Medya; Umut.
Kendimi gizli görevde olan bir ajan gibi hissediyordum. Yeni hedefini gizlice takip eden bir ajan...
Tiyatro salonunun aralık kapısından Furkan'ı izlerken içim adrenalin doluydu. Yaptığım şey saçma olduğu kadar, heyecan vericiydi.
Okul çıkışı, Furkan provaya kalırken, diğerleri -ki normalde bu diğerlerinin arasında benim de olmam gerekiyordu- evine dönmüştü.
Ama ben, kıvırcığımı o sinsi yılanın ellerine bırakmayacağımdan şu an buradaydım.
Gülçin'in ufak bir yanlış hareketinde saklandığım yerden çıkacak ve o yılanın başını ezecektim!
Defne hoca, Furkan, Gülçin ve diğer iki kişiye bir şeyler anlatırken bir anda durdu ve kapıya doğru baktı.
Buraya doğru!
Hızla kendimi geri çeksem de, bunun için geç olduğunu Defne hocanın, "Umut?" diyen sesini duyduğumda anlamıştım.
Benden ajan falan olmaz...
Yüzümdeki tedirgin ifadeyi silmek adına zoraki bir şekilde gülümsedim ve çekingen adımlarla kapıdan içeri girdim.
Ve üzerimde gezen bakışlara aldırmamaya çalışarak bir elimi kaldırarak şaşkın bir tavırla güldüm. "Selam..."
"Ne işin var senin burada?" diye çemkiren Gülçin'le, yüzümdeki gülümsemeyi anında silerek gözlerimi öfkeyle kıstım.
"Cidden," dedi Defne hoca yumuşak bir sesle. "Grupta yer almıyorsun Umut. Burada ne yapıyorsun?"
Ellerimi arkamda birleştirerek başımı yana eğdim ve söylemek için bir şeyler aradım. "Şey... Yani ben... Aslında-"
"Ben çağırdım." diyerek başından beri konuşmayan ve göz göze gelmekten kaçındığım kıvırcığım konuştu bu kez.
Kirpiklerimi kırpıştırarak ona baktığımda mavi gözleri merakla parlıyordu ve kaşları da hesap sorarcasına havalanmıştı.
Kendimi, gece dolaptan yemek aşırırken annesine yakalanan küçük bir çocuk gibi hissediyorum...
"Provayı izlemek istediğini söylemişti. Ben de bizi birinin dışardan izlemesinin iyi bir fikir olduğunu düşündüm. Belki bize yardımı olabilir..."
Defne hoca, ilk başta kaşlarını kaldırarak bakışlarını ikimiz arasında dolaştırsa da, sonra gülümseyerek başını salladı. "İyi fikir. Otur bakalım."
Beni gözleriyle öldürmek isteyen Gülçin'e yapmacık bir tavırla gülerek göz kırptım ve sıra sıra dizilmiş koltuklardan birine oturdum.
Defne hoca ve diğerleri sahnede yerini alırken Furkan bana yaklaştı ve ellerini oturduğum koltuğun kol yerlerine yaslayarak kulağıma doğru eğildi.
"Burada ne arıyorsun bilmiyorum ama çıkışta her şeyi anlatacaksın..."
Sertçe yutkunduğum sırada bana bakmadan uzaklaştı ve o da sahneye çıkarak baterisinin başına kuruldu.
Tuttuğum nefesimi dışarı üfleyerek ellerimi yumruk yaptım, titrememi durdurmak adına...
Defne hoca bir şeyler anlatırken herkes onu dikkatle dinliyordu. Biri dışında. Ben.
O sırada sadece Furkan'ın bateri çalarken ne kadar harika durduğunu düşünüyordum...
*
Sonunda prova bittiğinde, Defne hoca yarın tekrar bir prova olacağını duyurmuş ve hepimizi dışarı kovmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Arkadaşım
Roman pour Adolescents"Seviyorum ama susuyorum. Herkesten sakındığım sevgimin gözler önüne serilmesinden korkuyorum. Olmayacak bir hayalin peşinde sürükleniyorum. Ellerim, dizlerim paramparça, kalbim kırık. Ama yine de vazgeçemiyorum. Bu korkaklığım günden güne tüketse d...