Gülümsemek neden bu kadar zor?
Kanını akıttığını görmek istiyorum.
Neden ağlamak bu kadar kolay?
Göğüs kafesini aç. Kalbini görmek istiyorum.℘
Yalan...
Sanki kendim söylemiş gibi yakmıştı dudaklarımı. Kris... Onun beni bu yönden sevdiğini hiçbir zaman düşünmemiştim. Aynı şimdi de düşünmediğim gibi. Sadece içkiliydi ve hormonlarına yenik düşmüştü. Ve birazdan gelip bana "Seni kardeşim gibi seviyorum Lisa. Ben sana o gözle bakmam." Diyecekti. Buna inanıyordum.Jin'i daha kaç gündür tanıyordum ki? Ona inanamazdım. Belki de Junggook ona böyle söylemesini söylemişti. Ona bu kadar kolay güvenemezdim.
"Lisa" kris'in sesi hemen arkamdan ve sağımdan duyuldu. Ona dönmeden önceki zikirimi etmeye devam ettim. "Beni sevmiyor... benden hoşlanmıyor..."
"Gel otur Kris." Olabildiğince sakindim. Her şey yalandı. Junggook'un yalanı. Etrafımdaki müziği, dans eden tüm insanları, Kris dışındaki her şeyi yok ettim. Sadece ona baktım. Gözlerine...
"Kris senin dudağın nasıl oldu demiştin?" Hafif dudağının yanı kabuk bağlamıştı. Kris'in gözleri dudaklarımı bulmuştu. Elini hızla birkaç saat önce olmuş yaranın üstüne götürdü. Baş parmağı ile okşarken kaşları olabildiğince çatıldı.
"Nasıl oldu burası?" Sadece sızısı kalan yaramı dedem, babam, annem ve de Junggook bile fark etmezken... O tek bir bakışında anlamıştı.
"Uzun hikaye sonra anlatırım." İçimden daha sonra olur mu diye düşünürken dudağımın kenarında sıcaklık hissettim. Kris'in dudaklarını hissederken sadece onu ittirmekle yetindim.
"Ne yapıyorsun sen Kris?" Şaşkınlıkla ona bakarken birkaç kızın çığlığı duyuldu. Başım o tarafa dönerken bizim tarafımıza doğru gelen ve insanları neredeyse ezen bir Junggook gördüm. Dahası elinin her yerinin kan olmasına rağmen birkaç insanı ittirmeyi göze alabiliyordu.
Junggook'un gözleri bir sefer bile bana uğramazken, yakıcı gözleri Kris'i öldürecek kadar güçlüydü. Kris ise onu bekler gibi ayağa kalktı ve dudaklarını yaladı. Bu hareket Junggook'u daha da sinirlendirirken hızını sona ulaştırdı ve Kris'in üstüne atladı. Junggook Kris'e yumruk sallarken Kris elini tuttu. Tamam Kris de Junggook kadar güçlüydü ama... Ben Kris'i hiç kavga ederken görmemiştim ki!! O sadece vücut çalışırdı o kadar!!
Junggook sol elini de havaya kaldırdığında Kris yine tuttu. Daha sonra ise Junggook ona sert bir kafayı oturttu. Kriz yere serilirken Junggook üstüne çıktı. Onları ayırmak için atıldığımda kenara çekildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Breath and Blood | lizkook¹
FanfictionKöşe başında sarhoş olmayı da seversin, anason kokulu dudaklarınla deli gibi sevişmeyi de... Taze bir günah gibi, pişman et beni işlediğim anda. Kıvılcım ol, kanıma sıçra. ateş ol, damarlarımı yak. Yangın ol, akılımı başımdan al. Bir sevda kılığına...