En azından kapıyı çaldı, bu da birşey. Başımı usulca kapıya doğru çevirdim. Babam'a söylenmek için hazırlık yapıyordum ki, karşımda hiç beklemediğim birisini gördüm. Caroline'ı gördüm.
Caroline'nın görüş açıma girmesiyle, istemsizce dudaklarımı büzdüm. Ardından da kafamı yastıkların arasına gömdüm. Caroline bana doğru yavaş adımlar atarken, onu umursamamak için elimden gelen herşeyi yapıyordum diyebilirim, sanırım. Bir süre ikimiz de sessiz kaldık. Artık Caroline sıkılmış
olacak ki, konuşmaya başladı.Caroline : Öncelikle...
Günaydın, Bayan Mikaelson...Yüzümü kırıştırarak, usulca Caroline'a döndüm. Ona tuhaf bir bakış attım. Bu daha çok "Ne bu resmiyet?" bakışıydı. Çünkü daha birkaç hafta öncesine kadar; o benim Cici Annem, ben de onun Cici Kızıydım. Son zamanlar da fazla tuhaf davranıyordu. Caroline'a tuhaf tuhaf bakarken, devam etmesini bekliyordum.
Caroline : Şu haline bir bak, Hope!!
Hazırlanmayı bırak, yatağından kalkma zahmetinde bulunmamışsın bile!!
Yarım saat sonra dersler başlayacak ve sen daha kahvaltı yapacaksın, ayrıca daha derslerine ön hazırlık yapman gerekiyor!!Kaşlarımı çatarak, tuhaf bir bakış attım.
Hope : Kim dersten önce ön hazırlık yapar ki?
Caroline bir yandan masamın üzerini toparlarken, diğer yandan da sorumu cevapladı.
Caroline : Senin haricindeki herkes diyebilirim...
Alayla gülerek, yatağın içinde süzülmeye başladım. Ardından üzerimdeki yorgan'a sımsıkı sarıldım.
Hope : Kim söyledi bunu sana?
Lizzie mi?
Alınma ama seni fena halde kandırmış, Caroline...Caroline bu söylediklerime gülüp geçti. Ardından bana doğru yaklaştı. Ellerini çırparak konuşmaya başladı
Caroline : Tamam, bu kadar yeterli...
Hadi bakalım, kalk artık!!Gözlerimi sol tarafımda kalan pencere'ye diktim. Caroline'ı bir kez daha umursamamak için elimden geleni yapıyordum. Ama pek işe yaradığını söyleyemezdim. Caroline yaklaşarak, birkaç kez beni dürttü. Ben ise omuz silkerek ona karşılık verirken, konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğaüstü Serisi {Miraslar}Karanlığın Mirasları
FanfictionMiraslar. Klaus Mikaelson'nın mirası Hope Andrea Mikaelson. Alaric Saltzman'ın mirasları Josette 'Josie' Saltzman ile Elizabeth 'Lizzie' Saltzman. Malachai 'Kai' Parker'ın mirası Jacques Parker. Bu bir hikaye. Geçmiş ve gelecek de, yaşanan ve yaşan...