Ep.48 "Bana bunu neden yaptın Yavuz?"

2.1K 103 41
                                    


İyi bayramlar ☺️🍬 Maalesef bayrama üzünç bir bölüm denk geldi 😕 ama telafi edeceğim 😉♥️

Yavuz'dan

Karşımdaki kadına bakıp gülümsedim. O da bana göz süzüp duruyordu. Ben hiç rahat değildim ama operasyonu tehlikeye atmadan tamamlamamız gerekiyordu. Bakışlarımı Sinan'a çevirdim. O da yandan yandan gülerek bakıyordu karşısındaki kadına. Kaşlarımı çatıp baktım, ulan bu baya iyi bu işlerde. Leyla'yı aldatmış olmasın zamanında. Yok artık, sen iyice saçmaladın Yavuz. Adam işini iyi yapıyor sadece, sanki Leyla'ya nasıl aşık olduğunu bilmiyorsun. Hem şu an dışardan gören biri de benim Bahar'ı aldattığını düşünürdü kesin. Ben aklıma gelen düşünceyle gergince kıpırdanınca, Sinan bana döndü. Ben de ona kaçamak bir bakış attım. Ardından tekrar kaşımızdaki kadınlara döndük gülümseyerek.

Kadınlara yaklaşmamız çok kolay olmuştu. Şimdi övünmek gibi olmasın yakışıklı adamlardık. Kadınlar hemen kabul etmişti kahve teklifimizi. Oda numaralarını biliyorduk ama onların odalarına çıkmayacağından emin olmamız lazımdı. Bunun için ben onları burda oyalarken, Sinan gidip bilgisayarı bulacaktı. Nihayetinde ajan olan o. Bilgisayardaki dosyaları kopyalama işi ondaydı. Sinan bir bahaneyle ayaklandı.

"Müsaadenizle hanımlar, benim bir lavaboya gitmem gerek. Hemen dönerim."

"Çok bekletme beni."

Sinan kadına göz kırpıp ayrıldı yanımızdan. Ulan şu halleri benim bile kanıma dokunmuştu. Leyla'yı aldatıyor gibi hissediyordum ve sinirleniyordum. Bir de şu halimizi kızlar görse ne yaparlardı kim bilir?

Ben aklımdaki düşüncelerden kurtulup işe odaklandım tekrar. Gülümseyerek masaya eğildim biraz daha.

"Birer kahve daha içer miyiz hanımlar?"

Benim karşımdaki kadın da masaya doğru eğilip bana biraz daha yaklaştı.

"Daha eğlenceli şeyler de yapabiliriz" diyip göz kırptı.

Ben de hafiften gülümseyip konuştum.

"Neden olmasın."

İçimden kendime küfürler ederken, dışımdan gülmeye çalışıyordum. Odasına çıkmak istiyordu ama benim kadınları burda tutmam gerekiyordu. Ardından diğer kadına bakıp konuştum.

"Ama önce bekleyelim de Mert gelsin. Hanımefendiyi yalnız bırakmayalım şimdi."

Sinan'ın operasyondaki adı Mert'ti. Kadınlar da bakıp gülümsediler. Neyse şimdilik sorun yoktu. Hadi Sinan, hallet şu işi bir an önce.

On beş dakika sonra Sinan geri geldi. Söylene söylene oturdu yerine.

"Bir şehirde tek bir otel olunca böyle oluyor. Bu nasıl bir kalabalık ama ya."

Kadınlar gülerken, Sinan da çarpık gülüşüyle bakıyordu ardından bana dönüp hafifçe kaş kaldırıp başını salladı. Anlaşılan işlem tamamdı. Şimdi bu kadınlardan kurtulmak kalmıştı geriye. O sırada benim karşımdaki kadının telefonu çaldı. Kadın telefonun ekranına bakınca yüzüne ciddi bir ifade yerleştirdi. Ardından bize kısa bir bakış atıp telefonu açtı. Ben dikkat kesilmişken, kadın Arapça konuşmaya başlayınca başımı bir anlığına Sinan'a çevirdim. Ben hiç bir şey anlamıyordum ama Sinan belli etmeden dinliyordu kadını. Kadın kısa bir konuşmanın ardından kapattı telefonu. Ardından bize dönüp konuştu.

"Kusura bakmayın beyler ama bizim gitmemiz gerekiyor."

Sinan anında girdi lafa.

"A, ama bu hiç olmadı."

Mavinin SiyahıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin