Kül Kedisi: Atakan

2.8K 318 154
                                    

Hoş geldin KUZUMMM ❤️ ( başlık baya efsoo jdjdjdjdkk)

Tam o esnada elektriklerin geri gelmesi üzerine sustum. Planda bu yoktu! Anneler ve babalar gevşeyerek etrafa bakındılar ve tam o anda içeriye birinin girdiğini adım seslerinden duydum.

" NELER OLUYOR BURADA?" dedi gür bir sesle. Bu ses...

Arkama döndüm ve kapıya çevirdim başımı. O anda donakaldım. E YUH YANİ!

***

" LAN SEN SEN..." dedim öne çıkarak. O da beni görünce şaşırarak gözlerini irileştirdi. 

" Siz tanışıyor musunuz?" deyince annesi hemen toparlanarak, " Hayır, tanımıyorum. Nereden tanıyacağım hem?" dedi ve yalan söylemiş oldu. Bu bir lirasının peşine düşen çocuğun bu zengin ailenin çocuğu olduğu fikri oldukça saçmaydı. Bana iğrenen bir surat ifadesiyle bakarak durumu anlamaya çalıştı.

***

Yine suçlu Başak! Yine suçlu Başak! 

Acaba annem ve babam kendi yaptıklarıyla beni nasıl hissettirdiklerinin farkındalar mıydı? Yarım saat boyunca onları dinlemiştim. Yok onları rezil etmişim, yok yaptığım aptalcaymış, ben neden normal bir kız değilmişim...

Normal olmak neydi ki ya? Belli bir sınırı, bir çerçevesi mi vardı? E ben kapalı alanlardan hoşlanmam ki. O sebeple çıkacaksın sınırın, çerçevenin dışına. 

Yaptığımdan gram dahi pişman değildim. Benim ne düşündüğümü ne hissettiğimi düşünüp önemsemeleri gerekiyordu. İşte bu sebeple o zoraki evlilik kitaplarından nefret ediyordum veya kızların girmesi zorunlu olduğu durumların konu olduğu her şeyden. Özgürdüm, zihnim özgürdü. Bunu kısıtlayacak bir pranga olduğunu asla ve asla düşünmüyorum, ben düşünmedikçe zaten engellenemeyeceğim. 

Odamda tek başıma oturmuş yatağıma iki seksen uzanmış bir vaziyette boş beyaz tavanı seyrediyor, tepemdeki avize ile bakışıyordum. Telefonumun bildirim sesleri kulağımı doldurmaya başlayınca gruptan mesajların geldiğini anlayarak telefonumu elime aldım. 

EFSANE TAYFA WHATSAPP GRUBU

Alya: Oğlum Başak efsaneydin lan!

Defne: O pek sevgili kayın valideciğinin gözleri bugün yuvalarından fırlamadıysa bir daha fırlamaz valla.

Çağlayan: Valla az bile yaptın Başak.

Defne: Bir de ben bir şey söyleyeceğim ve soracağım.

Ben: Dinliyoruz, yani okuyoruz.

Defne: Sen o çocuğu daha önce gördün mü Başak? Yani bunu hepimiz anladık. O çocukla bağlantın ne?

Alya: Hakikaten lan, o çocuğu tanıyor gibiydin, kaçmaz bizim gözümüzden!

Ben: Ya işte bir keresinde çarpmıştım bu mala. Sonra kahvesi döküldü para istedi. Borcun var falan dedi. Ben de bir lirayı çıkartıp alnının çatına yapıştırdım çat diye.

Alya: VUHUUUUU!

Defne: Oğlum sen bunu niye bize söylemedin? Gider bir güzel ağzını burnunu da kırardık.

Çağlayan: Aynen.

Ben: Ya çok önemsiz, saçma sapan bir şeydi. Geri zekalı işte ne olacak.

Alya: Evet, ya boş verin. Hem ne o öyle ağız burun kırmak, fazlasıyla çağdışı.

Defne: He sen çağiçisin!

Çağlayan: E Defne sen ne diyeceksin?

Defne: Ha şimdi ayaktaysanız oturun bakalım. Sakin olun.

Grup adı: 4:4=8 /Efsane TayfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin