Yavuz'danHızla tabura gidiyorduk. Sinan gaza sonuna kadar basıyordu. İkimiz de fazlasıyla gergindik. Yarım saatlik yolumuz vardı ve bizim 2 buçuk saat içinde kızları bulmamız lazımdı. Birden telefonum çalınca hızla çıkarıp açtım.
"Geliyoruz Yiğit, yoldayız."
"Gelmeyin Yavuz."
Kaşlarımı çatıp konuştum.
"Nasıl, niye?"
Sinan da gözünü bir an yoldan çekip bana baktı.
"Sizin buraya gelmeniz yarım saati bulur. Boşuna vakit kaybı."
"E ne yapacağız peki?"
"Bahar'la Leyla'nın canlı görüntülerini gönderiyorlar. Burda arkadaşlar, senin telefona gelen görüntülü aramayı da, kızların videosunu da incelediler. Medusa'nın videosunda henüz bir şey çıkmadı ama kızların nerde olabileceğiyle ilgili bir ipucu yakaladık."
Benim yüz kaslarım gevşerken, içime bir umut dalgası yayıldı. Ben bir şey diyemeden Yiğit devam etti.
"Sizin gittiğiniz kulübenin 10 km doğusunda bir yer. Tam konumunu göndereceğim. Yalnız Yavuz bu da bir tuzak olabilir. Ayrıca görüntüler canlı değil de daha önceden kaydedilmiş de olabilir. Dikkatli olun. Tim de yola çıktı, orda buluşacaksınız."
"Tama Yiğit saol."
Telefonu kapatıp Sinan'a döndüm.
"Sinan tabura gitmiyoruz. Kızların olduğu videoda bir ipucu yakalamışlar nerde olabilecekleriyle ilgili. Yiğit konum gönderecek."
Lafımı bitirir bitirmez Sinan sert bir fren yaptı.
"Neresi?"
Ben cevap veremeden gelen bildirim sesiyle telefona baktım. Konumu açıp Sinan'a döndüm.
"Bas gaza."
Sinan hızla kafa sallayıp arabayı yola sürdü tekrar.
"İlerde soldaki patikadan gireceğiz. 8 km sonra bir kulübe görmemiz lazım. Umarım kızlar oradadır."
"Yavuz, bu adamlar bu kadar basit bir hata yapmış olabilirler mi? Yani sizinkiler çok çabuk bir ipucu buldular."
"Bilmiyorum kardeşim. Ama öğrenmek için oraya gitmekten başka seçeneğimiz yok."
Sinan kafa sallayıp tekrar yola döndü.
Sinan arabayı durdurup başını bana çevirdi. Ben de tedirgince baktım. Sonra yavaşça indik arabadan. Silahlarımızı çekip etrafta göz gezdirdik. Derken gelen sesle hızla o tarafa döndük. Tim gelmişti. Aracı durdurup inerek yanımıza geldiler.
"Komutanım."
"Hafız."
"Komutanım merak etmeyin hem Bahar yengeyi hem komutanımı kurtaracağız. Sinan kardeş sen de merak etme."
Keşanlı'ya dönüp kafa salladım. Sinan da hafifçe tebessüm etti. Onlar da bizim gibi endişeyle bakıyorlardı. Ardından konuşan Avcı'yla ona döndüm bu sefer.
"Komutanım, Sinan , operasyon kıyafetleri ve gerekli teçhizat araçta."
"Tamam Avcı."
Sinan'la birlikte hızla gidip giyindik. Tekrar timin yanına döndük. Kulübe 500 metre uzağımızdaydı. Tuzak ihtimaline karşı uzakta durmuştuk. Gözlerimi kısmış plan yaparken, çalan telefonla irkildim. Yiğit arıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavinin Siyahı
FanficYavuz ve Bahar'ın hem bilindik hem bilinmeyen hikayesi. Söz'deki Yavuz ve Bahar burda, benim kalemimde biraz daha farklı. Diziyle paralellikler var ama daha çok görmek istediğim gibi, daha çok hayal ettiğim gibi. Dizideki her karakter bu kitapta y...