❝Can U Keep a SECRET?❞

5.5K 421 176
                                    

Her şey başıma gelebilirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her şey başıma gelebilirdi.
Tüm kötülükler benim olabilirdi.
Ailem bana sırtını dönebilirdi.
Fakat senin yokluğun sevgilim...
Kendi mezarımın başında ağlamama yeterdi.

Bazen kendime anlam veremiyordum. Beynime ulaşan şeyleri gereksizdi. Kalbim komutayı ele alıyordu. Bazen elimden hiçbir şey gelmiyordu. Ne istediğimi bilmiyordum yada ne yapacağımı?

Sanki bir yol ayrımına gelmiştim de hangi yolu seçersem seçeyim kaybedecektim. Ruhum bir sokak başında durmuş amansız bir şekilde mücadele eden duygularıma bakıyordu. Öfke kin... Etrafımda geziyordu en çok da aşk...

Birini severken hemde ondan nefret edebilir miydiniz? Ondan nefret etmiyordum fakat beynim onun beni sevmemesi düşüncesinden nefret ediyordu. Geri adım atmak zorunda kalıyordum. İstediğim her şey kursağımda kalıyordu. En kötüsü de canım sürekli yanıyordu.

Önceden tek derdim evden kurtulmak, biraz olsun nefes almaktı. Fakat hayat... Bana gülümsemiyor. Önüme engel koymaya çekinmiyordu.

Keyifsiz bir öğle yemeği yemiştik Kris'le... O susmuştu ve bende. Aklımdan onu o şekilde bırakışım... Ben gittikten sonraki dağılışı... Benim için canını yakmak pahasına da olsa duvarları yumruklaması, her şeyi yok etmesi... Bunlar bir şeytan için kolay şeyler değildi. O beni sevmiyor ve bir oyun için yanımda duruyordu. Peki beni neden öpmek istiyordu?

Onu arzulayan ve sürekli konuşan bir tarafım vardı. Elleri... Saçları kırmızıya çalan koyu kahverengi gözleri... Her an aklımda her an nefes kadar yakındı bana.

Onu silmek benim için ruhumu öldürmek kadar zor geliyordu. Bir ruhu öldüremezdiniz peki o zaman neden ondan ayrıldığım her bir saniye yaşayan bir ölüymüş gibi davranıyordum. Aklımda yerine oturmayan şeyler vardı? Bu oyunun ne kadar ileri gideceği... Ve istediğinin çok açık olduğu duygularım...

Ona aşık değildim... Hayır hayır hayır! Onu sevmiyordum da. Sadece ona dokunmak. Ruhuna bakmak istiyordum. Sadece gizemli tarafı beni kendine çekiyordu. O güzel gözleri aklımı çekmekten başka bir şey yapmıyordu. Neden boğazımda koca iki el varmış gibi hissediyordum. Onun yanında da çok korkan bedenim başkasının yanında çığlık atıyordu. Bedenim bedenine dokunmayı istediği kadar başka bir şeyi istemiyordu.

Kris'in yanında otururken dışarı bakamıyordum. Onunla iken arabasında bu korkum yok denecek kadar azalıyordu bazen olduğunu bile unutuyordum. Fakat şimdi Kris'in yanında oturduğum araba koltuğuna yapılmıştım resmen. Kris onun kadar hızlı gitmiyordu yada tehlikeli manevralar yapmıyordu fakat şuan ölesiye korkuyordum. Ve kris kendi düşünce çöplüğünde o kadar meşguldü ki... Beni görmüyordu bile!

Breath and Blood | lizkook¹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin