Öpmek...
Öpülmek...
Ve ikisinin aynı anda olması...Daha önce yaşamamıştım. Ne bir erkek tarafından öpülmüştüm ne de bir erkeği öpmüştüm. Sanırım en son anasınıfındaki bir gösteri için olmuştu. Ondan sonra yok!
Şimdi ise en yakın arkadaşım, elimde kalan son kişi bana bu amaçla yaklaşıyordu. Ama neden? Neden en yakın arkadaşım beni öpmek istiyordu? Hem de dudaklarımdan!
Eun haklıydı. Bazen gelen hislerim haklıydı. Min Ho, benden hoşlanıyordu. Ama neden? Neden bir insan benim gibi birinden hoşlanır ki? Güzel değilim, fiziğim güzel değil. Doğru düzgün konuşamıyorum bile, konuşmayı bırak yürüyemiyorum bile. Neden Min Ho? Üstelik çok yakın arkadaş olmamıza rağmen neden beni seçtin?
Çok mu bencilce düşünüyordum? Sevmek ya da hoşlanmak insanın elinde değildi. Eminim o da 'bundan sonra Arya'dan hoşlanacağım' diye başlamamıştır bu işe. Tıpkı benim 'Jimin'den hoşlanacağım' demediğim gibi! Ah Jimin-ah şu an bu konuda ne işin var? Seninle ilgisi yok! Düşüncelerimden çık!
İstemiyordum. İlk öpücüğüm hoşlanmadığım, üstelik en yakın arkadaşım olarak gördüğüm kişiden olsun istemiyordum. Ama onu da kırmak istemiyordum. Şu an kapana sıkışmış gibiydim, ne yapacaktım?
Ellerim daha fazla soğuyup daha fazla terlediğinde Min Ho kollarımı kavradı. Gözleri hala dudaklarımdaydı, asla çekmemişti. Bir atak yapacaktı, hissediyordum. Ben ne yapacaktım?
Hızla bana ve dudaklarıma yaklaştığında istemlice kafamı çevirip, istemsizce elimin tersiyle tokat atmıştım. Buna yapmama gerek yoktu. Tokatta nereden çıkmıştı? Gerçekten elimde olan bir şey değildi, bir anda oluverdi.
Tedirginlikle Min Ho'ya döndüğümde bana bakmıyordu. Yüzü hala ona vurduğum şekilde kalmıştı. Tam bir aptaldım! Onu kırmak istemiyordum öyle mi? Kesinlikle kırmadım!
"Min Ho, ben.." Hayır söyleyecek bir şeyim yoktu. Evet, belki ona tokat atmamalıydım ama onun yaptığı da hoş bir şey değildi. Bunu bana sormuş muydu? Ona karşı bir şey hissediyor muydum acaba? Öpüşmeyi ben de istiyor muydum acaba? Üstelik bunu yapması için ona fırsat bile vermemiştim. Yoksa ondan hoşlandığımı mı düşünüyordu? Bunu hissettirecek hiçbir şey yapmamıştım ki ben!
"Gitmeliyim." Hızlıca yerimden kalktım ve montumu, çantamı alıp salondan dışarı attım kendimi. Berbat hissediyordum! Sona kalan arkadaşımda artık yoktu. Harika!
Hızlı hızlı yürüyüp, ağlamamaya çalışırken göz göze gelmiştim onunla. Bir şey arıyor gibi etrafına bakınıyordu. Tek başına sinemaya mı geçmiştin Jimin? Yoksa bir randevun mu vardı?
Hayır Arya, ona takılma. Ona kırgınsın bunu unutma!
Üstelik daha fazla sinirini bozan şeyler var. Min Ho, peşime düşmeden buradan çıkmak istiyordum. Çünkü beni yakalarsa ona söyleyeceklerimle onu daha fazla üzmekten korkuyordum.
Sanki onu hiç görmemişim gibi çıkışa yöneldim. Hava serindi ama montumu giyecek vaktim yoktu. Buradan uzaklaşmalı, evime gitmeliydim. Sakinleşmeliydim. O benim arkadaşımdı! Beni nasıl öpmeye kalkışırdı?
Hareket etmekte olan otobüsü koşarak ve el hareketlerimle zorla durdurabildim. Otobüs beklemeyeceğim için mutluydum. On dakika daha karlıydım.
Oturup kafamı cama yasladığımda otobüse bindi Jimin. Ne oluyordu? Bizim mahallede mi oturuyordu artık? Dağınık saçları ve gri göz altıyla yanıma oturdu. Yine de kusursuz görünüyordu. Beynim ve kalbim aynı fikirdeydi. O yüzden kalbim beynimde atıyordu! Delirecektim! Sakin ol biraz, senin derdin ne? Sesini duyuracaksın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİ KIZLAR KÖTÜ ÇOCUKLARI SEVER -1
Fanfiction✔️ •10.06.2019• ✔️ Kendisini kusurlu gören bir genç kızın, tesadüfen tanıştığı "kusursuz" olarak adlandırdığı çocuğa karşı duyduğu aşkın hikayesi... İçinde; aile, dostluk, sahte arkadaşlık ve oldukça aşk barındırmaktadır. İyi kızlar kötü çocukları...