Mavi Kolye

1.9K 211 201
                                    

- Hoş Geldin Kuzummmmm-❤️❤️❤️

Çağrı'dan

Ben yerleri silerken bir yandan da sohbet ederek camları silen Barış ve Alper'in konuşmalarını dinliyordum. Çağlayan ve Başak masaların pozisyonunu tartışmakla meşguldüler. Bir süre sonra Atakan ve Alya da görününce elimizdekileri bırakarak elleri kolları dolu olan onlara doğru koşup yardım ettik. Bir parti için ne lazımsa bulunuyordu poşetlerin içinde. Atıştırmalıklar, balonlar, konfetiler, tabak-çatal-bardak seti, süsleme malzemeleri, parti şapkaları, renkli maskeler...

" Alışveriş harika olmuş gençlik!" dedi Alper poşetleri boşaltırken. Alya ve Atakan birbirine bakıp gülümseyerek ellerini çarptılar. Saat gecenin ikisine geliyordu. Hızla işe devam ettik. Her şey Defne içindi. Defne iyi bir kızdı. Yani pek konuşmuşluğum falan yoktu fakat whatApp'ta falan konuşmalarını görüyor, okulda bir araya geldiğimizde falan konuşuyorduk. 

Başak ve Barış süslemeleri asarken, Alya ve Atakan da balonları şişiriyordu. Ben ve Çağlayan diğer süsleri duvarlara ve camlara asıyorduk, Alper de midesi kazınan olur diye atıştırmalık bir şeyler almaya gitmişti. Tabii midesi kazınan Atakan dışında kimse değildi. Gerçi yemek yemek günün her saatinde uygundu benim için.

" Başak dikkat et, bu zemin kayıyor!" dedi aniden Barış. Başımı o yöne çevirdim. Başak merdivenlere çıkmış tavandaki lekeyi silmeye uğraşıyordu, Barış'da merdiveni sımsıkı tutmuş ona komutlar veriyordu. Balonları şişirmeyi bitirmiş olan Atakan ve Alya burunlarına birer palyaço burnu takıp ortalıkta şebeklik yapıyordu. Derken o sırada Başak inmiş ve telefondan bir müzik açmıştı. Daha sonra Barış ile oynamaya başlayınca onlara Alya ve Atakan da katıldı. En sona biz de onların yanına gittik. Biraz eğlence fena olmazdı. O esnada kapı ağzından bir ses duyuldu. Bu Alper'den başka kimse olamazdı. " Bensiz eğlence ha?" elimizle gel işareti yapınca poşetleri masalardan birinin üzerine bırakarak koştu geldi. Bir süre daha oynadıktan sonra müziği kapattım. " Hadi gençlik! İş bekler. Daha çok işimiz var." deyip hepsini kaldığı işe devam etmeye yönlendirdim. 

Sabah saatin beşe geldiği sıralarda hiç işimiz kalmamıştı ve kendimizi birer köşeye atmıştık. Çağlayan yanımdaki sandalyeye oturup yüzünü elleriyle kapatarak kafasını masaya koymuştu. Alya ve Atakan duvarın dibinde dip dibe oturmuş ve Atakan ceketini ikisinin üzerine battaniye niyetine örtmüştü. Başak iki sandalyeyi birleştirmiş uzanıyor, barış da yerde oturuyordu. Alper ise Barış'ın hemen yanında idi. Bir kaç dakika sonra hepsi derin bir uykuda idi. Bende gözlerimi kapatıp uyuyacaktım ki birinin ayakta olmasının gerektiğine karar vererek gözlerimi açık tutmaya çalıştım. 

Birden Çağlayan kıpırdamaya başlayınca ona çevirdim başımı. Sayıklıyordu. Bir şeyler söylüyordu ama ne? Yavaşça ona yaklaştım. " Hayır, hayır, hayır! Bırak bırak!" rüyasında ne görüyorsa çok korkmuşa benziyordu. Onu uyandırmalı bu rüyadan kurtarmalıydım. Ama bunu neden yapacaktım ki? Neden onu bu rüyadan kurtarmak isteyeyim ki?Vicdan meselesi idi sanırım. Evet evet, başka bir şey değildi. Yavaşça onu omuzlarından sarsacaktım ki birden " Çağrı!" diyerek gözlerini açıp kafasını ani bir hareketle kaldırınca burnum yanağına değdi ve çok yakın bir pozisyondaydık. Kendimi geri atacağım sırada birden ağlamaya başlayınca " Ne oldu Çağlayan?" diye sordum. Neden ağlıyordu ki şimdi? Birden bire bana sarılınca gözlerim kocaman oldu. Çağlayan. Bana. Sarılmıştı?

Hala ağlıyordu ama neden? Ne oluyordu? Titremeye başlayınca boşlukta kalan iki elimle ona sarıldım. İçimden bir ses bunu yapmamı söylüyordu. Bir süre böyle durduktan sonra ağlaması kesilmiş ve titremesi de kaybolmuştu. Yavaşça ondan ayrıldığımda uyuyakaldığını fark ettim. Omuzlarından tutarak kendi yerimden kalktım ve oturduğum sandalyeyi onun sandalyesine yaklaştırarak iki sandalye üzerinde uzanmasını sağladım. Bu esnada " Çok soğuk!" deyince acaba uyuyor mu yoksa benle dalga mı geçiyor diye kontrol ettim. Evet, uyuyordu ve gerçekten üşüyordu. İyi bir uyku geçirdiği söylenemezdi. Bu içimde kötü bir his oluşturmuştu. Ama o his ne alaka idi şimdi?  Vicdan yapıyordum hepsi bu, evet. Onun haline üzülmüştüm. Kim olsa aynı şeyi yapardı. Üzerimdeki cekete gözüm ilişince düşünmeden çıkarttım ve üzerine örttüm. Örter örtmez ceket sımsıkı sarılıp uykusuna devam etti. Bana sarılırken de büyük ihtimalle uyuyordu çünkü Çağlayan'ın böyle bir davranışta bulunması imkansızdı. 

Grup adı: 4:4=8 /Efsane TayfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin