"Sana yardım etmeye geldim." Şaşkın bakan şişmiş gözlerimle onu inceledim. Bana inanan tek kişi sanırım oydu.
Ne söyleyeceğimi bilemeyerek, ayaklarımı yere sürtüp yanına ilerledim. Ve onu çok sarsmadan yatağıma, karşısına oturdum.
"Ben hala neler olduğunu kavrayamıyorum."
"Her şey ortada! Neyi anlamadın?" Min Yoongi, zeki bir çocuktu. Beni en başta Ha Eun'a karşı uyarmıştı. Hatta sanki ben her şeyin farkındaymışım gibi yardım bile istemişti. Onun bir ayda görebildiğini ben yıllarca görememiştim.
"Beni neden böyle bir duruma soktu? O benim en yakın arkadaşımdı." Sesim titrediğinde susmayı tercih ettim.
"Bazen insanların neyi neden yaptığını anlamak çok güç olabilir. Ama eminim bu kız bir şeyi boşu boşuna yapmaz."
"Bilmiyorum." Ellerimi çaresizce saçlarıma götürdüm.
"Eun, psikopat derece kıskanç bir kız. Birkaç kere sen yokken senin hakkında konuştuk. Çocuklar seni sevdiği için överek bahsettiler, bundan fazlasıyla rahatsız olmuşa benziyordu."
Aslında kendini yavaş yavaş belli ediyordu Eun. Çocuklarla her bulaşacağımız zaman beni yok etme ya da görünmez kılma çabalarını hatırlıyordum.
"Daha geç olmadan onun gerçek yüzünü gördüğüm için mutlu olmalıyım." Söylediklerimi başıyla onayladı.
"Fakat size karşı çok mahçup etti beni. Sonuçta sizinle yeni tanışıyoruz beni tam tanımıyorsunuz. Kim bilir diğer çocuklar benim hakkımda ne düşünüyordur?"
Elleriyle kuvvet alarak kendisini arkaya doğru ilerletti ve sırtını duvara yasladı Yoongi. Sonra da konuşmasına devam etti.
"Kimse senin hakkında kötü düşünmüyor. Hoseok ve Tae peşinden bile geldi ama sana yetişememişler."
"Herkes mi?" Emin olamıyordum çünkü iki kişiden çok kötü şeyler duymuştum.
"Ah! Jimin ve Jin Hyung dışındaki herkes." Biliyordum!
"Jin Oppa'yı anlıyorum ama Jimin'e ne oluyor? O neden bana bu kadar tepki verdi anlamıyorum." Her şeyi biliyormuşçasına gözlerini devirdi ve yandan gülümsedi Min Yoongi.
"Çünkü hepimizden daha fazla yalan biliyor."
"Nasıl?"
"Sen ne kadar safsan Ha Eun'da o kadar fena bir kız. İlk önce Jin Hyung'u aradı. Hepimizin onun evinde olduğunu ve Jin Hyung'un kısa bir süreliğine dışarı çıkacağını öğrendi. Çok geçmeden Ha Eun geldi. Jin ve diğerleri dışarıdaydı. Evde sadece Jimin ve ben vardım, Eun bunu da biliyordu."
Her cümlede şaşkınlığım daha da artarak onu dinlemeye devam ettim. Oysa hatırlıyordum. Çok kötü olduğunu,hemen eve gidip uyumak istediğini söylemişti.
"Kapıyı Jimin açmıştı ve verdiği tepkiyi de duymuştum. Kötü bir şey olduğunu zannedip kapıya ilerlediğim sırada Jimin'le özel bir şey konuşmak istediğini söyledi ve ben de geri içeri geçtim. Jin Hyung gelene kadar konuştular, tek sorun ne konuştuklarını bilmiyorum."
"Yani ona başka yalanlar söyledi."
"Jimin bu kadar deliye döndüğüne göre baya çıldırtıcı yalanlar."
"Niye? Niye?" Jimin'e olan kızgınlığım dinmişti şimdi ise içimde yavaş yavaş onu kaybetme korkusu oluşuyordu. Beni olmadığım biri zannedip benden uzaklaşmasını istemiyordum.
"Gerçi Jimin'in senin hakkındaki yalanlara da bu kadar delirmesini anlamış değilim ama." İmalı bir cümle ve imalı bakışlar... Hızlıca gözlerimi kaçırdım. Jimin'in duygularını bilmiyordum ama kendimin yeni oluşan aşk kırıntılarını gizlemeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİ KIZLAR KÖTÜ ÇOCUKLARI SEVER -1
Fanfiction✔️ •10.06.2019• ✔️ Kendisini kusurlu gören bir genç kızın, tesadüfen tanıştığı "kusursuz" olarak adlandırdığı çocuğa karşı duyduğu aşkın hikayesi... İçinde; aile, dostluk, sahte arkadaşlık ve oldukça aşk barındırmaktadır. İyi kızlar kötü çocukları...