~43~

1.8K 98 111
                                    

Jennie'den;

Sarılarak uyandığım yastığa bakıp gözlerimi ovaladım. Kalkmak zor geliyor ama yaşamak kadar değil.

...

Hazırlanıp işe geçtiğimde odamda beklemediğim o yüze bakmaya başladım. Kalbim hızlanıp nefesim kesildiğinde sadece ona bakıyordum.

L; Bakacak mısın öyle?

J; N-Ne işin var senin burda? Akıllanmadın mı?

L; Sende kalan eşyalarımı almak zorundayım.

J; Ee?

L; Evine gelmek midemi bulandıracak. Buraya gelmek zaten yeterince mide bulandırıcı. Senin yüzünü görmek kadar olmasa da..

J; Konuya gel.

L; Eşyalarımı getir.

J; Gel, al.

L; Hayır.

J; Rosé'yi gönder alsın.

L; Yurt dışında.

J; Soyeon alsın. Malum.. peşinden ayrılmıyor. Hani? O nerede?

L; Peşimden ayrılmadığını nerden biliyorsun?

J; Eşyalarını evine gönderirim.

L; Evim yok.

J; ?

L; Sana vereceğim adrese gönder.

Elime uzattığı kağıttan sonra kapıdan çıkıp kapıyı sertçe kapattı.

Kağıda bakıp cebime koyduktan sonra kafamı toparlamaya çalıştım.

Sesini, kokusunu, gözlerini, onu o kadar özlemişim ki... kalbim deli gibi atıyor.

...

Eve geldiğimde Lisa'nın verdiği kağıda bakacakken kağıdı bulamayınca kısık sesle küfür ettim.

Aramalı mıyım?

Kahretsin.. yapamam.

Telefonla bakışırken kendime yenik düşüp telefonu elime alıp Lisa'yı aramaya başladım.

Açmayacaktı...

Açılan telefonla birlikte yine hızlanan kalbime küfür ediyordum.

J; Alo?

S; Efendim?

J; Soyeon?

S; Ne var Jennie?

J; Lisa'nın telefonunu neden sen açıyorsun?

S; Sana ne? Ne diyeceksen de uzatma.

J; Lisa. Yarın iş yerime gelsin.

S; Oldu başka isteğin?

J; Senin yok olman.

S; Gelemez.

J; Gelemez derken?

S; Evet duydun, gelemez.

J; O niye?

S; Gelmesini gerektirecek bir durum yok.

J; Yo gayet var.

Telefonun arkasından gelen sesle kalbim acıdı.

"O kim Soyeon?"

S; Önemsiz biri.

Önemsiz mi?

"Kapat hadi yemek hazırladım"

TELL ME YOU LOVE ME // ~JenLisa ~ (M)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin