Gökyüzüne Bak!

2.4K 302 129
                                    

Hojjjjj geldiigggn kuzujjmmm

***
Doruk'un saçma sapan karakterinin bir parçası da hastalık düzeyindeki bir titizlikti. Tıpkı bizim fizikçi Akif hoca gibi. Onunla uğraşmamak için ne kadar zor olsa da duymamazlıktan gelip odama doğru yol aldım. Ancak aniden önüme çıkan Doruk elindeki spreyi sıkmaya başladı.

" Lan Allah'ın belası bu sinek ilacı!"

" ÖL, ÖL, ÖL, ÖL, ÖL, ÖL!"

" Aptal! Sivrisinek miyim ben!? Dorukkkk! Çek Şunuuu!"

" NELER OLUYOR BURADA! YİNE Mİ?"

***

Annem ve babamın öfkeli yüzü yan tarafıma döndüğümde gördüğüm ilk şey idi. Doruk'un benim ağabeyim(!) olduğunu söyleyerek ona karşı daha anlayışlı ve saygılı olmamı istiyorlardı. Bu imkansız denebilecek seviyede bir durumdu çünkü Doruk'un karşısında sabırlı kalmak nefesini tutarak kendini öldürmek gibi imkansız bir şeydi.

" Anne o başlattı!" Dedim hemen kendimi haklı çıkarmak istercesine. Annem ve babam ile aram düzelmişti. Beni kızlardan ayıracaklarını öğrendiğim de çok kızmıştım ancak bir yandan da hak veriyordum onlara. Hatta hak veriyorduk. Bizim kızlarda ayrılmak istemiyorlardı evet ama anne ve babalarımız ne yapsınlar?

" Sizinle bu konuyu konuşmuştuk ve anladığınızı düşünüyorduk. Adam akıllı oturun ve güzel güzel anlaşın. Siz kardeşsiniz. Bir daha kavga gürültü duymak istemiyorum ona göre." Dedi babam yarı tehditkar tavrı ile parmağını burnumuzun ucunda sallar iken. Daha sonra annemi de alarak oturma odasına geçti.

Doruk'a dönüp sinirle bakarak hırsla ayağına bastım ve koşa koşa odaya yöneldim. Canının acıdığını belli eden birtakım sesler çıkaran sevgili ağabeyime duyduğum öfke ile odaya daldım.

Alya'dan

Yatağımın üzerinde sırtüstü uzanarak az önceki yediklerimi sindirmeye çalışıyordum. Her zamanki kadar yemiştim aslında: iki hamburger, üç kutu patates kızartması ve üzerine iki adet bitter çikolata...

Belki birazcık da ekmeğe dürüm etmiş olabilirim. Ne de olsa " EKMEKSİZ KARIN DOYMAZ."

İğrenç değilim, tasarruflu kızım ben. Mesela ben o hamburgerleri ekmeğin arasına koymazsam yaklaşık üç tane daha rahat yiyebilirim. Hem alışkanlık olmuş ne yapayım? Ekmeksiz bir şey yiyemiyorum.

" Alya Allah senin canını almaya kuzum! Buraların hali nedir? Allah'ım çıldıracağım!" Hıh, gelmişti işte Sevim Sultan. Oturma odasında bıraktığım birtakım çöpleri görmüş olmalı. Ama ben onları kanepenin altına iyice ittirmiştim. Nasıl gördü ki?

Neyse şimdi biraz uyumuş taklidi yapayım birazdan dalarım zaten. Aniden kapımın sertçe açılan o iğrenç sesini duyunca refleksle sıçradım yatağımdan. Karşımda dikilen annemin gözleri adeta ateş saçıyordu. Büyükçe yutkunmama sebep olan gözlerin sahibi bana yaklaşıp hızla kolumdan kavradı, bağıra çağıra odamdan dışarı çıkartmaya başladı. " Sen bir genç kızsın ya, ne bu pislik!"

" Anne valla sadece arkadaşız!" deyince annem vurdu kafama. " Daha bir de dalga geçiyor anneyle. Topla, temizle bakayım şuraları!"

DEFNE'den

Anneme bulaşıkları makineye dizmesine yardımcı olurken cebimdeki telefonun mesaj sesi öttü. Ellerimi durulayıp telefonu elime aldığımda, instagramdan bir mesajımın olduğunu fark ettim.

" Seni aşağıdaki parkın içindeki en son bankta bekliyorum."

Tövbe estağfurullah, diyerek mesajı gönderen garip isimli profile girdim. Fotoğraf falan yoktu ve tekrardan girip cevap olarak küfür edecektim ki mesaj geldi.

Grup adı: 4:4=8 /Efsane TayfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin