Üç Aptal Hırsız vs. Dört Uzaylı

3.6K 333 240
                                    

HOJJJ GELDİĞNNNN KUZUZUZMMMM😘❤️

Multi: Kağan

" Ya Allah belanızı versin sizin!" deyip sinirle telefonu kulağından çekti. " Yok, neymiş de o ev boşmuş. Biliyormuş. Kardeş sen nereden biliyorsun burayı? Uykuluydu sanırım. Aptalca bir ses tonu vardı. Dediklerinin çoğu anlaşılmıyordu. Ciddiye almadı! Ya bu nasıl polis?"

" Sessiz olun!" diyen Çağlayan'ın uyarısıyla aniden her taraf karanlığa gömüldü! 

" ELEKTRİKLER NEREYE GİTTİ?!"

***

Bu duruma bir de elektrik kesintisi eklenince ne yapacağımızı şaşırdık. Bağırsak olmaz, kaçsak adamlar o tarafta, telefonla aradık işte olanlar bunlar. Ciddiye alan yok!

" Kızlar neden belayı ısrarla çekiyoruz? Yemin ederim on altı yaşındayım ama o kadar yoruldum ki 45 hissediyorum! Bu yaşadıklarımız kimin başına geldi sizce?"

" Böyle şansın içine eşekler anıra bes!"

" Kızlar sakın konuşmayın. Duyup burada olduğumuzu fark edebilirler. " Deyince Çağlayan anında sustuk. 

Sessizlik içinde geçen toplam beş dakika sonunda Çağlayan konuştu." Bu soyguna izin veremeyiz. Bir fikrim var. Var mısınız?"

***

" Çağlayan bu plan işe yarar mı ki?"

" Oğlum soygunculara kafa tutmak ne ya, kafayı mı yediniz?" Dedi Alya hemen. Çağlayan bize baktı. " Bize yardım eden birine şimdi biz de yardım ediyoruz. Ancak istemiyorsanız gidebilirsiniz."

" Olur mu öyle ya, biz sonsuza dek dedik. Sonsuza dek birlikteyiz. Olmaz öyle şey. Ancak yine başımıza bela alacağız size söyleyeyim." dedim öne doğru birkaç adım atarak. Defne ve Alya aynı anda " Varız be, bir bela daha alırız çok mu yani?" dediler.

Çağlayan keyifle güldü. " İşte biz buyuz! Efsane Tayfa!"

Birbirimize sıkıca sarıldık kısa bir süre. " Kızlar başımıza bela alabilme ihtimalimiz var ama çok eğleneceğiz her zamanki gibi." Dedi Çağlayan ifadesiz tavrı ile.

Defne ve ben elimizdeki telefonların zayıf ışığı ile Alya ve Çağlayan'dan ayrıldık. Plan şuydu: Bulabildiğimiz eşyalar ile birer çeşit tuzak hazırlayacak, adamlar aşağı kata indiğinde bir güzel pişman edecektik hırsız oldukları güne.

Evde Tek Başına filminden ilhamla bulduğumuz bu fikir oldukça eğlenceli ve bir o kadar da riskliydi. Yukarıdaki tıkırtılardan yola çıkarak adamların üç kişi olduğunu var sayıyorduk.

"Defne burada bir kutu var." Dedim yarım yamalak görebildiğim şeye elimdeki telefon ışığı ile bakarken. Kutuyu eğilip alarak kapağını açtım. Burnuma dolan ağır kokuyla hızla başımı arkaya doğru çekerken yüzümü ekşittim.

" Kız bu ne?" Defne elimdeki kutuyu alarak baktı sağına soluna. " Kız bu şey ya, hani yapışkan gibi, iğrenç kokulu... Bally yapıştırıcı bu kız. Bence o."

" Kız burada onun işi ne?"

" Ne bileyim ben ya, bu ev baya değişik."deyince hemen söze girdim. " Kız bunu merdivenlere döksek ya!"

" İyi fikir!" Dedi Defne gülerek. " Şuradaki yastıkların içindeki tüyü alalım. Hazır tinerlenmişken..."

Kendimizi titreşim moduna alarak güldük.

***

Yapabildiğimiz kadar pislik yapmıştık evdeki bulduğumuz eşyalarla. Adamlar hala üst kattalar idi, nefesimizi tutmuş,kapı ardında saklanarak bekliyorduk gelmelerini.

Grup adı: 4:4=8 /Efsane TayfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin