-34- Hissetmek

3.1K 82 22
                                    

Medya, Furkan.

Bugüne kadar hep kaçmıştım. Sevilmekten, yanılmaktan ve en çok hayal kırıklığına uğramaktan. Korkularım yüzünden gözümün önündekini fark edememiş ve belki de bu yüzden bize zaman kaybettirmiştim. Ama geçmişi geri getiremiyorduk. Olan olmuştu ve bunun için suçlayabileceğim kimse yoktu.

Her şeyden kaçmıştım ama bir tek sevmekten kaçamamıştım. İyiki de kaçamamışım, vazgeçmemişim. Umudumu yitirsem de sevmeye devam etmişim.

Şimdi Furkan'ın da beni seviyor olduğunu bilmek çektiğim her acıya, döktüğüm tüm göz yaşlarına değerdi. Furkan her şeye değerdi...

"Ya güzel oldu değil mi? Emin olamıyorum hala..."

Aynada giydiği bluzu çekiştiren arkadaşıma bakarak gülümsedim ve bugün kaçıncı kez olduğunu bilmeden başımı salladım.

"Çağla daha kaç kez söyleyeceğim? Çok güzel oldun. Hem sanki ilk kez mi buluşacaksın Ali'yle? O seni çuval giysen de beğeniyor bilmiyorsun sanki."

Çağla'nın dudaklarında sevimli bir gülümseme oluştu önce ve ardından nazlı nazlı kıkırdadı. "Beğeniyor değil mi? Ay ben onu yerim ya!"

Gülerek ayağa kalktım ve ayna karşısında kendi kendine hallenen arkadaşımı kapıya doğru ittirmeye başladım. "Git ve cilveni sevgiline yap. Geç kalacaksın biraz daha oyalanırsan."

"Tamam tamam, hadi ben kaçtım. Görüşürüz bebeğim." diyerek hızlıca yanağımdan öpmüş ve ardından neredeyse sekerek odadan çıkmıştı.

Ben de hızlıca telefonumu alarak Furkan'ı aradım. Birkaç çalıştan sonra açılmış ve kıvırcığımın o çok sevdiğim sesini sonunda duyabilmiştim. "Güzelim?"

"Furkan? Ne yapıyorsun, bitmedi mi hala provanız?"

"Son bir tekrar alacağız. On beş dakika sonra çıkabilirim sanırım."

Alt dudağımı sarkıtarak "Ya..." diye bir tepki verdim. Şarkı yarışmasına çok az kaldığı için bu ara provaları çok sık yapıyorlardı ve bu yüzden kamptan beri yüzünü doğru düzgün görememiştim bile. Deli gibi özlemiştim ya!

"Güzelim hoca çağırıyor şimdi, kapatmam lazım. Ben çıkınca ararım seni olur mu?"

"Tamam, görüşürüz." dediğimde o aynı şekilde cevap vererek telefonu kapattı.

Gözlerimi karşıya çevirdiğimde aynadaki yansımamla göz göze geldim ve üstümdekilere bir göz attım. Kot bir pantolon ve geçenlerde bayılarak aldığım omuzları açık bir bluz vardı.

Bir anda aklıma gelen fikirle kendi kendime sırıtarak çalışma masasının üstündeki çantamı kaptım ve hızlıca odamdan çıkarak kapıya doğru koşturmaya başladım.

Salonun önünden geçerken içeriye bir göz attım ve koltukta uyuya kalmış olan anneme beni hesap verme derdinden kurtardığı için öpücük yollayarak kendimi dışarı attım.

Hızlı adımlarla okula doğru yürürken içim içime sığmıyordu. Kamptan döneli iki gün olmuştu ve bu sürede Furkan'la hiç yalnız kalma fırsatı bulamamıştık. Hep bizimkilerin yanında olduğumuzdan çok konuşamıyor ve birbirimize yaklaşamıyorduk. Bu da haliyle bizi sabırsızlaştırıyordu.

Duygularımızı itiraf ettikten sonra eskisinden daha çok yanında olmak istiyordum. Daha çok vakit geçirmek ve her saniye ona onu sevdiğimi söylemek. Onu öpmek...

Sonunda okula geldiğimde fazla beklememe gerek kalmadan kıvırcığım kapıdan çıkmıştı. Tam zamanında!

"Umut?"

Sevgili ArkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin