Grup adı: 4:4=8 /Efsane Tayfa

Yeni Kız

HOJJJJ GELDİĞĞĞĞN KUZUUUĞĞĞMMM♥

" Tamam olmuşlar bunlar kızzzz!"

" Ne diyorsun Doruş ya! Nefret ediyorum ondan diyorum."

" Höst kız bağırma bana! Azucuk kibar ol bak benim gibi. Hikikhihki." dedi ve ekledi. " Hem ben ne dersem o. Bak nasıl da çıkacak! Hem kitaplarda da böyle olur. Ama siz kitap okur musunuz bilmem."

" DÜNYA YIKILSA YER YARILSA YİNE OLMAZ."

" OLMASI İÇİN DÜNYADA YIKILMAZ, YER DE YARILMAZ. OLURRRR."

***

Çağlayan koyu bir ifade ile dişlerini sıkarak yineledi. " OLMAZ!" Şuan alnından ve boynundan çıkan damarlar onun ne derece ciddi olduğunu gözler önüne sermekten geri durmuyordu. Pimi çekilen bombayı andıran Çağlayan o an bize komik gelmiş olmalıydı: Kahkaha attık. 

Bu duruma daha da sinirlenen Çağlayan dişlerini sıkarak hırsla yanındaki yastığı fırlattı. Biz de gülmeyi keserek önümüze döndük. 

" Kız Başak sen anlat. Hadi." deyince aniden başımı ona çevirerek o anda kestiremediğim bir yüz ifadesiyle baktım. " Ayol iye öyle bakıyorsun? Canını alacağız mı dedik? Anlat dedik." Güldüm istemsizce ve kızlara hafifçe baktım göz ucuyla. 

" En başta nefret ediyordum. Elime geçtiği anda öldüresim geliyordu. Ancak sonradan öyle bir şey oldu ki... Sanki yıllar sonra annesine kavuşan bir yavru gibiydim. O benim sevgilim değil sadece. Annem, babam, kardeşim, arkadaşım... Çocuklar hani, böyle saf olurlar. Art niyet beslemeden biriyle arkadaşlık ederler. Bizimki arkadaşlıktan da öteydi işte. Yıllar geldi ayırdı sonra. Büyüdük. Bir zaman sonra öğrendim ki meğerse burnumun dibindeymiş. Fark edemediğime kızdım, üzüldüm. Ama artık tamamladı eksik olan her şey. O var, kardeşlerim yanımda, annem babam yanımdalar..."

" Kız ağlatacaksın beni! Ne kız bu çocuğun ismi?"

" Ege."

" Oyş ismi de güzelmiş. Yahuşuhlu mu bari. Hikhihihki." 

" Doruk ne yapacaksın, kendine mi yapacaksın?" diye atladı oradan Defne. Doruş onun kafasına yastığı fırlatarak " Hemen böğürme erkek Fatma kılıklı hamam böceği!" dedi ve o anda hepimiz kahkaha attık. Doruk ağabey hep böyleydi sanırım. Acayip tavırları, tuhaf cümleleri, garip gülüşü...

" Tamam artık zıbarın. YUHUMMM GELİRRRR." dedi Defne kahkaha atmayı sonlandırdığımız da.

" Ay hoşt, daha yeni başlıyoruz kızım!" dedi Doruş gözlerini havalı havalı süzerek.

" Yarın okul var Doruk. Uyumamız gerekiyor."

" Bir gün de gitmeyin canım. Sanki sürekli yan yana mıyız? Bir daha bunu nerede bulacağız?" dedi ve ekledi Doruş. " Hadi bakalım sıra sende Alya, kız!"

" Ha ben mi?" dedi Alya uykulu uykulu bakarken. Alya uykulu olduğu zaman ne yapacağını ne diyeceğini kestiremezdi. Bu sebeple ne biliyorsa olduğu gibi söylerdi.

" He kız sen anlat hadi." dedi Doruş.

" Ne anlatayım yav?" araya girdim.

" Alya'cığım nasıl gidiyor Atakan ile bu aralar?"

" Ha o mu iyi ya, aşık bana. Ben de seviyorum galiba."

" NEEE!" dediler Defne ile Çağlayan. Biz Ege ile durup Alya ve Atakan'ı izlediğimizde bunu fark etmiştik. Bu cevabı bekliyordum. Alya ayarı kaçırıp anlatmaya devam etti.

" He ya baya aşık hem de, sevgili olalım falan diyor. Geçen gece acıkmıştım karşıma çıktı yakışıklı şey."

" ALYAĞĞ!" diye kükreyen Çağlayan yapıştırdı kafasına ve tam o anda sıçradı ayağa Alya. Doruş kahkaha atarak izliyordu olanları ve tabi ben de. " Lan ne vuruyon mal mısın!?" diye bağırdı Alya kafasını ovuşturup yüzünü ekşitirken.