-5- Çikolatalı Pasta

5.2K 176 11
                                    

Medya; Umut.

"Hadi ama," diye homurdanırken ellerine bulaşmış yumurtaya bakıyordu. "Annem bunu yaparken çok kolay görünüyordu."

Gülerek tezgahın üstündeki birkaç peçeteyi ona uzattım ve o elini silerken, bende iki yumurtayı plastik kabın içine kırdım.

"Şimdi şekeri ekleyip çırpacaksın."

Başını sallayarak kabın içine şekeri ekledi ve çırpma telini eline aldı.

"Öyle odun tutar gibi değil," dedim gülerek ve çırpma telini elinden alarak nasıl tutulduğunu gösterdim.

"Öyle odun tutar gibi değil," dedim gülerek ve çırpma telini elinden alarak nasıl tutulduğunu gösterdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Göstediğim şekilde tutmaya çalışırken şeker ve yumurtayı çıprmaya başladı. Alt dudağını dişlerinin arasına almış, çok önemli bir iş yapıyormuş gibi konsantre olmuştu.

O çırpmaya devam ederken, karışımın içine pasta keki için gerekli diğer malzemeleri de ekledim.

"Şimdi biraz un ekleyeceğiz." diyerek un dolu kabı önüne koydum.

Kabın kapağını açıp elini unun içine daldırdı ve bir avuç unu kek karışımının içine attı. Un, toz bulutu halinde havaya yayıldığında gülerek elimle dağıtmaya çalıştım ve Furkan'ın un olmuş yüzüne baktım.

"Bir yerde yanlış yaptım sanırım," derken masumca gülümsemişti.

Bu haline kıkırdayarak ona yaklaştım ve elimle yüzündeki unu temizlemeye başladım. Ben elimi una bulanmış yanağına koyup silerken, o dikkatlice yüzüme bakıyordu. Gözleri yüzümün her karesinde dolaşıyor, ezberlemek istercesine bakıyordu sanki...

 Gözleri yüzümün her karesinde dolaşıyor, ezberlemek istercesine bakıyordu sanki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Boğazımı temizleyerek geri çekildim ve çırpma telini elime aldım. "Devam edebiliriz."

Başını sallayarak çırpma telini elimden aldı ve karışıma daldırarak karıştırdı. Kısa süre içinde kek hamuru hazır olduğunda bir kaba döktük ve fırına attık.

"Şimdi?" diye sorduğunda ellerimi çırptım.

"Krem şanti!"

Gülerek tezgahın üstündeki hazır paketlerden birini aldı ve tezgahın üstündeki kabın içine boşalttı. Üstüne sütü de ekleyip çarparken güldüm. "Kaptın sen bu işi."

"Ya, sorma." derken gözlerini devirmişti ama dudaklarındaki küçük tebessüm kendini koruyordu.

Kısa süre içinde her şeyi hazırlamış, sadece pastanın üstünü krem şantiyle kaplaması kalmıştı.

Furkan elindeki spatulaya bakıp yüzünü buruşturdu. "Nasıl kullanılıyor bu şey?"

Elindeki spatulayı aldım ve bilmiş bir ifade takınarak konuştum. "Şimdi ustanı izle."

Pastayı kolaylıkla krem şantiyle kaplarken spatulayı tuttuğum elmin üstüne başka bir el sarıldı ve saçlarımın arasında ılık bir nefes hissettim.

"N-ne yapıyorsun?" derken tuttuğum nefesimi zorlukla dışarı vermiştim.

"Öğrenmeye çalışıyorum." dediğinde titrek bir nefes aldım ve elimi zorlukla hareket ettirdim. Tüylerimin diken diken olduğunu hissediyordum. Saçlarımı okşayan nefesi ise daha önce hissetmediğim bir biçimde kanımı kaynatmıştı ve aynı zamanda bunu düşünüyor olmak da beni biraz utandırmıştı.

Kısa sürede pastayı krem şantiyle kapladığımızda hızla Furkan'ın önünden çekildim. Ona bu kadar yakın olmak beni öldürebilirdi!

"Şimdi süsleme!" diyerek üst raftaki cam kavanozu aldım ve içindeki damla çikolataları pastanın üstüne serpiştirdim.

"Bitti!"

Gülümseyerek Furkan'a döndüğümde kalçasını tezgaha yaslamış ve kollarını göğsünde birleştirmiş bir şekilde beni izlediğini gördüm. Üstündeki annnemin çiçekli mutfak önlüğüne rağmen bu kadar çekici görünmesi normal miydi?

Yutkunarak gözlerimi ondan kaçırdım ve pasta tabağına koyduğumuz pastayı soğuması için buzdolabına koydum.

"Şimdi dinlenme zamanı?"

Gülerek başımı salladığımda üstündeki önlüğü çıkarıp mutfaktan çıktı. Peşinden onu takip ederek salona girdiğimde koltuğa yığıldığını gördüm.

"Pasta yapmak nasıl bu kadar yorucu olabilir?" derken bir eliyle alnını ovuşturuyordu. "Bir daha mutfağa yemek yemek dışında girmeyeceğim."

"Ama iyi iş çıkardın." diyerek yanındaki boşluğa oturduğumda başını bana çevirdi.

"Tabii, pastacı olmak için doğmuşum ben."

*

Pasta soğuduğunda iki büyük dilimini alıp salona geri dönmüş, Furkan'ın yanındaki yerimi almıştım.

"Acaba tadı nasıl?"

Çatalımı pastama batırıp büyük bir lokmayı ağzıma attım ve gözlerimi kapatıp çiğnemeye başladım.

"Harika!" diyerek gözlerimi tekrar açtığımda, Furkan pastasına daha dokunmamış öylece bana bakıyordu.

Bu beni heyecanlandırırken elinde tuttuğu tabağı işaret ettim. "Yesene, çok güzel olmuş."

Gülümseyerek pastasına batırdığı çatalı ağzına attı. Bakışlarım dudağının kenarına bulaşan çikolataya takıldığında güldüm ve tabağımı önümüzdeki sehpaya bırakarak dizlerimin üstünde ona yaklaştım.

"Beceriksiz," derken parmağımın ucuyla dudağının kenarına bulaşmış çikolatayı siliyordum.

Gözlerini bile kırpmadan beni izlediğini fark ettiğimde yaptığım şeyi idrak ederek duraksadım. Gözleri öyle güzel bakıyordu ki, saatlerce bana baksın istedim. Öyle güzel gülüyordu ki, sadece bana gülümsesin istedim...

Biz öylece birbirimize bakarken kapıdan gelen kilit sesini ve ardından annemin sesini duydum.

"Umut, ben geldim kızım!"

Sevgili ArkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin