Ep.38 "Annemin yüzüğü"

2.9K 113 12
                                    


Yavuz'dan   

Sabah gözlerimi açmadan burnuma dolan kokuyla gülümsedim. Göğsümde uyuyan karımın saçlarına öpücükler kondurdum. Kokusunu içime çektim. Elimi çıplak sırtında gezdirip omzuna çıkardım. Usul usul omzunu severken huzurla Bahar'ın uyanmasını bekledim. Başımı saçlarına yasladım. Bahar artık eskisi gibi deli yatmıyordu. Bir elini belime dolamış, bir bacağını bacaklarıma çıkarmıştı sadece. Hamilelikten sonra özellike karnı büyümeye başladıktan sonra, içgüdüsel olarak dikkat ediyordu sanırım. Ee annelik psikolojisi.

Aklıma dün yaşananlar gelince yüzüme buruk bir ifade geldi. Ben babasız büyümüş bir çocuktum. Annesini çok erken kaybetmiş bir çocuktum. Hep bunların eksikliğini hissetmiştim. Bahar gelince tamamlamıştı bütün eksikliklerimi. Hele ki dün yaptığı şey, kızımıza annemin adını vermek istemesi beni mest etmişti. O çok özel bir kadındı. Benim karımdı. Canımdı, her şeyimdi. Ben bunları düşünürken kollarımdaki Bahar'ı daha sıkı sarmıştım. Derken Bahar kıpırdanıp uyandı. Belimdeki elini göğsüme getirip yanağının altına koydu. Saat daha çok erkendi. Ben meslek gereği hep erken uyanırdım da Bahar da hamilelikten erken uyanmaya başlamıştı. Bahar kıpırdanıp derin bir nefes aldı. Ardından gülümseyip iyice sokuldu göğsüme.

"Günaydın kocacım."

"Günaydın karıcım. Ama saat daha çok erken Bahar, biraz daha uyu istersen."

"Cık, uykum yetti bana. Her ne kadar gece yorucu geçmiş olsa da bu kadar uyku yeter."

Sinsi sinsi gülüp saçlarını öptüm.

"Valla benim suçum yok. Karımın hormonları yoldan çıktı, beni de çıkarıyor."

Bahar kıkırdayıp kaldırdı başını. Uzanıp boynumu öptü koklayarak. Benim anında gözlerim kapanırken, Bahar hala öpücükler konduruyordu boynuma. Dayanamayıp kısık sesle konuştum.

"Erken uyandık madem, sabahı değerlendirelim."

Bahar boynumdan ayrılıp gülerek uzaklaştı benden. Gözlerimi açıp, ani bir hareketle Bahar'ı çekip altıma aldım. O da küçük bir çığlık atıp ellerini yüzüme getirdi. Gözlerimi yüzünde gezdirdim. Her ayrıntısını kazıdım beynime. Alnına, burnuna, yanaklarına, dudaklarına, boynuna öpücükler kondurdum. En son geceliğinin altından görünen göğüslerine de birer öpücük kondurup pikeyi biraz yukarı çektim. Elimi beline dolayıp, başımı göğsünün altından karnına yasladım. Tamam karıma doyamıyordum, her anım onunla dolsun taşsın istiyordum ama o kadar da anlayışsız bir koca değildim. Hamile karımı o kadar yoramazdım. Bahar da anlamış, şefkatle gülerek bir elini koluma bir elini saçlarıma getirmişti. Gözlerimi kapayıp kızımı hissetmeye çalıştım. Aklıma kendi çocukluğum kendi yarım kalmışlığım gelirken, kızım için endişelendim. Onun da benimle aynı kaderi yaşama düşüncesi panikletti beni. Refleksle daha sıkı sarıldım Bahar'ın beline. İyice sokuldum göğsüne. Derken ilk defa geçmişimden bahsetmeye başladım Bahar'a.

"Babam bizi bırakıp gittiğinde ben çok küçüktüm. Onu doğru düzgün hatırlamıyorum bile."

Bahar değimle şeyle şaşırmış olacak, saçımda gezdirdiği elini durdurdu bir süre. Geçmişimi, annemi, babamı merak ediyordu biliyorum. Ama beni üzmemek için hiçbir şey sormuyor, benim anlatmamı bekliyordu. Ben de kendimi şimdi hazır hissetmiştim bunun için. Bahar eli saçlarımda, hala duruyordu sesini çıkarmadan. Ben de derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim.

"Kazara sokakta görsem tanımam heralde. Hoş, öldü mü hayatta mı onu bile bilmiyorum ya."

Bahar saçlarımı sevmeye devam edip konuştu.

Mavinin SiyahıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin