Dünya o kadar garip bir yer ki! Hiç ummadığınız şeyler ummadığınız kişiler tarafından başınıza gelebiliyor. Bu da size dünyanın bir nevi 'kimseyle ne dost ol ne de düşman!' deme şekli.
Bugün çok iyi anlamıştım. Benim bir dostum yoktu! Dostum zannettiğim kişi beni hiç bir zaman dostu olarak görmedi. Ve biz şimdi bu hale geldik. Çok acılı belki ama şu an dostum sandığım bir insanın bana attığı iftirayı temizlemeye çalışıyorum.
Ama içimden bir ses diyordu ki, sadece bugün yaşadığım şeylerle kalmayacak. Daha fazlası gelecek ve ben daha fazla kırılacağım.
Jimin'in karşıma dikilip söylediği cümlelerden sonra bir türlü kendime gelememiştim. 'Eun'un anlattığı şeyler bunlar, nasıl olur böyle bir şey?' Bu soruları beni büyük bir şoka ve ağır kalp kırıklığına sokmuştu.
Direk yaptığım şey hızlıca ilerleyip onun arabasının ön koltuğuna oturmak olmuştu. Arkamda Min Ho'yu ve hiçbir şey anlamayan suratını bıraktım. Jimin arabayı deli gibi kullanıyordu. Evet, ondan beni Ha Eun'un yanına götürmesini söylemiştim. Madem böyle bir yalan söyledi. Bana böyle iğrenç bir suçu attı. Benimle yüzleşmesini de bilecekti.
Arabayı durdurdu ve çabucak aşağıya indi Jimin. Ben de onu izledim. Yol boyunca hiç açılmayan dudakları şimdi aralandı.
"Burası Jin Hyung'un evi. Burada sorun çıksın istemiyorum." Suratımı büzüştürerek anlamsızca ona baktım. Beni ne olarak görüyordu? Sorun çıkmasını istemiyorum derken? Ne yapacaktım yani ortalığı birbirine mi katacaktım?
Kapıyı çaldığında Jungkook'du bizi karşılayan. O da garip bakıyordu ama tabi ki Jimin'e göre bakışları çok daha yumuşaktı.
"Hoşgeldin Arya." Dedi hafif gülümseyerek. Birilerinin beni birazcık tanımış olma ihtimali beni mutlu etmişti. Gülümseyerek başımla selam verdim ve içeri geçtim.
Herkes buradaydı! Sen çok zeki bir kızdın Ha Eun. Hoseok, Tae, Namjoon ben gelince ayaklandılar ve bana hoşgeldin diyip selamladılar. Aynı şekilde karşılık verdim ben de.
Min Yoongi koltuğa yatar pozisyonda oturmuş ayaklarını sehpaya uzatmıştı. Beni görünce iki kere el salladı ve kafasını kaldırıp yandan gülümsedi. Evet, onlarda bir sorun yoktu. Bana gayet normal, her zamanki gibi davranıyorlardı. Jimin'in abarttığı şey neydi tam olarak?
Odaya açılan büyük kapıdan Jin ve onun elini sıkı sıkı tutmuş Ha Eun girince anlamıştım abartılacak şeyi. Bu gerçek miydi? Elimi kocaman açılan ağzıma götürdüm. Eun berbat görünüyordu!
Boynunda ve yüzünün bir çok yerinde morluklar...Burnunda dudağında yara bandı... Ve yüzünde ki o garip ifade. Beni görünce bir iki adım geri çekildi ve Jin'in koluna sarıldı. Bu kız ne yapıyordu ya?
"Sen neden geldin?" Jin'di beni böyle azarlayan.
"Onu ben getirdim." Hayır Jimin ben kendim gelmek istemiştim. Hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi davranacaktım. Sanki bana Jimin bazı şeyleri söylememiş gibi.
"Senin bu halin ne Eun?"
"Bilmiyor musun sanki? Ona neden bunu yaptın? Arya, o senin arkadaşın!" Jin Oppa bana fazlasıyla öfkeliydi. Normal olarak Eun'a inanmıştı ve bana kızması çok olağandı.
"Hyung, sakinleş." Namjoon sessizce müdehalede bulundu.
"Sen gerçekten onlara böyle mi anlattın? Neden Eun? Neden beni böyle bir duruma düşürmek istiyorsun? Neden bana iftira atıyorsun? Ben seni neden döveyim? Seni bugün kızlardan ben korumadım mı? Bana böyle bir şeyi nasıl yaparsın?" Sinirlenmekten çok üzgün ve kırgındım. Evet o bana bunu nasıl yapardı? Neden yapmıştı? En yakın arkadaşım benden ne istiyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİ KIZLAR KÖTÜ ÇOCUKLARI SEVER -1
Fanfiction✔️ •10.06.2019• ✔️ Kendisini kusurlu gören bir genç kızın, tesadüfen tanıştığı "kusursuz" olarak adlandırdığı çocuğa karşı duyduğu aşkın hikayesi... İçinde; aile, dostluk, sahte arkadaşlık ve oldukça aşk barındırmaktadır. İyi kızlar kötü çocukları...