SARHOŞ!

2.9K 232 222
                                    

"Gerçekten şimdiye kadar hiç içmedin mi?"

"Niye bu kadar şaşırıyorsun Tae? 18 yaşına yeni girmiş zaten." Benim söyleyeceğim şeyi Namjoon ağzımdan almıştı.

"Biz içmek için 18 yaşımızı beklemedik de ondan." Sinsi bir şekilde güldü ve vurması için yumruğunu Tae'ye doğru uzattı Jimin.

"Onlara bakma sen. İçmek istemiyorsan sorun değil." Bir yandan gülümsedi ve bir yandan da içkileri koymaya devam etti Hoseok. Çok iyiydi!

"Mızıkçılık yapma küçük fare! Herkes içiyor hadi hadi.."

"Jungkook! Bana öyle seslenme." Benden sadece bir yaş büyüktü!

"İçersen bir daha söylemeyeceğim." Kıkırdıyordu.

"Çocuk mu kandırıyorsun sen?" Ciddi duramamış ben de gülmüştüm.

"Ne çok konuştunuz ya! Sen de içsene ne olacak yani?" Yoongi hafiften kızışmaya başlamıştı.

"Ben..şey.." Lafımı anlatmaya çalışırken Tae ve Jungkook etrafımı çevirmişti. Ellerindeki bir kadeh sujoyu ağzıma tıkmaya çalışıyorlardı. Eğleniyordum, mutluydum. Çok tatlı ve çok eğlenceli arkadaşlarım vardı. Artık bundan eminim.

Çocuklar benimle uğraşırken çalan kapıyı açmak için ayağa kalktı Jin. Çünkü onun evindeydik. Dışarıdan gelen yüksek seslerle hepimiz sessizleşmiştik. Çok geçmeden Eun'la birlikte içeri geldi.

Berbat görünüyordu. Saçları dağılmış, makyajı akmış ve fazlasıyla sarhoştu. Saat kaç diye düşünmüştüm bir an içimden. Bu saatte dışarı da tek başına ne yapıyordu?

"Sonunda istediğin oldu Arya. Hepsini elimden aldın ve şimdi sen onlarla vakit geçiriyorsun."

"Şu saçmalıklarından vazgeç artık." Min Yoongi bu tarz durumlar karşısına sakin kalamıyordu. Hiçbir şey demedim. Desem de beni anlayabilecek durumda değildi zaten. Ben şu an sadece Jin'e üzülüyordum. Yan tarafından sessizce onu izliyordu. Gerçekten onu hala seviyordu. Senden nefret ediyorum Eun!

"Sana bunu ödeteceğim Arya! Sen benim her şeyimi elimden aldın! Sen..Arya! Sen..." Olduğu yerde sallandı ve sonunda dizlerinin üzerine kapaklandı.

"Biriniz onu eve götürebilir mi?" Yanından geçti ve karşımda, yere oturdu Jin.

"Ben hallederim." Jimin bunu söyleyince istemsizce ve hızlıca kafam ona dönmüştü. Ne demek ben halledebilirim? Sen de gözü olduğunu biliyorsun değil mi?

"Ya da başkası bıraksın." Geri sessizce yerine oturdu. Çok mu kötü bakmıştım? Kötü baksam bile neden gitmesin ki? Ben gitmeni istemediğim için...Ah Jimin sen böyle davranmaya devam edersen ben kesinlikle kendimi kontrol altına alamayacağım.

Hoseok ve Tae götürecekti onu evine. Şaşırmıştım. Hala bir şeylerin peşini bırakmamıştı. Ve beni burada görmese büyük ihtimal Jin'e yalvaracaktı. Söylediği tehditler peki? Tamam Eun hanım, savaşalım o zaman!

"Bir de utanmadan hala evime geliyor! Bu kız delirmiş!" Jin, fazlasıyla sinirlenerek kadehleri silip süpürmeye başlamıştı. Duygularını bastırmak istiyordu, onu anlıyordum.

"Boşver Hyung onu." Ve çocukların hep bir ağızdan tesellileri.

Özür dilerim anne! Beni affet!

Çabucak bir kadehi avuçlarımın arasına aldım ve hızlıca diktim. Ateş içmiş gibi hissediyordum ya da acı biber suyu. Boğazımı hatta tüm yemek borumu yaka yaka geçmişti. Garip sesler çıkararak elimi boğazıma götürdüm. Böyle iğrenç bir şeyi neden içiyorlardı?

İYİ KIZLAR KÖTÜ ÇOCUKLARI SEVER -1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin