Kalbim kendince değişik bir ritim tuttururken gözlerim istemsizce boşluğa daldı. Neyim vardı?
Jin'in üst üste koyduğu hediyelerden birinin yere düşmesiyle sıçradım ve ortama geri dönebildim. Hızlıca uzandım ve yerden kaldırdım.
"Yardım edeyim." Gülümsedim ve onun arkasından gittiği odaya doğru yavaşça ilerledim. Sadece masa olan boş bir odaya girip hediyeleri oraya bırakmıştı. Ev zaten fazlasıyla boştu. Çok fazla eşya yoktu.
Geri dönüş yolundaki yarı açık kapıdan içeri daldı gözüm. Doğru mu görüyordum? O bir piyano muydu?
"Oppa...Bu..." Başka zaman asla yapmayacağım bir şeyi yapıp ona sormadan odadan içeri girmiştim. Gerçekten içeride harika siyah bir piyano duruyordu.
"Çalmayı biliyor musun?" Dedi arkamdan gelen Jin. Gözlerim dolarak başımı salladım. Onu çalmayı çok özlemiştim, hem de çok.
"Neden çalmıyorsun o zaman?" Tüm yakışıklılığıyla gülümsedi. Asla reddedemezdim. Hızlıca başına oturdum ve parmaklarımı tuşların üzerinde yavaşça gezdirdim. Hafif tozlanmıştı.
Gözlerimi kapatıp elimin altına gelen ilk notaya basmamla kalbim titredi. Bu sesi, bu titreşimi duymayı gerçekten çok özlemiştim. Neden en sevdiğim şeyleri benden alıp götürüyordun anne?
İstemsizce çalmasını en sevdiğim, belki de en duygulandığım parçaya götürdü beni parmaklarım.
'Sweet escape'
İlerledikçe daha fazla kendimden geçiyor ve onu ne kadar çok özlediğimi daha iyi anlıyordum.
Bittiğinde, parmaklarım hala piyanonun üzerindeyken duyduğum alkış sesleriyle kapıya yöneldim. Herkesi buraya toplamıştım, evet.
"Ne kadar duygulu çaldın öyle?" Yoongi birkaç adım daha yaklaştı bana.
"En sevdiğim parça."
"Bazı yerlerde hataların var. Daha yavaş olman gerekiyor."
"Piyano çalmayı biliyor musun?" Gözlerim ışıldamıştı evet. Piyano çalmayı bilen bir erkek mi? Harika üstü bir şey!
"Bana ait bir şeyin tuşlarına dokundun biraz önce."
"Ne?" İstemsizce geriye irkildim. Ondan birazcık tırsıyordum. Çünkü güzel azarlıyordu.
"Hadi kenarı kay. Sana doğrusunu göstereceğim." Gerçekten mi? Sorgulamadan yavaşça kenarı çekildim ve o da gelip yanıma oturdu.
Parmaklarını yerleştirip, duygularını konuşturduğunda piyano ile arasında çok derin bir bağ olduğunu anlamıştım. Ve mükemmel çalışından uzun süredir bu işi yaptığı da anlaşılıyordu.
"Yoongi piyanonun başına oturduysa daha kalkmaz." Jin kıkırdadı ve omuzunu silkerek içeri yöneldi.
"Kesinlikle Arya!" Ha Eun da beni onayladıktan sonra peşinden gitti. Ardından da bir süre de olsa bizi dinleyen çocuklar.
En son Jimin...
Dikkatimi dağıtıyordu. Hemen içeri gitmeliydi. En sonunda dağınık saçlarını arkaya doğru savurdu ve o da bizi yalnız bıraktı.
Min Yoongi ile kendimizden geçmiş dakikalardır piyanonun başındaydık. Bildiğimiz parçaları birlikte çalıyor bazen de birbirimizi dinliyorduk.
"Nerede öğrendin?" Dedi parçayı sonlandırırken.
"Evde vardı. Babam da çok iyi çalar ama maalesef artık yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİ KIZLAR KÖTÜ ÇOCUKLARI SEVER -1
Fanfiction✔️ •10.06.2019• ✔️ Kendisini kusurlu gören bir genç kızın, tesadüfen tanıştığı "kusursuz" olarak adlandırdığı çocuğa karşı duyduğu aşkın hikayesi... İçinde; aile, dostluk, sahte arkadaşlık ve oldukça aşk barındırmaktadır. İyi kızlar kötü çocukları...