Grup adı: 4:4=8 /Efsane Tayfa

" 4:4=8 DÖRT UZAYLI"

Cokk hosss geldiğnn kuzummm

Oturduğum yerde iyice dikleşerek tek bir kelime bile kaçırmamak için kulaklarımı iyice açtım ve aynı şekilde hiç bir ayrıntıyı kaçırmamak için de gözlerimi. Burada ne için tutulduğumuz, ne için ailemizin bunca zamandır merak içinde olduğu az sonra bu basit adamın basit cümlelerinde açığa çıkacaktı.

" Sizin bu sürekli habere çıkma serüvenleriniz... Daha önce yapımcılarımız size bir çok kez teklifte bulundu fakat sürekli geri çevrildi bu son derece harika tekliflerimiz."

" Ne teklifi lan!?" Diye bağırdı Çağlayan. Neler oluyordu burada?! Bir anda köşede bekleyen adamlardan biri hızla masaya yaklaşarak bağırmaya başladı.

" Bir de bilmemezlikten mi geliyorsunuz lan siz?!" Yaşlı adam elini rahat bir şekilde havaya kaldırarak " Lütfen Ahmet Bey, bizi kızdırmış olabilirler fakat daha anlayışlı olmalısın. Ne de olsa mafya değiliz, bir film yapım şirketiyiz." Dedi. Ne?! Nasıl?!

" Evet, nerede kalmıştık?" Diyerek ellerini masanın üzerinde birleştirdi. " Hah evet, şimdi size son kez teklifimizi sunuyoruz. Daha önce defalarca tekrar ettik fakat yineleyeceğim. Her şeyi tamamlanmış fakat oyuncuları eksik olan ve Dört Uzaylı'nın da oynayacak olmasıyla çok ses getirecek olduğuna inandığımız filmde oynamanızı istiyoruz."

" Bize daha önce böyle bir teklif sunulmadı!" Diye bağırdı aniden Defne. Yaşlı adam tebessüm ederek " Bunları geçelim ve şuan sonuca odaklanalım. Kabul ediyorsunuz değil mi?"dedi. Adam birden değişmiş miydi?

" Etmiyoruz lan!" Diye bağırdım. Evet yürek, dalak, böbrek ne bulduysam yemiştim.

" Yalnız öyle bir seçeneğiniz kalmadı. Tüm haklarınızı kullanmış durumdasınız. Ya kabul edeceksiniz ya da kabul edeceksiniz."

" Ne diyon lan sen? Niye bu teklifi kabul edelim?!"

" Teklifimizi reddettiğiniz halde hala çözülemeyen tuhaf olaylarınızı sizin tamamen aleyhinize çevirir ve yıllarca hapis cezası alarak mahvolmanızı hiç çekinmeden gerçekleştiririz." Dayanamadım. Zaten psikolojim iyi değildi her şey üst üste geliyordu ve bu sözler bardağın taşmasını geçtim ikinci bir bardak daha dolduracak kadar sinir bozucuydu.

" SENİN BU YAPTIĞINA RESMEN ADİLİK DENİR. ŞEREFSİZLİK DENİR! YAŞADIĞIMIZ HİÇ BİR OLAYDA EN UFAK BİR PLANLAMA YA DA KASTEN YAPMA GİBİ BİR DURUM YOKTU. BUNU ASLA AMA ASLA YAPAMAZSIN. ÜSTELİK ŞUAN DÜPEDÜZ TEHDİT EDİYORSUN BİZİ, ACABA BUNU TÜM HABER AJANSLARINA YAYDIĞIMIZDA İÇİNDE SENİN GİBİLERİN OLDUĞU O ÜÇ KURUŞLUK FİLM ŞİRKETİNİN OLMAYAN İTİBARI DA YERLE BİR OLUNCA NE YAPACAKSIN?!" Adam gözlerini kocaman açmış ama dediklerimden en ufak bir şekilde etkilenmemiş bir biçimde bana baktı.

" İşte tam aradığım profil! İşte bu yüzden sizi seçtim! Aradığım cevher bu! Ben zaten bunu biliyordum, buradaki diğer kişilere de bunu kanıtladığınız için teşekkür ediyorum. Size kötü davranılmasının sebebi de tam olarak buydu. Üzgünüm, gerekliydi." Ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi.

" Evet, en kısa zamanda çekimlere başlıyoruz!"

***

" Bizi ne zaman bırakacaksınız yeter ya!" Dedi Alya. Hala aynı odada aynı pozisyonda oturuyorduk. Sadece odadaki kişiler değişmiş idi. Kapı açılınca yavaşça oraya çevirdim başımı. Takım elbiseli bir adam elinde dosyaları ile geldi ve masaya kuruldu.

" Merhaba hanım efendiler. Ben sizinle ufak bir sohbet edecektim." Dedi yumuşak bir yüz ifadesi ile. " Hayır biz konuşmak istemiyoruz. Bizi bırakın gidelim." Dedi Çağlayan hemen.