Ep.73 "Ben vermem kızımı kimseye"

3.2K 107 76
                                    


2 gün sonra

Bahar'dan

"Canım, siz arabada bekleyin, önce ben eşyaları taşıyayım, sonra da sizi alır hızlıca eve gireriz."

Kucağımdaki Gülümser'i hafif hafif sallarken, Yavuz'un dediklerine göz devirdim.

"Hayatım, biraz abartmıyor musun? Bak zaten sıkı sıkı giydirdik çocuğu. Araba da evin önünde duruyor zaten. Hadi inelim artık."

"Olmaz olmaz! Abartmıyorum. Sen bekle burda. Ben gideceğim önce."

Gözlerimi kapatıp iç çektim. Yavuz arabadan hızla inip kapıyı kapattı. Ardından benim oturduğum koltuğun camına gelip eliyle 'bekle, herşey yolunda' işareti yaptı. Ardından hızla bagajı açıp eşyaları da alarak eve doğru ilerledi. Gülerek başımı kızıma çevirdim. Melek gibi uyuyordu.

"Görüyor musun kızım? Baban biraz evhamlı bir adam. Yani konu biz olunca böyle. Ama bizi çok sevdiğinden hepsi."

Gülümser gözleri kapalı haldeyken, hafifçe gülümsedi. Anında büyüdü benim de gülüşüm. Eğilip kokusunu içime çektim. Evlat kokusu başka hiçbir şeye benzemiyormuş.

O gece, Gülümser'in doğduğu gece, hayatımın en unutulmaz gecesiydi. Öyle korkmuştum ki bir sorun çıkacak, kızıma bir şey olacak diye. Ama Yavuz her zaman olduğu gibi yine başarmış, bize bir şey olmasına izin vermemişti. O da çok korkmuş, çok heyecanlanmıştı ama kızımızın sağ salim doğmasını sağlamıştı.

Gece çağırdığımız ambulansla hastaneye gitmiştik. Yavuz orda da çok telaşlıydı. Gülümser'in de benim de gerekli kontrollerimiz yapılıp, hiçbir sorun olmadığını öğrenene kadar dokuz doğurmuştu. Sonra yine de tedbir amaçlı hastanede kalmıştık o gece. Gülümser erken doğduğu için küveze almışlardı. Bir gün küvezde kalmıştı. O bir gün bile, bize yıl gibi gelmişti. Bugün de kızımızı alıp evimize gelmiştik. Leyla ve Sinan bizden önce gelmişlerdi eve. Gülümser erken geldiğinden daha pek bir şeyi hazır değildi. Beşiğini almıştık ama daha kurmamıştık. Eşyaları dolabına yerleştirmemiştik daha. İkisi önden gelip işleri halletmişlerdi. Şimdi de biz girecektik eve ama tabi Yavuz'dan giriş izni alabilirsek.

Yavuz hala çok heyecanlı ve evhamlıydı. Gülümser'in doğumunu yaptırmak onu da etkilemişti. Hala, bir şey olacak psikolojisinden çıkamamıştı. Ben oturduğum koltukta kızımla beklerken, Yavuz her şeyi eve taşımış hızla geri dönüyordu. Kapıyı açıp telaşla konuştu.

"Hadi Bahar. Hava çok soğuk. Hemen içeri girelim. İkinizin de bünyesi zayıf, hasta olmayın."

"Tamam canım merak etme, giriyoruz hemen."

Ben arabadan inince, Yavuz da montunun önünü açmış, Gülümser'in üstünü daha da kapatmaya çalışıyordu. Gülerek göz devirdim. Hey Allah'ım. Yavuz'un bu evhamlı hallerinden çekeceğimiz vardı anlaşılan.

Hızla eve girince, Yavuz hemen kapattı kapıyı. Sinan ve Leyla gülümseyerek kapıda karşıladılar bizi.

"Hoşgeldiniz Karasu ailesi."

Sinan kollarını açmış, sırıtarak bizi karşılıyordu. Leyla da gülümseyerek gelip Gülümser'in yüzüne baktı. Sonra uzanıp aldı kucağına.

"Bahar, sen montunu falan çıkar. Ben alırım yeğenimi."

Gülümseyerek kafa salladım. Gülümser'i ona verip, montumu çıkarıp portmantoya astım.

"Canım, içerinin sıcaklığı iyi değil mi? Şömineyi de yakayım mı?"

"İyi canım iyi, gayet iyi."

Mavinin SiyahıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin