-32- "Seni seviyorum."

2.9K 105 15
                                    

O da ne? Yoksa uzun zamandır beklediğiniz o bölüm, bu bölüm mü? Hadi birlikte bakalım! İyi okumalar...

"Hadi Umut. Geç kalacağız."

Elimdeki tişörtü de katlayıp küçük sırt çantama koydum ve hızlıca fermuarını çekerek sırtıma attım.

"Tamam tamam, hadi çıkalım..."

Çağla'nın yanına gittiğimde hızlıca odadan çıktık. Kapının önündeki annem elindeki siyah poşeti sabahtan beri yaptığı gibi yeniden uzattı ısrarla.

"Kızım inat etmeyin de şunu da alın yanınıza. Yolda acıkırsınız belki..."

"Anne şehir değiştirmiyoruz, alt tarafı bir saatlik yol. Gerek yok."

"Ay aman be!" dedi bir anda hiddetlenerek. "Almazsanız almayın! Ben de kocacığıma yediririm hepsini ellerimle."

Salona doğru gitmek için hareketlendiyse de son anda durarak bize baktı ve kıyamamış olacak ki ikimizi de öperek kapıyı açtı.

"Dikkat edin kendinize. Kamp alanından da ayrılmayın sakın olur mu? Hadi bakalım, iyi eğlenceler."

Çağla'yla kısa bir süre bakıştıktan sonra aynı anda harekete geçerek anneme sarıldık. "Seni seviyoruz!"

Daha sonra evden geç kalmamak için aceleyle ayrılmış ve okula koşturarak varmıştık. Okul bahçesine girdiğimizde servisin hemen önünde bekleyen bizimkilere doğru yürüdük.

Çağla hızlıca kendini Ali'nin kollarına attığında Ali de onu özlemle kucaklamıştı. Daha dün görüşmüşlerdi ama çok uzun süre ayrı kaldıkları göz önünde bulundurulduğunda şu anki halleri oldukça normaldi. Ve çok da romantik...

"Günaydın!" dediğimde herkes hep bir ağızdan karşılık vermişti.

"Sizi bekliyorduk. Binelim mi artık? Otobüs on dakika sonra hareket edecekmiş zaten."

Herkes Didem'i onayladığında sırayla otobüse bindik. Çağla'yla Ali, Berke'yle de Didem yan yana oturduğunda duraksadım. Bu durumda Furkan'la mı oturmam gerekiyordu?

İstemiyordum. Yol boyunca gerginlikten ölürdüm. Bir de beden dersinde söylediği gibi konuşmaya kalkışırsa... Hayır! Kesinlikle olmazdı!

Kimseye bakmadan hızlıca tek başına oturmuş kitap okuyan yan sınıftan bir kızın yanına iliştim ve Furkan'a doğru bakmamaya çalışarak yanımdaki kıza gülümsedim.

"Ben böyle oturdum ama... Boştu değil mi?"

Kız da samimice gülümsediğinde rahatlayarak arkama yaslandım. "Evet..."

Elimi uzattım. "Umut."

"Pınar." derken uzattığım elimi sıkmış ve yeniden kitabına doğru dönmüştü.

Ben de önüme dönerek hemen yanımdaki koltuğun bir önünde Erkan'la oturan Furkan'a baktım. Başını koltuğun arkasına yaslamış ve gözlerini otobüsün tavanına doğru dikmişti.

Dudaklarımdaki kırık gülümsemeye engel olamazken elini kıvırcık ama kısa kestirdiği için bunun fazla belli olmadığı saçlarını karıştırışını izledim hayran gözlerle. Bu hareketi yaptığında inanılmaz karizmatik görünüyordu.

O hep çekici bir erkek olmuştu. Sadece görünüşüyle değil aynı zamanda davranışlarıyla da. Çok güzel bir kalbi vardı mesela. Şefkatliydi, korumacıydı...

Ben gözlerimi ondan ayıramazken o, huzursuz olduğu çok belli olan bir nefes aldı ve ardından başını çevirerek arkaya, yani bana doğru baktı.

Sevgili ArkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin