Hoş geldin meleğim 😙❤️
" Sana ne? Belki güvenmiyorum bu temiz görünen aşklara?"
" Bu sana ne olmadı sanki?"
" LAN!"
" Tamam tamam, ama sende şunu bil. Eğer bir gün gidecek olursam kendimi mahvederim sana gerek kalmadan. Eğer gözüm kayacak olursa kör ederim gerekirse kendimi. Başak'ın canını yakmam ben asla! Eğer onun canını sıkacak bir şey olursa emin ol senden daha sert davranırım!"
***
İki saat sonra sınava girecekmişiz ve bizim haberimiz yok! Yazılılar ne kadar da çabuk gelmişti? Defteri açıp da bakmamıştım şöyle bir. Hoş, açsam da gördüğüm beyaz kağıt bana ne katacaktı ki? Defter tuttuğumuz mu vardı sanki?
" Lan ne edeceğiz biz? Nasıl yapacağız? Her sene en azından on dakika falan bir göz atıyorduk!"deyince Alya bu durumu düşünenin tek ben olmadığımı fark ettim. Tam o esnada sınıf kapısında Çağlayan görününce hızla ayağa kalktık. " Neredesin gardaş, sabahtan beri ya!? Elli oldu aradığım, telefon çöktü sen anla." dedi Defne ona bakarken.
" Çağlayan, bak-" demiştim ki aniden sözümü böldü.
" Asıl sen bak Başak. Ben sana elbette karışamam. Ben üzerime düşeni yaptım. Tamam?"
" Ne yaptın ki?" diye araya girdi Alya elindeki çubuk krakeri yerken. Defne onu görünce eğilerek çubuk krakerlerden bir kaç tane alarak ağzına attı. " Hadi son kez tekrarlarımızı yapalım kızlar." dedi Çağlayan ve sıraya doğru bir adım attı. Beni dinlememesi hoşuma gitmemişti be de onun hiç hoşuna gitmeyecek bir şey yapıp oturacağı sırada masayı çektim. Çağlayan yere düşünce sınıftaki bir kaç göz ona döndü, hemen bağırdım. " Gülen olursa, çıkış müsait yakalarım! Yakarım ha, ona göre."
Zor da olsa önlerine dönerek bizi serbest bıraktılar. Çağlayan suratını asarak " Niye yaptın bunu?" diye sordu. " E Çağlayan hanım siz benim hoşuma gitmeyecek bir şey olarak dinlememezlikten geldiniz ben de sırayı çekmezlikten geldim." dedim. " Mantıklı olmadı ama idare et."
Gülerek ayağa kalktı. " Bak Başak babanı anneni düşün. Diyelim ki bizim sabah ki öğrendiklerimizi öğrendiler."
" AYYY ALLAH KORUSUN! ALLAH YAZDIYSA BOZSUN! BABAM KULAKLARIMDAN TAVANA ASAR ANNEM DE BENİ YER AMA ÇİĞNEMEDEN YUTAR!"
" Ya hayır öyle değil. İşte biraz... Düşün işte Başak ya of!"
***
Aha da sınav vakti... Başlıyoruz anacığım hadi hayırlısı. Sıvama işlemini yatay mı yoksa dikey mi yapsak acaba? Bir de ilk sınav Matematik!
" Lan ben bu matematiği bulanın anasını-" diyen Defne'nin küfre giden sözünü Alya bozu. " Lan hoca geliyor manyak!"
" Hakikaten ya matematik diye ders mi olur? Mat desen yine iyi mesela Şah ve Mat yani. Bir yenilgi, bir yenme var. "
" Merak etme kanka galip belli."
" Sınav otuz metre içeride diyorsun yani."
" Aynen."
" Arkadaş ben bu sınav sistemine karşıyım." dedim elimi kolumu dayı, amca gibi sallayarak. Çağlayan kafama vurdu. " Aha başladı yine bizimki."
" Başak lütfen, az sonra söyleyeceğin şeyleri burada harcama. Git hocaya de. Hatta sınav esnasında kalk söyle. Bak hoca o anda çok stresli olur öğrenciler gibi. Eminim seni çok hoş görecektir, valla dene." dedi Defne. Çağlayan öne çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grup adı: 4:4=8 /Efsane Tayfa
Humor" Biz dördüz, başa bin, anne başına bir bela! Sonsuza dek Efsane Tayfa!" Grup adı:4×4 adlı hikayenin 2. kitabıdır. - Kemerlerinizi daha sıkı bağlayın çünkü bu defa gülmekten kırılabilirsiniz! - Eğlenceye son gaz devam! Whatsaptallar WhatsApp grubu A...