Ep.83 "Önce kızım.."

1.8K 98 41
                                    


Yavuz'dan

Tabura gelmiş harekat merkezinde dört dönüyordum. Herkes masaya oturmuş, Erdem yarbayı ve Eylem'in getireceği haberleri bekliyordu. Benimse içim sıkılıyordu. Yerimde duramıyordum. Bir an önce gidip almak istiyordum kızımı. Ben bir oraya bir buraya yürürken, Erdem yarbay girdi odaya. Tim anında ayağa kalktı. Hepimiz Erdem yarbaya döndük. Bana kısa bir bakış atıp oturdu yerine. Tim de oturunca ben de hızla oturdum sandalyeye.

"Eylem daha önce edindiği bilgilerle istihbarat merkezinde, Sancar'ın mekanlarının yerini tespit etmeye çalışıyor. Ama Sancar Eylem'in bildiklerinden haberdar olduğundan, Gülümser'i çok farklı bir yerde tutuyor olması da muhtemel."

Sıkıntıyla, hızlı hızlı nefes alıyordum. Bu sırada Sinan'ın telefonu çaldı. Telefonu eline alıp bana çevirdi başını.

"Eylem arıyor. Efendim Eylem. Evet, biz de onu konuşuyorduk şimdi. Tamam sen gönder koordinatları, biz bakalım. Tamam, orda buluşuruz."

Ben endişeyle beklerken, Sinan telefonu kapatıp bize döndü.

"Eylem de başka bir yerde olabileceklerini söylüyor. Yine de her ihtimale karşı bilinen mekanların koordinatlarını gönderecek, gidip bakacağız. Eylem mekanların bazılarında daha önce bulunmuş, iyi biliyorum oraları dedi. O da gelecek."

Hızla ayağa kalktım.

"Hadi bir an önce çıkalım o zaman."

Erdem yarbay yavaşça ayağa kalkıp, sakince konuştu.

"Yavuz, biliyorum çok endişelisin ama bir plan yapalım, böyle karambole gidilmez."

"Komutanım, benim 20 günlük kızım o aşağılık şerefsizlerin elinde. Saatlerdir haber alamıyorum. İyi mi kötü mü, aç mı susuz mu, hayatta mı.. değil mi, hiçbir şey bilmiyorum. Kaybedecek tek bir saniyem bile yok. Ama kimseyi de peşimden sürükleyemem. Kimsenin sebebi olamam. Gerekirse tek başıma giderim ama kızımı almak için tek bir an bekleyemem."

Erdem yarbay dolu gözlerle bakıyordu. Dişlerimi sıkıp gözyaşlarımın akmasını engellemeye çalıştım. Erdem yarbay elini omzuna getirip kaşlarını çattı.

"Biz bir aileyiz Yavuz. Gerekirse hepimiz ölürüz ama Gülümser'i bırakmayız orda. Hadi gidip alalım kızını."

Hızla kafa salladım. Bakışlarımı time çevirdim. Hepsi kararlı şekilde bakıyorlardı yüzüme. Hızla çıktım harekat merkezinden. Diğerleri de peşimden. Erdem yarbay ilk defa bir operasyonda fiilen yanımızda olacaktı. And olsun kızımı almadan dönmeyecektim.



Bahar'dan

Saatlerdir yoktu kızım. Ne haldeydi kim bilir benim küçücük bebeğim? Karnı acıkmıştır ki onun. Beni özlemiştir, babasının göğsünü özlemiştir. Ağlıyordur da. Allah'ım bu nasıl bir acı böyle. İçimde yangınlar çıkmıştı resmen. Gözyaşlarım söndürmeye yetmiyordu o yangınları. Kızımın acısı çöreklenmişti içime. Aklımı kaybedecek gibi oluyordum düşündükçe.

"Bahar, canım, helak ettin kendini. Biliyorum çok zor ama sakin olmaya çalış biraz. Sen çok güçlü bir kadınsın. Bak hem Yavuz söz verdi, kurtaracak Gülümser'i. Hadi toplarlan biraz."

Başımı kaldırıp yaşlı gözlerimi Leyla'ya çevirdim.

"İstemiyorum Leyla. Ben artık güçlü bir kadın olmak istemiyorum. Ben sadece kızımı istiyorum. Çok yoruldum artık, tükendim. İçim yanıyor anlıyor musun? Benim küçücük kızım o pisliklerin elinde. Ya ona zarar verirlerse, ya ona bir şey yaparlarsa? Ben yaşayamam o zaman. Kızıma bir şey olursa ben de ölürüm. Leyla, ölürüm ben."

Mavinin SiyahıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin