Kafanızda bir sürü düşünce varken ne yaparsınız? Ya da ne yapmak istersiniz? Ben kafamı ellerimin arasına alıp bastırdığımda, düşüncelerimi de bastıracağımı zannederim her seferinde. Yaparım ama işe yaramaz.
"Anne." Dedim ellerimi saçlarımdan çekerek.
"Hıı.." Diziye fazlasıyla konsantreydi.
"Kesin Türkiye'ye gidiyoruz değil mi?" Tam ağzına götüreceği atıştırmalığı bıraktı ve bana döndü.
"Tabi ki tatlım, konuşmuştuk bu konuyu. Hatta sen çok sevinmiştin." Ah anne! O zaman tam bir bunalımdaydım. Bir an önce buradan, herkesten kurtulmak istiyordum. Onun benim gerçek duygularımla pek bir alakası yoktu.
"O zaman kendimi pek iyi hissetmediğim için bir şey dememiştim."
"Biz hayatımızı senin hislerine göre mi ayarlayacağız Arya?" Sanki o zaman karşı çıksam kabul edecekti de!
"Hayır tabi ki de ama demek istediğim şey...ben korkuyorum anne. Orada yapabileceğimi düşünmüyorum. Hem burayı bırakmak benim için neredeyse imkansız."
"Ne demek istiyorsun sen? Her şey ayarlandı. Baban orada ev bile buldu. Bunu şimdi mi söylüyorsun?" Başımı öne eğerek saçlarımı karıştırdım. Ne yapayım ancak şimdi cesaret bulabilmiştim kendimde. Ve ancak şimdi ilgilenebilmiştim bu sorunumla.
"Anne bak, ben oraya daha önce hiç gitmedim, bir kere bile! Orayla ilgili tek bildiğim şey dilleri. İnsanları nasıldır, neye kızarlar, ne yanlıştır, toplumda ne ayıptır bilmiyorum. Üstelik benim girmem gereken bir üniversite sınavım var. Eğer oraya gidersem hayatım ne kadar kötü etkilenecek farkındasın değil mi? Eğitim sistemlerimiz birbirinden çok farklı. Aldıkları derslerin bir çocuğunu eminim ki bilmiyorum."
"Arya sen beni delirtmek mi istiyorsun?" Bağırarak ayağa kalktı annem. Odada bir iki kere turladıktan sonra geldi ve başıma dikildi.
"Sen bir Türk'sün. Ve ben seni tam bir Türk olarak yetiştirdim. Türk yemeklerine alışkınsın, Türkiye'de yaşayan biri kadar iyi Türkçe konuşuyorsun. Evimizde her zaman Türk kültürü var oldu. Sen neyden bahsediyorsun? Kore insanından daha sıcakkanlı olduklarını söyleyebilirim sana. Hiçbir şey de zorlanmayacaksın bak görürsün." Sonlara doğru sesi yumuşadı. Anladı ki beni ikna etse her şey daha kolay olacaktı.
"Hem Esila'yla da görüşürsün. Onu çok seviyorsun değil mi? Yalnız da olmayacaksın o sana her şey de yardım eder. Üniversiteye gelince de bir yıl ara verirsin o süre zarfında özel ders alırsın ve olabildiği kadar özel bir üniversiteye göndeririz seni." Onun için her şey ne kadar kolaydı. Asla kendini benim yerime koymuyordu.
"Ben bir Türk olabilirim anne ama oraya bir kere bile gitmedim. On sekiz yıldır Kore'de yaşıyorum. Beni neden anlamak istemiyorsun? Benim her şeyim burada."
"Anlıyorum seni. İşte ülkene dönmenin vakti geldi Arya. Merak etme tatillerde yine buraya geliriz." Çocuk kandırıyordu sanki.
"Beni asla düşünmüyorsun! Sen ülkeni özledin diye gidiyoruz. Bencilsin anne, gerçekten."
"Türkçe konuş Arya!"
"Ben odama çıkıyorum." Hızlıca yerimden kalktım ve merdivenlere yöneldim.
"Bu tepkiler için çok geç kaldın Arya! İyi tarafından baksan iyi edersin." Tek iyi tarafı Türkiye'yi görmem olacaktı, başka bir iyi tarafı yoktu.
Yatağa oturduğumda ağlamamak için zor tutuyordum kendimi. Ne yapacaktım? Jimin'i bırakıp nasıl gidecektim ben şimdi? Oysa her şey daha yeni başlıyordu. Ben ilk defa böyle mutlu oluyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİ KIZLAR KÖTÜ ÇOCUKLARI SEVER -1
Fanfiction✔️ •10.06.2019• ✔️ Kendisini kusurlu gören bir genç kızın, tesadüfen tanıştığı "kusursuz" olarak adlandırdığı çocuğa karşı duyduğu aşkın hikayesi... İçinde; aile, dostluk, sahte arkadaşlık ve oldukça aşk barındırmaktadır. İyi kızlar kötü çocukları...