SADECE SENİ TANIMAK!

2.6K 240 155
                                    

Çaresizlik.. Kendim için, daha önce hiç bu kadar yoğun yaşamamıştım. Daha önce hiç bu kadar kendimi kaybetmek üzere olduğumu hissetmemiştim.

Biraz önce, benden kurtulmak için beni buraya atmıştı Eun. Hem de benim yüzme bilmediğimi bildiği halde! Ona göre derin değildi, evet doğru. Peki buranın bir bataklık olduğundan haberi var mıydı?

Ne kadar çabalarsam çabalayayım ayaklarımı asla kımıldatamıyordum. Ve her geçen saniye biraz daha batıyordum. Bu süre çırpındıkça daha da aza iniyordu.

Beni burada kim bulabilirdi ki? Kurtulmam mümkün müydü? Kendi başıma, hayır! Tüm inancımla bağırdım. Bağırabildiğim kadar! Birilerinin beni duyması umuduyla!

"İmdat! Bataklığa düştüm! Yardım edin!" Sadece garip yaratıkların sesi ve rüzgardan dolayı sallanan ağaçların şarkısı... Zaten bir süre daha buradan çıkamazsam, tamamen batmama gerek kalmadan ölecektim! Su buz gibiydi! Hava da öyle! Oysa donarak ölmekten ne çok korkardım.

"İmdat! Beni duyan var mı?" Ayak sesleri! Koşan birileri!

"İmdat! Burdayım! Burdayım! Bataklığa düştüm! Buradayım!"

"Arya, nerdesin?"

"Jimin!" Ağlayabilirdim. Gerçekten ağlayabilirdim. Beni nasıl bulmuştu?

"Jimin, buradaydım!" Bir kaç saniye sonra nefes nefese yanımdaydı.

"Bu nasıl oldu? Su çok yüksek değil, neden çıkmıyorsun." Tam adımını atacağı sırada bağırarak onu durdurdum.

"Jimin hayır! Bu bir bataklık! Hareket bile edemiyorum. Sakın yaklaşma." Gözleri kocaman açılarak geri çekildi.

"Bunu sana o yaptı değil mi?"

"Ne?"

"Tamam uzanacağım ve elimi tut tamam mı?"

"Ya sen de düşersen?" Kendimden çok onun için korkuyordum.

"Hayır bana bir şey olmayacak Arya. Elimi tut!" Yüz üstü uzanarak elini bana doğru uzattı. Beni gerçekten çekebilecek miydi? Zorlanarak da olsa elini tuttum.

"Kendini itmeye çalış." Çekiyordu ama sanki milim bile hareket etmiyordum.

"Ayaklarımı hissetmiyorum Jimin. Ellerimi de."

"Arya, hayır hayır." Donmak üzereydim. Suda kalan her yerim yavaş yavaş karıncalanıyor ve uyuşuyordu.

"Yardım çağırmam için vaktimiz yok. Hadi biraz daha güçlen." Elimi daha sıkı kavradı ve beni tüm gücüyle çekmeye çalıştı Jimin. Sağ ayağımın biraz olsa yükseldiğini hissetmiştim. Çıkabilirdim! Bir iki denemeden sonra ayaklarımı kurtarmıştım evet.

"Elimi sıkı tut. Bana doğru gel." Pis suyun içinden, kendine doğru çekmeye başladı beni Jimin. Yanına geldiğimde ise çabucak belimden kavradı ve beni karaya çıkardı.

"Teşekkür..." Titriyordum. Dişlerimi bile hissetmiyordum.

"Gitmemiz gerek. Çabuk." Tekrardan belimi sıkıca kavradı ve beni yarı taşır bir vaziyette ilerletmeye başladı. Ateşin yanına götürüyordu biliyordum. Ama gidemezdim! Herkes oradaydı.

"Oraya..gidemem."

"Saçmalama! Ne demek gidemem. Donmak üzeresin Arya."

"Rezil olmam için bunu yaptı. Ona istediğini..istediğini veremem Jimin." Kıs kıs gülerek izleyecekti benim bu pis halimi. Yavaşça gözlerini kapattı ve başka bir yöne doğru ilerlemeye başladı. Ellerim ve ayaklarım sanki yoktu. Hiçbir şeyi hissetmiyordum.

İYİ KIZLAR KÖTÜ ÇOCUKLARI SEVER -1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin