Selamlar🤗 yarından sonra iki, üç hafta şehir dışında olacağım için, eskisi gibi düzenli bölüm atamayacağım maalesef 😕 ama yine de fırsat buldukça göndereceğim bölümleri 🙃 iyi okumalar 🙏🏻♥️
————————Yıldırım oturduğu sandalyede bacak bacak üstüne atmış, karşısındaki adamın sakinleşmesini bekliyordu.
Hamit, hızlı hızlı nefes alarak odada volta atıyordu. Yıldırım'ın bu fütursuz davranışı onu sinirlendirmişti.
"Biraz abartmıyor musun Hamit?"
Hamit, Yıldırım'ın lafıyla ona döndü. Çatık kaşlarıyla bakıyordu adama.
"Asıl sen biraz hafife alıyor olmayasın Yıldırım?"
Hamit hala kızgın ifadesini düzeltmemişken, Yıldırım göz devirip indirdi bacağını aşağı. Sakin ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Benim kızımı görmem, hiçbir şeyi etkilemez. Sonuçta ben bir iş adamıyım. Burda bir işim vardı ve gelmişken kızımı da gördüm. Ne var bunda?"
"Herkesin gözü üzerimizdeyken, çocukların hayatı tehlikedeyken, seni onların yanında görmeleri nelere yol açardı düşünemiyor musun?"
Yıldırım da hafiften sinirlenmeye başlamıştı artık.
"Bana çaylak muamelesi yapma Hamit. Bunları düşünmeden mi hareket ettim sanıyorsun? Ayrıca bizim durumumuz aynı değil seninle. Kimse Bahar'ın babasının gerçekte ne iş yaptığını bilmiyor. Herkes beni iş adamı sanıyor. Aksinden şüphelenmiyor. Kızının yanına gitmesinde ne gibi bir tuhaflık olabilir bir iş adamının?"
"Eğer kızını yıllardır görmüyorsa bir tuhaflık olabilir."
Yıldırım ayağa kalkıp konuştu.
"Sakinleş biraz. Ayrıca adamlar bizim peşimizde, çocukların değil. Dahası ellerinde kim olduğumuza ya da eşkalimize dair bir şeyler var mı bilmiyoruz. Bütün bu korumaları tedbir amaçlı yaptığımızı sen de çok iyi biliyorsun."
Hamit sıkıntıyla nefes verip önüne döndü.
"Bundan emin değiliz. İçeri adam sızdırmışlar. Köstebek bizden önce onlara ötmüş olabilir."
Yıldırım gözlerini kısmış bakarken, Hamit gözlerini kaçırdı. Yıldırım arkadaşının aslında neyi dert ettiğini çok iyi biliyordu.
Milli İstihbarat Teşkilatının gözbebeği iki kurt ajan. Hamit Karasu ve Yıldırım Kutlu. Bugüne kadar büyük bir gizlilik ve titizlikle yürütmüşlerdi işlerini. Bu uğurda sahip oldukları her şeylerini kaybetmişlerdi. Ama bir an olsun ikisi de bundan pişmanlık duymamıştı.
Evet şu an herzamankinden çok daha fazla dikkat etmeleri gerekiyordu. İlk defa içlerine, dışardan birisi sızmıştı. Ve maalesef adam Hamit'in mesai arkadaşlarından biri olmuştu. Köstebeği yakalamışlardı ama, edindiği bilgileri kimlere gönderdiğini, ya da gönderip göndermediğini öğrenemeden adam ölmüştü.
Şimdi yıllar sonra, karşılaştıkları bu olası tehdit sonucunda, çocuklarını yakın korumaya almaları gerekmişti. Aslında bu işi pekala başkaları da yapabilecekken, ikisi bizzat talip olmuştu. Ama yine de yaşadıkları şehire gelmeden yürütüyorlardı koruma işini. Bu iş için Yiğit'i görevlendirmişlerdi. Hamit'in alıp büyüttüğü, ikisinin da evlatları gibi sevdiği Yiğit'i, öz evlatlarını koruması için, hastaneye yerleştirmişlerdi. Yiğit'in aldığı tıp eğitimi resmen nimetti onlar için.
İkisi de yıllar sonra evlatlarına bu kadar yakındılar. Hamit'in oğlunu görme gibi bir imkanı yoktu ama Yıldırım'ın kızının yanına gitmesi çok da tuhaf kaçmazdı. Gerçi Bahar epey şaşırmıştı buna ama dışarıdan bakan biri en fazla, vefasız bir babanın kendini affettirme çabası olarak görürdü. Ama Hamit'in durumu daha farklıydı. O her ne kadar oğlunu uzaktan takip etse de, Yavuz babasını 25 yıldır görmüyordu. Dahası büyük olasılıkla ondan nefret ediyordu. Hamit'in oğlunun karşısına çıkmaya cesareti yoktu. En azından şimdilik. Ayrıca Hamit, düşmanları tarafından mimli bir ajandı. Köstebek harici yüzünü gören kimse olmasa da, kimliği ve geçmişi hakkında bilgiye sahip olmaları ihtimali çok yüksekti. Yani onun, Yavuz'un babası olduğunu biliyor olabilirlerdi. Zaten iki adamın şu an burda olup yürüttüğü bu koruma prosedürü de bu ihtimalden dolayıydı. Böyle bir ihtimal varken oğlunun karşısına çıkıp, onun hayatını tehlikeye atamazdı. Bunca zaman bunun için uğraşmışken, şimdi her şeyi mahvedemezdi. Yavuz ve Bahar'ı korumak zorundaydılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavinin Siyahı
Hayran KurguYavuz ve Bahar'ın hem bilindik hem bilinmeyen hikayesi. Söz'deki Yavuz ve Bahar burda, benim kalemimde biraz daha farklı. Diziyle paralellikler var ama daha çok görmek istediğim gibi, daha çok hayal ettiğim gibi. Dizideki her karakter bu kitapta y...