"Yanına yedek kıyafetler aldın mı?"
"Gerek yok anne. Sadece bir gece kalıp döneceğim. Hem çok soğuk olduğu için montumu bile çıkarmayacağım." Sırt çantamı omzuma takıp yanağına kocaman bir öpücük kondurarak evden çıktım.
Deli gibi heyecanlıydım. Asla gitmek istemediğim bu kampa, şimdi koşarak gitmek istiyorum. Çünkü Jimin orada olacaktı. O günlerdir görmüyordum, çok özlemiştim.
Ama onu görünce ne yapacağımı da bilmiyordum doğrusu. Son ayrılığımız bir garipti. Onu zorla öptüğümü ima edip durmuştu. Eğer bu doğruysa onun yüzüne nasıl bakacaktım bilmiyordum.
Otobüsten inip, okula yaklaştıkça onların etkisinin ne kadar büyük olduğunu daha iyi anlamıştım. Burası ne kadar kalabalıktı! Gitmek için on kişi bile bulamazken, şimdi neredeyse okulun yarısı buradaydı!
Onları görmüştüm! Etraflarını saran kalabalıkla sohbet ediyorlardı. Hepsi çok yakışıklıydı! Salyaları akan tüm kızları çok iyi anlıyordum.
Jimin, Choi Yon ile konuşuyordu. Bunların arasında ne vardı? Onları ilk, yeni tanıştığımız zaman okulun önünde görmüştüm. Yon, onu fazlasıyla sahiplenmişti. Kesinlikle ondan hoşlanıyordu! Buradaki tüm kızlar gibi! Ve ben hiçbiriyle mücadele edecek durumda değildim.
"Arya, gelmişsin. Şu listeyi kontrol eder misin? Herkes gelmiş mi?" Kamp organizasyonuyla ilgilenen öğretmenimiz yanıma geldi ve elime listeyi tutuşturdu. Başarılı bir öğrenci değildim ama nedense öğretmenler sorumluluk işlerinde hep beni tercih ederlerdi.
Tanıdığımı arayıp bularak, tanımadığımı seslenerek gelip gelmediğini anlamaya çalıştım. Bir eksiğimiz vardı. Eun!
"Naber?"
"İyi Min Ho. Senden?" Ah seninlede yarım kalmış bir meselem vardı.
"Ben de iyiyim. Herkes tam mı?" Elimdeki listeye hızlıca göz attı.
"Eun.." Cümlemi tamamlamaya gerek kalmadan onun havasını hissetmiştim. Mükemmel topuklu botları, mini şortu aldığına giydiği çorabı ve kürklü montuyla aramıza giriş yapmıştı. Gerçekten kampa bunlarla mı gelecekti? Tamam güzel görünmek sizin için önemliydi! Ama keşke bu kadar abartmasanız!
"Geldim." Dedi yanımdan geçip giderken. Kör değildim! Listeyi hocaya teslim edip, arabanın yanına yürüyeceğim sırada onun bakışlarına hapsolduğumu anlamıştım. Direk ona baktım. Doğru tahmindi. Park Jimin, beni izliyordu.
Hafifçe gülümsedi. Onun gülümsemiyle Choi Yon hızlıca bana doğru döndü. Beni dövmeye çalışır mıydı? Bunu kesinlikle yapardı.
"Hey! Bizi tanımamazlıktan mı geliyorsun?" Namjoon'du bana doğru gelen. Fazlasıyla üşümüşe benziyordu.
"Ah hayır. Sadece etrafınız çok kalabalıktı o yüzden." Gülümseyerek elini başıma götürdü ve iki defa hafifçe sevdi. Gamzeleri muhteşem ötesiydi.
"Bunu bana neden söylemediniz?"
"Neyi?"
"Birlikte kampa gideceğimizi."
"Sürpriz olmasını istedik." Tekrardan sıcacık gülümsedi.
"Her şeyi sana söylemek zorunda mıyız?" Ve işte arkasından küçücük burnu pembeleşmiş bir Min Yoongi gözüktü.
"Sana da merhaba!"
"Jimin'i öpmüşsün doğru mu?"
"Oppa!" Fazla mı tepki vermiştim? Ah yerin dibine girmek istiyordum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİ KIZLAR KÖTÜ ÇOCUKLARI SEVER -1
Fanfiction✔️ •10.06.2019• ✔️ Kendisini kusurlu gören bir genç kızın, tesadüfen tanıştığı "kusursuz" olarak adlandırdığı çocuğa karşı duyduğu aşkın hikayesi... İçinde; aile, dostluk, sahte arkadaşlık ve oldukça aşk barındırmaktadır. İyi kızlar kötü çocukları...