Medya; Didem.
Didem'den;
Parmaklarımı raflardaki kitapların üzerinde yavaşça gezdirdim ve aradığımı bulduğumda onu diğerlerinin arasından çekip çıkardım.
Sayfalarını karıştırırken aldığım kokuyla yüzüme bir gülümseme yayıldı. Sırf kokusu için bile bu kütüphaneden çıkmayabilirdim.
"Güzel seçim..."
Hemen arkamdan gelen sesle irkilerek ona doğru döndüğümde elimdeki kitap da parmaklarımın arasından kayarak yeri boylamıştı.
"Ö-ödümü kopardın." dedim zorlukla.
Gülümseyerek eğildi ve kitabı aldıktan sonra bana uzattı. "Kısaca, çekiciliğin başımı döndürdü de diyebilirdin."
Hayır, öyle olsa bile, bunu sana söylemeyeceğim...
Elindeki kitabı sertçe çekip alırken yanından geçmek için hareketlendim ama benimle birlikte adım atarak tekrar önüme dikildi.
Ve tekrar geçmeyi denediğimde yine aynı şeyi yaptı.
Kaşlarımı çatarak ona baktım. "Berke, çekil."
Yüzüme bakıp kaşlarını kaldırsa da hareket etmeyince oflayarak elimi göğsüne koyup onu ittim ve yanından geçip yürümeye başladım.
Daha sadece üç adım atmıştım ki, Berke canımı acıtmayacak şekilde kolumdan kavrayarak beni hafifçe raflara doğru itti.
"Yeter," dedi öfkeyle. "Sürekli benden kaçmanı, bu kadar sert olmanı anlayamıyorum."
Birkaç saniye öylece kalakaldım. Onu daha önce hiç böyle... Sinirli görmemiştim.
O Berke'ydi! Sürekli gülen ve güldüren çocuk. Hani şu her şeyi dalgaya alan ve en ciddi durumlarda bile komik bir yan bulan insanlardandı. Karşımda kaşlarını çatmış, gözlerini kısmış kişi... Berke değildi.
Şaşkın bakışlarımla yüzüne bakmaya devam ederken konuşmak için dudaklarımı araladım. "Sen... Fazla umursamazsın Berke. Her şeyi dalgaya alıyorsun. Gerçekten ne düşündüğünü anlayamıyorum bile. Sana inanmak istiyorum ama... Gerçekten ne hissettiğini bile bilmiyorum."
Burukça gülümseyerek bir elini saçlarımda gezdirdi. Dokunuşuyla birlikte gelen titrememi durdurmak için ellerimi arkamda yumruk haline getirdim.
"Doğru... Fazla ciddi olamam ben, gülerim zaten. Hep bu davranışlarımın arkasına sığındım... Ama ben de insanım Didem. Benim de canım yanabiliyor, ben de sinirlenebiliyorum, benim de kalbim kırılabiliyor. Ve bunlar hep senin yanındayken oluyor, senin yüzünden... Tek bir hareketinle bile ruh halim -belli etmesem de- değişiyor."
Şaşkınlığımın üstüne eklenen heyecan duygusu, beni korkutuyordu. Berke'nin bu haline alışkın değildim. Ama iyi hissettirmediğini de söyleyemem. Kimseye göstermediği bu yanını bana göstermesi... Kesinlikle çok iyi hissettiriyordu.
"Seni ilk gördüğümde," İç çekti. "Bahçedeydin. Tek başına oturmuş kitap okuyordun. O kadar güzeldin ki, gözlerimi alamadım senden. Sonra her gördüğüm yerde seni izlemeye başladım... Seninle ilk konuşmaya çalıştığım günü hatırlıyor musun?"
Güldüm. "Çayları üzerime dökmüştün."
"Aslında onları beraber içelim diye getiriyordum ama heyecandan elim ayağıma dolandı."
İkimizde gülerken bir süre sessizce birbirimize baktık. Bu yaramaz çocuğun gözlerindeki sevgiyi görebiliyordum. Ve bu içimi sıcacık yapıyor, ona karşı oluşturduğum tüm buzdan duvarları eritiyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/17355338-288-k556888.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Arkadaşım
Novela Juvenil"Seviyorum ama susuyorum. Herkesten sakındığım sevgimin gözler önüne serilmesinden korkuyorum. Olmayacak bir hayalin peşinde sürükleniyorum. Ellerim, dizlerim paramparça, kalbim kırık. Ama yine de vazgeçemiyorum. Bu korkaklığım günden güne tüketse d...